BAKIRKÖY'E ÇEYREK KALA

B.Ç.K - "RAYINDAN ÇIKAN DAVRANIŞLAR"

Fırat'ın evinin kapısına doğru gidiyorum ve kapısına varıyorum. Tam zile basacakken kapı kendiliğinden açılıyor.

Tövbe Estağfurullah!

Besmele eşliğinde içeri giriyorum.

"Fırat?"

Nerde lan bu zürafa kafa?

O değilde benim burada ne işim var en son çatı katında uyuyorduk hıyarla?

Aklımda deli sorular.

Neyse diyip merdivenleri çıkıyorum ve Fırat'ın odasına adımımı atıyorum.

Füsun hala bu odada.

O yüzündeki sırıtış zafer sırıtışı mı?

Banyonun kapısı açılıyor.

Banyodan Fırat çıkıyor.

Üzerinde havluyla.

Havluyla!

HAVLUYLA!!

Füsun'a doğru adımlıyor gülümseyerek.

Elini beline atıyor, kafasını kafasına yakınlaştırıyor tam öpecek..

Birden uyandım.

"Allah'ım o neydi öyle. Allah göstermesin."

Derin derin nefes aldım, hala çatı katındaydım. Ve Fırat, elini belime atmış yanımda uyuyordu.

Onu fazla mı sahiplenmiştim?

Kendine gel Bade Daymaz.

Gelemiyorum aqü!

Elini belimden kaldırıp ayaklandım. Tavandan havaya bakılırsa güneş doğmak üzereydi.

Güneş doğmak üzereydi ve ben uyanmıştım(!)

Allah'ım sen benim keçilerime mukayet ol.

Alt kata inip mutfağa geçtim ve o iğrenç rüyanın üzerine soğuk bir bardak su içtim.

Pis kaşar!

"Uyumamışsın."

"Allah!" derken baş parmağımı dişlerime dayadım. "Ödümü kopardın niye yaklaşıyorsun öyle sessiz sessiz öglena kılıklı!"

"Sanada merhaba." diyip elimdeki bardağı aldı ve su doldurup içti.

Bu neydi şimdi?

Peh!

"Siyah yakışmış."

Tam ağzının payını verecekken kapıdan bir ses geldi.

"Gözlerini karımın üzerinden çek."

Erkeğim be!

Yanıma gelip elini belime attı ve saç diplerime bir öpücük bıraktı.

Tamam bu hoşuma gitmişti.

"Karını bu kadar sahiplenmen gözümü yaşartıyor."

"Git peçete al o zaman gözünü silersin. Bizi yalnız bırakana sen, belki işimiz var." diyerek araya girdim.

Uyuz ya.

"Sana bir cümle kurmuştum Bade ilk tanıştığımız akşam, hala onun arkasındayım."

Gerçekten evli olmadığımızı düşünüyordu.

Zeki öglena.

Tam Fırat "Ne cümlesi-" diyordu ki ellerimi yanaklarına koyarak dudaklarına yapıştım.

Ulan bu kaçıncı formaliteden öpüşme anasını satayım.

Yeter be!

İnanın artık öpüşe öpüşe bir hal olduk!

Fırat afallaması geçince olayı toparladı ve ellerini belime koyup beni arkamdaki tezgaha oturttu.

Yuh anasını yuh! Vur dedik öldürdün!

Tezgaha oturunca geceliğin eteği yukarı sıyrılmıştı. Bunu tenime değen soğuk mermerden anladım.

Soğuk be!

Sonra olaylar çığrından çıktı.

Fırat bir elini belime sardı, diğer elini yanağıma koydu. O anın iç güdüsüyle elimi kaldırıp yanağına yerleştirdim. Diğerini de saçlarının arasına koydum.

Saçlarını seviyordum.

Kendini geri çekti ama araya mesafe koymadı. Sanırım çoktan Selim mutfaktan çıkmıştı.

"Sen." yutkundu. "Sen beni delirtiyorsun." Sık sık aldığımız nefesler birbirimizin yüzüne vuruyordu.

Ulan yine bok yoluna gidiyordum iyi kurtardım işi.

"O öglena yüzünden." dedim nefeslerimin arasından.

"O gecelikle dudaklarıma yapıştın ve öpücüğüme karşılık verdin. Bu iş rayından çıktı artık."

Ne?

"Sanırım delirmiş durumdayım ve beni bu hale sen getirdin sonuçlarına katlanacaksın."

Elini belime atıp beni havaya kaldırdı. Ani refleksle bacaklarımı beline sardım. Mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru ilerledi.

"N-neler oluyor?"

"Yatağımıza gidiyoruz."

"N-neden?"

Yüzüme bakıp içten bir tebessüm etti.

"Yarım kalan işimizi tamamlayacağız."

İç sesim bağırdı "Ne?"

Rüstem bağırdı "Ne?"

Ben bağırdım  "Ne?"

Sonra hep birlikle bağırdık!

NEEE???

🐣

Selamlaaarr!

Bade elden gidiyeeaahhh :D

Seviliyorsunuz 🌹❤