BÖLÜM 14: İHTİYAR

23 5 0
                                    

Askerler hala önde duran ihtiyarı merak ediyorlardı. Kral destanı ona değil de askerlere anlattığına göre o bunu zaten biliyor olmalıydı.

Kral atını ters çevirdi. Anlatmaya başladı.

Bir kral, asker ocağında büyür. Askerinin yanında yürür. Gerektiği yerde kanını akıtır gerektiği yerde kan akıtır! Yan yana savaştığı askeridir ki onun canına ek candır. O yüzden bir tek askeri bile gereksizken ölsün istemez! Bilinsin ki soyum savaşmaktan hiç kaçmadı ve Bilge Kral hiçbir ihanetle uğraşmaktan yorulmadı. Siz benim askerlerim değil, ocakta ekmeğimi paylaştığım kardeşlerimsiniz. Savaşta beraber yay gerdiğim, avda beraber geyik çevirdiğim, kız istemeye beraber gittiklerimsiniz.(Yeni evli bir askere göz kırptı. Ricası üzerine hem öksüz hem yetim olan bu askerin sevdiği kızı istemeye bizzat kendi gitmişti. Kızın babası çiftçiydi ve saray erkanını tanımayacak kadar da yaşlıydı. O yüzden de gösterişten uzak olsun diye tebdili kıyafet gitmişti. Asker gülümsedi.)

Halkımın sorunları var. Duydum. Bunları benden vazife olarak isteyen kardeşim bizzat hainin kendisidir ve bunları bizzat planlamaktadır. Halkın beyni yıkanmış. Unutmuşlar töreyi. Hepsinden de önemlisi beni... Kardeşim kanlı bir oyun arayışında. Onun kurallarıyla oynayacağım. Sizin, benim sadık askerlerim olarak ettiğiniz sadakat yeminine sadık kalacağınıza hiç şüphem yok.

Bilinsin ki kardeşim istediği savaşı bulacaktır!

Lord Balamir de artık bizimle.

Efsane değilmiş. Gerçekmiş. Sesleri yükseldi askerlerden. Tarihin gördüğü en büyük sadakat yeminlerinden biriydi çünkü onunki. Ve neden sonra kaybolmuştu? O kayboluş bir efsane olarak anılmasını sağlamıştı. Oysa kral kardeşini vezir yaptıktan bir süre sonra onun da ihanetini öğrendiğinde Savaş Lordu Balamir'i çağırmış ona çok özel bir görev vererek onu bilinmeyen bir diyara yollamıştı. Bu, bir sürgün değildi tabi ki, edilmiş hareket sadakat yemini idi ve bir yemin asla sürgünü hak etmez! Bu en gizli görevdi ve ondan daha güvenilir adam bulamayacağını bildiği için ona sunulmuş bir şerefti. Balamir evlenecek, ve oğulları olacaktı. Bildiklerini oğullarına da öğretecek ve bu sayede bunlar hep uygulanarak yeni bir birlik daha oluşturulacaktı. Yanına aldıkları seçme askerler de ilk özel casusları olacaktı. O askerlerden her biri de eğitimi tamamlandıktan sonra yeni birini bulacak ve onu eğitecekti. Sayının ne kadar olacağına tamamen Balamir ve soyu karar verecekti. Bu süreç Balamir'in soyu devam ettikçe devam edecekti. Görünüşte gittikleri yerde bir çiftçi grubu gibi duracaklardı. Zaman ki eğer ihaneti çalarsa, Balamir kralına ettiği yeminin sadakatiyle geri dönecek ve gereğini yapacaktı. Bir anda ormanlık kısımdan ağaçların arasında hışırdayan yaprak ve çıtırdayan çar çöp sesleri duyuldu ve her ağacın içinden sanki biri çıkıyormuşçasına bir grup atlı kralın önüne gelip atlarından atlayıp selam verdiler. Bunlar Balamir'in bizzat kendi eğittiği en seçme adamlarıydı sadece. Geri kalanlar Landinya'da kalmıştı. Vezir ise çok farklı bir duygu yaşatıyordu krala. Ne çok sevildiğini görüyordu her defasında onun eline bakarak. Sadece bu yüzden onu yaşatıyordu. Ve onun kontrol edilebilir bir hain olduğunu bildiği için bütün gücünü elinden alıp onu diğer yarıdaki toprakların başından almış kendine vezir yapmıştı. Kontrolü rahat oluyordu.

Kral önünü dönüp Huzur yarına yaklaştı iyice, arkasındaki atta Balamir olduğu halde. İkisinin de saçları bir aslan yelesi gibi sallanıyordu rüzgarla. Gözleri, sinir kızılına dönmüş, elmacık kemikleri belirginleşmiş, nankörlüğü karbondioksit gibi içine çekmişçesine hızlı hızlı soluyan, bir kılıç gibi keskin iki çift gözde aynı bakış vadiyi tarıyordu. Arkalarında bir grup atlı ile bu duruş yeni bir yemindi! Soy, temizlenmeli!

ÇAKARALMAZWhere stories live. Discover now