50 - Saray

6.7K 558 143
                                    

Herkese Merhaba.

Doğum günü şerefimle tüm okuyucularıma yeni bölüm hediyemdir.

Sırf Rüyada Saklı'ya değil. Diğer üç hikayeme de yeni bölüm eklenmiştir.
Uzun zamandır beklenen psikolojik, gerilim ve bilim kurgunun harmanı olan Ölmemeye Çalış, Harry Potter evreninde geçen ama tamamen özgün bir kurgu olan Gümüş Hançer ve sonu gelmesin diye neredeyse bölüm eklemekten çekindiğim Minik Kelebeğin Kanatları...

Dört hikaye, dört ayrı yaşam, dört ayrı evren.

Ve doğum günü şerefimle gelecek sezon yeni bir kurguya başlayacağımın da müjdesini vermek isterim. Yakında onun da alıntılarını ve konusunu Instagram hesabımdan duyuracağım.

27 yaş...
Ne zaman bu kadar yaş aldığım konusunda hiç bir fikre sahip değilim. Zaman öyle hızlı geçiyor ki, bazen bedenimin ve gerçekliğimin zamana yetişemedigini ve geride nefes nefese kaldığını hissediyorum. Fakat her zaman düşüncelerim ve kurgularımın zamandan bile ileride olduğunu hissediyorum.

Neyse bu kadar konuşma yeter. Sezon sonuna az kaldı. Sadece bir kaç bölümcük...

İyi okumalar dilerim.

🌙

Sabah ki duygusal seansımızdan sonra, Aktan ile her türlü endişemi en ince ayrıntısına kadar paylaşmıştım. O da benimle, telefonda görüştüğü insanlardan aldığı olumsuz cevapları iletmişti.

Kim ile ne hakkımda görüştüğü konusunda ağzını bıçak açmazken, sinsi kelimelerimle öğrenme çabam da Aktan'ın sarsılmaz bakışlarıyla saman alevi gibi sönmüştü. Bu bölge benim için, onun aklının kapısına her türlü tehlike işaretinin çakıldığı ayrıca kocaman bir yasak levhası astığı bölgesiydi.

Girilemez, girilmesi teklif dahi edilemez alan.

Bende artık, sorgu sual bile edemediğim yerden usulca çekilmiştim.

Dakikalar, saatlerle aşk yaşarken, güneşin keskin ışıkları bedenimize adeta enerji pompalıyordu. Ertan ise sabahtan öğlene kadar benden açılmayan ilk cilt de dahil, sırlar kitaplarını evine götürmek konusunda ısrarcı olmuştu. Ben de isterse evine götürebileceğini, fakat anneannemin bunu öğrendiği anda, onun aklına süzüp işkence yapabileceği ile ilgili pek de gerçekçi olmayan bir hikaye anlatmıştım.

Aktan bir kenarda kıs kıs gülerek benim yarattığım korkunç hikayemi sırıtarak dinlerken, Ertan, korkudan kocaman olmuş gözlerle evimde de onların üzerinde çalışabileceğine karar vermişti.

O, ikinci ciltteki semboller üzerine kitaba gömülmüşken Aktan ve benim evimden sonraki durağımız ise, belki de başlangıcımız yada sonumuz olacak yerdeydi.

Ani kararla evden çıkmış, bir saat sonra kendimizi, ele kocaman sarayın heybetli giriş kapısında dururken bulmuştuk. Geçmişte binlerce insanın yaşadığı, şimdi ise milyonlarca turistin adımladığı Topkapı Sarayının giriş bahçesinde kalabalığın içinde yalnız, bir başımıza kalmıştık.

Yanı başımızda sürüp giden hayattan soyutlanmış, hedefimize kitlenmiş, başlamak için sanki bir itici gücün kudretli varlığını hissetmek istiyorduk.

Harici hiç bir şey içimize süzülemiyor, aksine içimizde bir şelale gibi çağlayan düşüncelerimiz, kelimelerimiz ve dahi korkularımız ruhumuzda harman oluyordu.

Gelecek hiç bu kadar yakında, bir o kadar da uzağımızda olmamıştı.

Bakışlarımı kapının iki yanında asırlardır insanların bakışları altında tüm heybetiyle duran kulelerinden çekip, yanımdaki sarsılmaz gibi duran fakat içinin ne derece kırılgan olduğunu bildiğim adama çevirdim.

Rüyada SaklıWhere stories live. Discover now