BAKIRKÖY'E ÇEYREK KALA

B.Ç.K - "TAKİP(3)"

"Seni takip etmedik, geçerken sapalım dedik, ne anlamaz çıktın!"

Gümbür gümbür çalan müziğin altında böğürerek birbirimizle konuşmaya çalışıyorduk.

Hayır yani neden bizi içeri sokmuştu ki?

"Kesin öyledir, inandım."

Geliyorlar bana yavaştan yavaştan. Vallahi geliyorlar.

Geldiler!

"Sana diyorum ki!" derken elim havaya kalkmıştı. Sonra gözlerim kolunun yanından oradan arkasına kaydı.

Omzunun üzerinden bakamıyorum n'apim boyum yetmiyor.

Yürüyen kaşar buraya mı geliyordu?

"Sen özledim diye mesaj atınca ben de geldim kocacığım." Havaya kalkan elim göğsüne yerleşti.

Ben böyle işe yakarım.

Yak! Yak! Yak!

"Aynen enişte, sen öyle yazınca hemen geldik. Zaten o da evde seni özlüyordu."

Yok dedesinin örekesi!

Vah Zürafa Surat. Anlaşmamış anlaşmamış ne bakıyon bön bön. Kaşarın kokusunu almadın mı?

"Eşinin geleceğini bilmiyordum Fırat, üzerleri de pek uygun değil sanki."

Ayça'yla ikimiz aynı anda üzerimize baktık.

Eşofman takımı. Sporlar.

Eeeee, bunlar her ortama uyar ki.

Cahil.

"Ooo hanımlar hoşgeldiniz."

Öglena?

Haydaaaa

Bir sen eksiktin aqü.

Arkana bakmadan kaç kızım Bade.

"Eee, ben bir lavaboya gideyim."

Ulan tuvalet bile diyemiyorum!

Arkama bakmadan kendimi tuvalete attım. Yerini nasıl buldum inanın bilmiyorum ama unutmayın ki,

Göt korkusu insana herşeyi yaptırır.

Zuhhahahahaha

Tamam neyse, cıvıtmaya gerek yok.

Ellerimi yıkayıp tuvalete girdim. Çişim yoktu ama sonuçta buraya kadar gelmişken yapayım dedim. Sonra tekrar ellerimi yıkayıp dışarı çıktım.

"Bir insan spor kıyafetleriyle bile nasıl böyle güzel görünebilir anlayamıyorum."

"Bende beyinsiz nasıl bu kadar uzun süre yaşayabildiğini anlayamıyorum."

gol!

"Cidden bu akşam buraya Fırat'ı özlediğin için mi geldin?"

"Seni ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum. Seni ilgilendiren şeyler üzerine olmayan beynini yor."

Gol 2!

Ulan doksana be!

"Onu özlediğin için gelseydin güzel giyinirdin. Onu sevmiyorsun bile, bu iyi birşey."

"Ne zırvalıyorsun?"

"Birini sevebilecek gibi durmuyorsun, severse sever sevmezse yallah! Havalarındasın."

"Cidden." diyerek sordum.

"Tek hücreli yaşamak zor olmuyor mu? Bu kadar uzun cümleler kurabilmen bile bir mucize iki bacaklı öglena."

Güldü.

Oha, güzel gülüyordu.

Tövbe tövbe!

"Bana yürüdüğünün farkındayım ama hoşlandığın için değil, Fırat'ın elde ettiği herşeyi kıskandığın için. Şimdi defol git! Tek hücrelilik bulaşıcıdır falan, aman Allah korusun!"

Oh be rahatladım!

Vallahi birine laf sokunca içim rahatlıyor.

Hobi gibi bi şey Yarabbim, affet.

Arkama bile bakmadan zürafa suratın yanına gittim.

Anasını satayım, aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık!

Şansın ş' si yok bende.

"Ayça nerde?"

"Peşinden gitmişti ama dur bir bakayım." dedi ve Fırat kalktı.

Ne kadar da fedakar bir koca.

"Eeee badeciğim evlilik nasıl gidiyor?"

"Harika gidiyor, Fırat çok iyi biri, beni çok mutlu ediyor."

Sanırım kusacağım.

"Ve ikimizinde aşkı olunca, dahada mutlu oluyoruz."

Kustum.

Öykk!

"Anlıyorum canım." dedi ve içkisinden yudumladı. Zaaaa bozulmuştu tipinden belliydi.

Oh olsun.

Masanın üzerinden boş bir bardağa içecek doldurup bana uzattı. "İçsene sende."

Heee enayi var karşında zaten.

Elime alıp sadece bir yudum aldım. Elimde durması önemliydi. Onun karşısında ezik durmamalıydım.

Hem, bir yudumdan ne olacaktı ki?

1 Saat Sonra:

"OYNAMAYANIN BELİ KIRILIR İNŞALLAH!"

"AÇ BİR ERİK DALI DA KURTLARIMIZI DÖKEK!"

"ÇOCUK İSTİYORUM FIRAATT!"

🐣

Seviliyorsunuz. ❤

(Diğer kitabım Saklı'ya bakmayı unutmayın.)