BÖLÜM 12: DUYULDU

18 3 1
                                    

İstediğin birşey olmamış olabilir. Buna bahane bulmak kolaydır... Yağmur yağmamıştır yeterince o yüzden hasat olmamıştır. Bir hırsız hasadını çalmıştır, dünyanın en hızlı atını bulup gidip usta bir hamle ile vurmuşsundur. Depoya fare girmiştir bütün erzak harap olmuştur. Peki... Bunların hepsi bir anda ard arda olmaya başladıysa?

İşte o zaman yaklaşan bir kaos vardır... Ve bu kaostan faydalanmak için oklara ıslık çaldıran, siyanürlü yeminler içtiren adanmış hayatları olan biri vardır. Ve bu,güçlü bir düşmandır... Çünkü ölümü bile susturmak, sadece güçlülere bahşedilmiştir...

Aslında işaretler olsa da kral toprakları böyle bir hainliği barındırmaz. Bu bir isyan hazırlığı olabilir mi? Acaba eski bir ırk isyan istiyor olabilir mi? Ama kimde bu kadar güç var ki? Olsa yenilmezlerdi... Peki ya zamanı bekliyorlarsa?

Kafasında bu düşünceler ile halkın arasına karışmıştı kral... Bir grup dikkatini çekti. Meşrubatçının önünde...

Beyim, üzüm suyu, vişne suyu yeni mahsul. Çok seversiniz getireyim mi denemek ister misiniz?

Uyandı birden.

Getir bakalım beybaba...

Amaç elbette sadece meşrubatçının ikramı denemek değildi. Meşrubatçı onu tanımıyordu. Bu güzel birşeydi... Tabureye oturdu. Bir tane de elma suyu varsa elma suyu istedi sonrasında...

Öteki tarafta grupta biri alevli alevli konuşma yapıyordu...

Kral, bu ırkın tarihinin en kötü kralıdır. Hasatlar azalmaya başladı. Üstelik kendi keyfi peşinde koşarken bak Lord Sancar yeni valiyi çoktan atadı. Üstelik onun kahramanlıkları dururken yine büyük diye birinin başa gelmesi hak değildir.

Yine... Meşrubatçı bunu elbette biliyordur...

Beybaba, Sizin kral çok mu kötü? Çok mu vurdum duymaz ve zevk düşkünü?

Evlat... Öyle bir kral ki. Kendi şuan sarayda bir eli yağda bir eli balda oturuyordur... Hasatlarımız azaldı günden güne de hala bir çare bulmadı...Öksüz çocuklar ölü bulunuyor da her hasat döneminde, katili hala asmadı. Neden bulsun ki? İstediği herşeye sahip... Biz teba kısmısıyız... Kimse sormaz bizi... Tebaa sadece kölelik yapar.

Ama, "Varolsun kapılarımıza erzaklar koyar, sarayda kesinlikle pahalı davetler vermemeye çalışır, keskin bir diplomattır, kaç yeri kılıç hakkı dahi olmadan almış kılıç hakkını yetimleri olanlara dağıtmış, her haneye bir yetim bakma zorunluluğu getirmiş" diyorlardı... Sanmıştım ki iyi adamdır...

Onları yapan hep Lordumuz Sancar'dır. Bize yıllarca yalan söylenilmiş... Bak yarın akşam gene davet var sarayda... O züppe kral siyaset takımı ile gülüp siyaset konuşurken Lord Sancar, burada olacak... Sen de gel istersen, bolca hoşaf da veririm sana haaa...Ama dikkat et bu gizli bir bilgidir.Krala yakalanırsan ölürsün.Kahkaha attı.

Lordunuz sarayda olmaz mı?

Onun öyle şeylerle işi yoktur...

Sağolasın beybaba. Yarın görüşeceğiz...

Nankörler... Bunları yapan aslında hep o idi... Sancar davetleri düzenleyip kendisi devriye ve başka sebepler bularak kayboluyordu. Ve 2 3 saat sonra tekrar geliyordu...

Olabilir miydi? Kendisinin kuyusunu kazan gerçekten kardeşi olabilir miydi? Ama aklında hala "yine" sözü dolaşıyordu... O ihtiyardan öğrenecek bir söz daha vardı... Düşündü ve muhafızını çağırdı...

ÇAKARALMAZOnde histórias criam vida. Descubra agora