B.Ç.K - "UYKU"

9K 658 46
                                    

"Ne yani siz hala şey yapmadınız mı?"

İşte şimdi bitmiştik. Kadın bizim sahte evliliğimizi bilmiyordu ki. Gözlerim Fırat'a kaydı. O da bana bakıyordu. Aklıma bir tekerleme geldi.

Ne bakıyon dik dik.... Neyse. Konumuz bu değil.

"Hayır anne." dedi zürafa surat. Çok merak ediyorum yine ne gibi bir bomba patlatacaktı.

"Düğün zamansız olduğu için Bade'nin özel gününe denk geldi."

Ve bom!

'Senin ananı satayım Fırat! Kafana itler işesin! Dua et susmak zorundayım yoksa ben sana bilirdim yapacağımı!' der gibi yüzüne baktım.

Tabikide anlamadı.

"Ha öyle mi?" derken rahatlamış görünüyordu. "İyi iyi, daha torunlarımı seveceğim."

Hay torununa da biyolojik çiftleşmene de...

Zürafa surat kolunu omzuma atıp konuştu. "Tabiki de anne, daha torunlarını seveceksin."

Gerildiğimi anlayan Ayça, "Artık yeni evli çiftleri baş başa mı bıraksak kaynanatör?" derken çoktan kolundan tutup kapıya doğru götürmeye başlamıştı bile kadını.

Hay ağzın bal yesin pandalar kraliçesi.

Kapının açılıp kapanma sesiyle birlikte dudaklarımda sinsi bir gülümsemeyle gözlerim hala kolu omzumda olan fasulye çangalına kaydı.

"Eee bu sefer nereye saklanacaksın sevgili kocacığım?"

                                🐣

"Kızım kafayı mı yedin sen? Çek elini onun üzerinden!"

Alt tarafı bir vazo, sadece fiyatı benim matematiğimin yetmeyeceği miktarda o kadar.

"Hemen çekiyorum hayatım." derken parmağımla vazoyu itmiş öyle çekmiştim elimi. Ve vazo paramparça oldu. "Çok özür dilerim isteyerek oldu."

"Ulan!" derken bana doğru mu geliyordu o? Uyuyan ayıyı uyandırdın sonunda Bade, bravo!

Adımlarım geri geri giderken kendimi savunmaya geçtim. "Neden bana yalan söylediğini hala açıklamadın. Açıklasaydın kırmazdım vazonu, senin suçun!"

Hala birşey demeden üzerime geliyordu ve benim kaçacak bir yerim kalmamıştı, şansımın elini öpeyim!

Ah Salih Ah.

"Canım zürafa surat. Gelmesene öyle." derken ellerimi aramıza mesafe koysun diye havaya kaldırmıştım. Ve ellerim karın kaslarına geldi.

Allahu Ekber!

Onlar ne lan? Yeniliyor mu?

"Tam üç vazomu, bir tane de takım elbisemi paramparça ettin ve hepside dünyanın parasıydı." niye fısıldayarak konuşuyordu ki? Sesi içine mi kaçmıştı acaba?

Vah.

"A-ama ben-"

"Şişst." elini kaldırıp dudaklarıma kapattı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Ne oluyor be?

"Bunun bir cezası olmalı bence yabani gül."

Ceza mı?

"Yan yana kaldığımız günlerde yanımda uyuyacaksın."

Höst!

Yok ebesinin uzay istasyonu!

"Peki yapmassam?" diye tabiki de soramadım çünkü eli ağzımdaydı. Birşey diyeceğimi anlamış gibi elini çekti.

"Peki yapmassam ne olacak zürafa surat?"

"Yapmassan o matematiğinin bile yetmediği toplam parayı bana ödersin."

Tam bir fasulye çangalı, o çangal dönsünde sana girsin!

"Tamam, ama bu burada kalmaz haberin olsun."

Ne kadar zor olabilirdi ki onunla uyumak?

Galiba bayılacağım!

Ve içimdeki kurnaz Bade fısıldadı. 'Burada bu akşamdan sonra kalman için bir sebep yok ki.'

Akıllı kızım vesselam.

Yüzümdeki sinsi sırıtışla mutfağa gidip birşeyler yedim. Sonra içeriye geçip koltuğa kuruldum ve televizyon keyfi yapmaya başladım.

Analar neler doğuruyor be!

Nerde olduğunu bilmediğim ama yanıma gelince banyoda olduğunu anladığım zürafa surat dakikalardır izlediğim yakışıklı oğlanları bir düğmeye kapatıp spor kanalı açtı.

"Kıskandın dimi fasulye çangalı?"

"Ah yabani gül ah, daha kocanın nasıl bir adam olduğunu hala anlayamamışsın."

Egoist.

Egonu yesinler.

"Tabi tabi kesin öyledir. Ben yatmaya gidiyorum." Ayağa kalkıp yatak odasına doğru gitmeye başladım. Belki hemen uyursam onu yanımda görmemiş olurdum.

Tabiki de öyle olmadı.

"Benimle bu kadar yatmaya hevesli olduğunu bilmiyordum karıcığım." derken televizyonu kapatmış peşimden geliyordu.

Şansımı arılar soksun. 

Gözlerimi devirip odaya girdim ve onun pijamalarından seçip banyoya gittim. Üzerimi degiştirdim.

Umarım belimden aşağı düşmessin güzel eşofman. Umarım belimden yukarıya sıyrılmazsın güzel tişört.

Elimle eşofmanın belini tutarak banyodan çıktım. Zürafa surat üzerini değiştirip yatmış, gece lambasını açmış bana bakıyordu.

Yalnız fena yakışıklı ha.

Maşallah.

Aklımdaki düşünceleri kovup yatağa girdim. Kalbim gümbürdüyordu. Bana doğru dönüp gözlerini kapattı.

"Bizim yabani gül aslında Masum Gül'müş." Çarşaf olayından. bahsediyordu. Yüzümün domates gibi olduğuna emindim.

Benim gibi bir kızı bile utandırmayı başarmıştı.

"Beklediğim bir şeydi."

"Neden?" diyerek sordum.

"Ağzından küfür eksik olmuyor, kız gibi değilsin." gözleri hala kapalıydı. 

"Öpüşmeyi bırak, hiç erkeğin elini bile tutmadın mı?"

Öpüşmek mi? Öyk. Kusacağım.

"Bana uzak şeyler."

"İyi." dedi ve elini belime koyarak beni kendine çekti. Burnunu boynuma gömdü. Gözlerim cam gibi açıldı.

Ne oluyor lan!

"Ne yapıyosun lan!" derken çekilmeye çalıştım ama başarısız oldum. Ne oluyor anasını satayım?

"Kıpırdama uyuyacağım. Yemem seni korkma."

Hay ben senin cezana da sana da.

Kıpırdamayı kesip el mahkum gözlerimi kapattım. Ama ben de Bade'ysem bunun hesabını çok pis soracaktım. Sırf o para yüzünden susuyordum. Yoksa çoktan bu yatağı ona geçirmiştim bile.

"Bu arada." diyerek konuştu mayışmış, uyku mahmurlu bir sesle. "Hoşuma gitti."

"Ne hoşuna gitti?"

Cevap gelmeyince boynuma vuran düzenli nefesten uyuduğunu anladım.

Ne demek istemişti ki şimdi bu adam?

                               🐣

Sevgiyle kalın! ❤

BAKIRKÖY'E ÇEYREK KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin