B.Ç.K - "LİMONATA"

8.7K 646 46
                                    

"Ya öyle Fırat'çığım, bende çektim kapıyı çıktım. Bir daha gitmem o eve."

Allah akıl dağıtırken kesin bu tuvalette işiyordu.

"Peki neden başka bir yere değilde daha yeni evli olan bir çiftin evine geldin?"

Ne güzel sorular soruyorum Yarabbim.

Maşallah bana.

"Daha öncede kaldığım için yabancılık çekmem diye."

Sesinin iğneleyici tonuna iğne sokayım cadaloz Füsun!

"Hayatım." diyerek Fırat'a baktım. "Benimle mutfağa kadar gelebilir misin?"

Aslında bu cümlenin aslı şöyleydi.

Geri zekalı! Çabuk mutfağa gel üzerinde hangi bıçak daha keskin onun testini yapacağım.

Ayağa kalktı ve fırsattan istifade elini belime koyarak mutfağa ilerledik. Sanırım katil olacağım bu genç yaşta.
"Ben bu akşam gideceğim biliyorsun değil mi?"

Sinsi sinsi sırıttı. "Biliyorum."

"İçerdeki sana yanık kız ne kadar bu evde kaldı?"

"İki üç gün."

"Neden?"

"Vaay hesap sormalarada başladık. Bir şartla söylerim."

İbne.

"Şartını da al müsait bir yerlerine sok! Ayça gelir birazdan gideceğim nasıl olsa."

Ellerini yaslandığım mutfak tezgahına, belimin iki yanına yerleştirdi. "Demek kocana aşık bir kızla kocanı evde tek bırakacaksın. Nerde o tuttuğunu koparan yabani gül?"

Bilo gibi bağırmak istedim. 'Öldürdünüz'

"Benim gitmem işinize gelir."

"Sen bilirsin güzelim, ama senin gitmen demek Füsun'a yer açman demektir." bir iki saniye bekledi. "Yatakta."

Tam ağzımı açıp küfür edecektim ki, içeriye yürüyen kaşar girdi.

"Ben açım Bade, yemeye birşeyler yokmu?"

"Zıkkım var, kök soslu olanından."

Tövbe tövbe.

Fırat buzdolabından limonata alıp bahçeye çıktı, tabiki de Füsun cadalozu da peşinden. Ve şu sözleri de ekleyerek. "Canım banada limonata getirir misin?"

Limonata da boğul inşallah.

Hazırladığım limonataya eklediğim sayısını bilmediğim tükürükten sonra güzelce karıştırdım.

Köpüğü kalmıştı be.

Açık olan bahçe kapısından geçtim ve hedefe doğru ilerlemeye başladım. Tabiki de içmesini dört gözle izleyecektim. Oturdukları masaya avını gören avcı gibi yavaşça ilerledim.

"Nerden buldun bu kızı? Doğruyu söyle hamileyim falan diyip seni mi kandırdı?"

He anasını satayım! Dünyada başka erkek yok gelip bu fasulye çangalıyla evlenmeye çalışacaktım!

"Saçmalama Füsun. Biz birbirimizi seviyoruz."

"Babanın sizi zorla evlendirdiğini biliyorum, bana herşeyi anlatabilirsin." Elini omzuna koydu.

Fırsatçı!

"Yanlış duymuşsun, biz anlaşamıyor gibi durabiliriz ama birbirimizi seviyoruz."

Erkek be! Kimin kocası!

Ve içimdeki pembe şeytan fısıldar.

Onu sevmiyor, ondan haz etmiyor olabilirsin ama o senin kocan, herkes böyle biliyor.

Ve ben içimdeki pembe şeytana fısıldadım.

Eeee ne yapayım?

Ve pembe şeytan tekrar fısıldar.

Göstermelikte olsa zürafa suratın kimin kocası olduğunu göstermen gerek, gerizekalı!

Teşekkürler içimdeki pembe şeytan. Allah razı olsun.

Önemli değil.

"Hadi kızım Bade! Göster dişiliğini!" diyerek kendime gaz verdim ve o gazla pat diye aralarına dalıp limonatayı Füsun'un başından aşağı yanlışlıkla döktüm.

Yanlışlıkla!

Galiba fazla gaza geldim.

"Ya inanmıyorum! Üstüm başım mahvoldu!"

"Ay çok pardon ya. İstemeden oldu."

Hem söylene söylene, hem de oflaya puflaya eve girdi. Arkasında pis pis sırıtan beni görmeden.

Zaaaa. Ağla. Kudur. Pis cadaloz.

"Cidden senden korkulur yabani gül ama Füsun bunun altında kalmaz, tetikte ol derim."

O zaman oyun başlasın sevgili kocacığım, güçlü rakip işime gelir.

Pembe şeytanlar aşkına! İşte şimdi asıl eğlence başlıyor!

🐣

Sevgiyle kalın! ❤

BAKIRKÖY'E ÇEYREK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin