14 - Işık

11.1K 1K 115
                                    

Neden bilmiyorum ama okunmam çok düştü 😔 Eğer beğenmediğiniz bir yer varsa lütfen yorumla belirtebilirsiniz.

Bu arada #Wattys2017ye iki kitabımla katılmış bulunmaktayım. Desteklerinizi ve kitabımızın daha geniş kitlelere yaymanızı sizden bekliyorum.

🌙

Aslında tam havaya salamamıştım. Çünkü tam benim üstüme düşen Aktanın sinirli suratına çarpan nefesim, onun gözlerini kırpıştırmasına neden olmuştu.

🌙

Aktan’a mutluluktan tamamen arınmış, saf  gerginlik dolu bir gülüş yolladım. O ise gülümsememe bakıp, seri bir şekilde gözlerini kapadı. Burnundan verdiği derin bir nefesi benim suratıma üfleyip, tüm hücrelerimde hissedilmesini istermiş gibi kokusunu da beraber yolladı.

Hala ne olduğunu beynimin algılayamadığı ama ruhumun içlerinde özünün anlaşıldığı bu keskin koku tarafından esir alınılmadan Aktan

“Kendini öldürmeye çalıştığını biliyorum Yelda. Mümkünse beni de zebani gibi kendi ölümüme çekmezsen sevinirim.” dedi.

Kurumuş boğazımdan titreyerek çıkan sesimin içimdeki tedirginliği yansıtmasından korkarak “ Özür dilerim. Tamamen reflekslerle ilgili bir şeydi. Seni de aşağı düşürmek istememiştim. Bir yerine zarar geldi mi?” diye sordum endişeyle onun yüzünü sanki ilk kez görmüşüm gibi hızla tararken

Aktan derin bir oksijeni ciğerine çekip, gözlerini açmadan, dirseklerinden destek alarak üzerimden yana dönüp bedenimi ağırlığından kurtardı.

Üstüne düştüğümüz kocaman pufun üzerinde ellerimi iki yana açıp gökyüzüne baktım. Ağır bir monotonlukla geçen bulutlara doğru elimi kaldırıp, gözümü alan güneş ışınlarını engelledim.

Yanımda çıt bile çıkarmadan uzanan Aktan’a seslenip “Hep evdeydin. Dışarıda olmak garip geldi. Gerçekten dışarıdayız gibi hissediyorum.” dedim.

Sonrasında ise yine düşündüklerimi akıl filtremden geçirmeden “Eminim kız arkadaşında sever burayı.” dedim.

Ve ağzımdan bu cümle çıkar çıkmaz dilimi ısırıp, arkasından gelen kelimelerin çıkmaması için kendimi susturdum.

Aktan kapalı duran gözlerini açıp, hızla başını bana döndürdü. Gözlerim, onun duygudan arınmış bakışlara sahip gözleriyle çarpıştığında, Aktanın hayatıyla ilgili ayrıntıları merak etmemesini söylediği cümle aklıma geldi.

Aktan ise bu süre zarfında bana iki kara deliği andıran gözleriyle baktı ve

“Sevgi insanı güçsüzleştirir.” diyerek gözlerini benimkilerden ayırıp yeniden gökyüzüne çevirdi.

Aktanla düşüncelerimizin birbirinden ne kadar da zıt yönde olduğu o saniyelerde beynimin gizli köşelerine sessizce not ediliyordu. Fakat karşımda ne kadar Aktan olsa da bu kendi fikrimi özgürce paylaşamayacağım anlamına gelmiyordu.

Ağzımı açıp “Sevgi insanı güçsüz mü bırakır? İşte bu konuda asla seninle aynı pencereden bakamam. Ben sevdiklerimden güç alıyorum. Senin fikrinin tersine, gücün doğuşu için iki çıkış noktası olduğuna inanıyorum. Birisi sevgi ki bu en asil ve duyguların en yücesi, diğeri ise nefret.

Nefret insana akıla ve mantığa sığmaz güç katsa da bir yerden sonra nefret duyan insanın ruhunu ve kişiliğini kemirir. Onu kendi benliğinden koparır. Kendi karanlık fikirlerinin kölesi eder.

Rüyada SaklıWhere stories live. Discover now