BÖLÜM 5: KÖRVADİ

25 4 0
                                    

Nehirvadi'nin kuzey doğu tarafları... Her taraf karlarla kaplıdır. Aslında bilinir ki beyaz saflığın temizliğin rengidir. Ağaçlar sallanınca kar küresi tadında hoş olan bu yer, görenlerin içine huzur veren bir görünüme sahiptir. Donmaya yüz tutmuş nehrinin cam mavisi güzelliği mika bir misket güzelliği ile burayı hayallenebilir bir hale getirir. Hatta rüzgar karın yumuşattığı havayla tatlı tatlı ruhları okşar...

Gel gelelim burası aslında öyle huzurlu bir yer değildi. Burası lanetlenmiş bir yerdi. Lanetlenmiş bir topluluk yaşardı. İsenler... Bunlar geçimlerini çalma ile sağlarlardı. Bu yüzden şamanlar tarafından lanetlenmişlerdi. Halk arasında da bu yüzden korkuluyordu bu topluluktan. Topluluktan halk korktuğu için Bilge Kral 1. Ayhan onları Körvadiye sürmüştü... Kimsenin görmediği, duymadığı topraklara... Hatta tanrının bile unuttuğu kurak topraklara. Çünkü Öylesi güzel görünmesine rağmen burası çorak bir sürgündü.

Topluluk kendi içinde İsen'i han seçmiş zaman içinde de İsen Han olarak nam salmış. Topluluk da İsenler olarak isimlenmişti. Cüzzamlı gibi kaçılan bir güruha hanlık eden İsen Han intikam yeminleri ede ede günlerini geçiriyordu...

Günlerden bir gün Körvadi'ye hanedan bayraklı bir at arabası yaklaştı. Etrafı çevrildi hemen. Lâkin inen konuk son derece sakindi.

"Bana hanınızı çağırın!"

"Sen kimsin? Hanedan üyeleri buraya gelemez. Var git yoluna yabancı, kellen hala başının üstündeyken!" diye bir ses yükseldi.

Bu, İsenler'in komutanlarından biriydi. Lâkin leş bekleyen akbaba misali bir şeytandı gelen. Ve yineledi...

"Hanınızı çağırın! Ben Vezirim. Elbette buraya gelişimin hanınızın ilgisini çekeceğini düşünmekteyim."

İsen Han bu sözleri duymuştu. Vezirin büyük sırrını bilen iki kişiden biri de oydu. O yüzden geldi... İkisi büyük çadıra geçtiler...

"Ulu Han bugün nasıl, ha eski dostum?"

"Ne istiyorsun Vezir efendi?

"Canınızın sağlığı."

"Canımın sağlığını temin ediyoruz zaten. Sen ne istiyorsun onu söyle!"

"Lordumuz Sancar sizinle bir iş daha yapmak istiyor."

"Neymiş?"

"Her hasat döneminde hasadın bir bölümü size getirilecek. Bunun belirlenmiş bir kısmı sizin olabilir, ancak geri kalan kısmı bizim adımıza saklanacak ve yönetimi lordum alınca sizden alacağız. Bu kadarını bilsen size kafidir."

"Demek lordun savaş istiyor ha! Ona söyle! İstediği savaşı ona hazırlayacağız. Ancak bizim bu işten kazancımız ne olacak?"

"Öncelikle üzerinizdeki lanetin kalkması Han'ım. Sonrasında ister iseniz burası size resmen verilecek ve Hanlığınız resmen tanınacak.Son olarak da bu gelen hasadın geldiği sürece size de belli bir miktarı hediye olarak sunulacak."

"Anlaştık. Cömert lordumuza saygılarımı iletin!" diye alaylı bir gülüş attı ve atınaatlayıp çekildi.

ÇAKARALMAZWhere stories live. Discover now