30 - Nefes

9.9K 946 184
                                    

Yeni bölüm yeni bölüm. Sonunda 💃
İyi okumalar herkese 💚

Aktan ile konuşmam beni sakinleştirmiş gibi gözükse de içimde beni alev gibi yakarak ilerleyen öfke yüzünden odamın içinde bir yandan tırnaklarımı yerken bir yandan da takip edilemez hıza ulaşmış şekilde volta atıyordum.

Yatağımın ucuna oturup beni izlemeye çalışan annem, anneannem ve Luna ise benim hızlı hareketlerimi sessizce takip ediyorlardı.

“Yemin ederim bu herif beni bir gün öldürecek.” diye mırıldandım hızlıca odanın her bir köşesini tavaf ederken

“Yelda sakin ol artık kızım. Aktan senin bu paranoyak hislerini hissetsin mi istiyorsun?” dedi annem gözlerini ovuşturup, oturduğu yatağımdan kalktı.

Anneannem ise gözlerini benden çekip saate baktı ve annemin arkasından oda ayaklandı. “Saat gecenin dördü. Hadi yatın. Çocuk sağlammış işte kendine gel Yelda.” dedi. Anında bir pamuk gibi rahatlayan hislerimle kafamı salladım. Sonra kapıdan sırıtarak çıkan anneanneme bakıp “Güç mü kullanıyorsun sen kadın?” diye söylendim.

Kapımı arkasından kapatırken bana minik bir göz kırpıp beni Luna ile odada yalnız bıraktı.

“Kafayı yememe bile izin yok. Bu ne ya?” diye isyan ettim kafamı sinirle yastığa gömdüm.

Kehribar gözlerini yüzüme diken Lunaya gözlerimi kısarak bakmaya başladım. Ne kadar birbirimizi gözlerimizle taciz ettik bilmiyorum ama bir süre sonra sanki dile gelecekmiş gibi anlamlı bakmaya başlayınca, gözlerimi kırpıştırarak bağlantımızı sonlandırdım.

“Luna bebeğim seni çok seviyorum ama bazen beni çok korkutuyorsun.” diye mırıldandım.

Luna ise bana cevap verircesine hafifçe miyavlayıp yatağımda ki boş yastığa boylu boyunca kuruldu.

Saniyeler dakikaları, dakikalar ise saatleri doğurdu. Ben ise gözlerimi tavana dikmiş şekilde yatağımda uzanıyordum. İçimde bana ait olmayan hisler bazen dalgalı bir deniz gibi bir yükselip beni içine çekerek boğmaya çalışırken, bazen de sakinleştirici sesiyle içimi huzurla dolduruyordu.

“Ah Aktan neler çeviriyorsun?” diye mırıldandım. Gözlerimi kapattığımda aklıma dolan bir fikirle tüm tüylerim bir asker gibi hazır ola geçti. Anneannem birbirimizin hisleri üzerine çalışmamı tembihlemişti.

Vücudumda toplu iğne başı kadar bile bulunmayan uykumdan aldığım güçle gözlerimi kapatıp derin nefesler alarak kendimi rahatlatmaya başladım.

Aldığım her nefesle bedenim ve ruhum arasındaki enerji akışını algıladım. Nefes borumda oluşan sürtünmeye kadar ayrıntılı şekilde hissettiğim nefesim bir süre sonra benim kontrolünden çıkarak sabitlendi.

İlk kendi huzura bulanmış çikolata kıvamına ulaşmış hislerime ulaştım. Ben ise bu durgun hislerin yanında bir bomba gibi kendini belli eden ve bana ait olmayan agresif hislere tutundum.

Kapalı olan gözlerimin önünde, bir sis perdesinin arkasında oynanan bir tiyatro gibi görüntüler oluşmaya başladı. Aktanın sesinin güçlü tınısı ise bu perdeyi yırtıp bana ulaştı.

“Çetin her şeye burnunu sokma.”

Yoğun öfkesi o derece gerçekti ki dokunsam elimde parçalanacak bir cam şişeyi andırıyordu. Kime ve ne için bu kadar öfkelendiğini idrak etmeye çalışırken kulağıma dolan cümlelerle odağım Aktanın yanındaki diğer erkeğe kaydı.

Rüyada SaklıWhere stories live. Discover now