46 - Mum

6.7K 626 62
                                    

Bu bölüm tüm canım okuyucularıma ithaf edilmiştir. Hadi kendi ithafınızı yorum olarak buraya yazın ve yazara hikaye hakkında minik bir not bırakın.  😍

İyi okumalar dilerim 😘💚

🌙

Gözlerim telaşla büyürken "Aktan." diye adını dedim fısıltı ile. "Sanırım biz çoktan kehanetimizi bulduk." diye haykırdım hızla yüzünü iki elimin arasına aldım. "Hatta o bize hiç beklemediğimiz bir zamanda, doğum gününde vardı."

Sözlerim, Aktanın şeffaf bedenini bir kurşun gibi delip geçti. Gözleri bir anlığına düşünceli bir kavise ev sahipliği yaptıktan sonra dalgalı hisleri, bir girdap gibi en küçük ayrıntıyı bile içine çekti. "Mihrimah!" dedi net sesiyle. Ardından gözleri yavaşça ilk mühürlülere döndü.

"Kehanetiniz size nasıl geldi? Bir kahin sayesinde mi?" dedi Arun ve Mayar arasında gözlerini gezdirip

Mayar'ın tek kaşı havalanırken, Arun "Size ne dediler?" dedi tok sesiyle gözlerini kuşkuyla Aktan'a dikti.

Kaşlarım tıpkı Mayar gibi çatılırken, Mihrimah'ın bize sarf ettiği cümleleri hatırlamaya çalıştım. Kelimeler, ruhumdan koparak doğmaya hazır bir bebek gibi içimde çırpındıkça, nağmeli bakışlarım yavaşça Aktanı buldu. Şeffaf bedeninden yayılan hislerine ruhum bir zincir gibi kenetlenirken, aynı anda da kelimeler tüm kuvvetiyle ortalığa saçılmaya başladı.

"Ay ve Tan bir olacak. Karanlık, aydınlıkla isteyerek karışacak. Nefesler yükselecek, kalpler karşılıklı yerlerini bulacak." diye sözde kehanetimizi mırıldandım.

Sonrasında tıpkı Mayar ve Arunda olduğu gibi, benim tıkandığım yerden Aktan devam etti.

"Mavinin huzuru saracak kudretli bedenlerini,
Tek ruh olacaklar en güçlü ışığın karanlığında. Birleşecek güçleri tek ruh altında." diye mırıldandı gözleri bana dalarken

Cümlelerin noktasına kavuşmasıyla birlikte Mayar, bir kaç küçük adımda önümüzde bitti. Arun ise eşini takip ederek benim tam karşımda gözlerimin içine baktı. "Bize anlatın lütfen. Hiç bir yol göstericimiz yok." diye mırıldandım çaresizce.

Mayar ise "Eğer kahininiz gerçek görüşe sahipse bu sizin kehanetiniz olmuş olabilir. Ama emin olmak için sırlar kitabına bakmalısınız." dedi mavi gözlerini yüzüme dikerek, direk muhatabına beni aldı.

Aktan "Ama onu okuyamıyoruz Anlayamadığımız kelimelerin ve sembollerden kehanetimizi nasıl çıkarabiliriz?" dedi kuşkuyla

Mayar ve Arun kısa bir bakış paylaştıktan sonra "Dünyanızda yeni ay veya dolunay vaktine ne kadar kaldı?" dedi Mayar.

Bir kaç saniye zamanı hesapladıktan sonra "Dolunay için sadece üç günümüz var." dedim dudaklarımı ısırıp

Arun'un, Aktan'ı en ince ayrıntısına kadar inceleyen gözleri bana dönerken "Kimlikleriniz ve adlarınız birbirinizi gerçek yaşamınızda ilk gördüğünüz ve ilk içten gelen dokunma anında kitaba işlenmiştir. Onu bulmak da üç gece sonra, sizin ince araştırmanıza bağlı." dedi ve konuşmayı kaldığı yerden Mayar devraldı.

"Emin olun ona ulaştığınızda doğru yerde olduğunuzu anlayacaksınız." dedi. Ardından gözleri yeniden beni buldu. İçimde büyüyen bir soru vardı ve Mayar'ın beni inceleyen gözleri onu dışarı çıkarmam için yardım ediyordu sanki.

"Savaş." diye mırıldandım. "Nasıl oldu? Onları nasıl yendiniz?" dedim hem Arun hem de Mayar'a göz atıp

Yerlerinde hafifçe kıpırdanan şeffaf bedenler, birbirlerine baktıkları bir kaç saniye boyunca sanki bir fikir alışverişi yapmışlar ve sözlerini toparlıyorlarmış gibi durdular.

Rüyada SaklıWhere stories live. Discover now