PENCEREMDEKİ ÇOCUK

7--Ben--

Sabahın köründe durmadan ertelediğiniz alarm sesiyle uyanmaktan daha kötü olan tek şey birden fazla alarm sesiyle uyanmak, işin daha da kötüsü hepsi aynı anda çalıp susmuyor biri bitiyor diğeri başlıyor.

Hepsine tek tek küfredip kalkmaya çalıştım ama belimde bana sıkıca sarılan kol olunca kalkamadım. Sarılanın Berk olduğunu görünce biraz şaşırdım sonra dün akşam yaptıkları aklıma geldi. Bir ara Nermin ablaya onlara verdiğimiz yedek anahtarın yerini Berk'e söylememesi konusunda uyarmalıydım.

Berk'in koluna rağmen komidinin üstünden telefonu alıp en azından bir alarmdan kurtulmak için alarmı kapadım. Telefonu yerine koyup Berk'e döndüm ve onu izlemeye başladım. Uyurken daha mı şirin oluyor ne?

"Biliyorum çok yakışıklıyım ama bakma artık nazar değireceksin" gözlerini hiç açmadan konuştuğu için acaba uykusunda mı konuşuyor diye düşündüm ama sonra gözlerini açıp oda bana bakmaya başladı.

"Sana baktığım falan yok" kolunu gösterip devam ettim "sıkıca sarmalamışsın beni bir yere kıpırdayamıyorum ki"

"Tamam işte beni uyandırman gerekir ama beni izlemeyi seçtin"

"Yavaş gel egon sığmıyo yere düşücek şimdi"

"Ee haklısın o kadar yer kaplıyorsun ki sığmıyoruz"

"Tek kişilik yatakta egosu tavan yapmış bir öküz yatıyor ve ben mi çok yer kaplıyorum?"

Pişkin pişkin gülümseyip "evet" diyince sinirlerim tepeme çıktı.

"Yatmasaydın benimle o zaman"

"Seninle yatan kim uyuyakalmışım"

"Kalmasaydın o zaman" Berk'i itip yataktan kalktım.

"Alarmdan gıcık sesiniz var bi uyutmadınız be abi" Mert söylenerek uyanınca ona döndüm.

"Susta sevgilini kaldır geç kalıcaz"

"Sayenizde uykumu kaldı uyanığım ben" dedi Yağmur dün filmin yarısında kalkıp onlar için hazırladığım yer yatağına yayılırken. Yastık alıp ona attım. Bu yastıklarında dünden beri bizden çektikleri nedir böyle.

"Kalk ozaman yayılma" yastığı üstünden kaldırıp kalktı.

"Üf be iyi kalktık işte"

"Hadi bekliyorum aşağıda kahvaltı hazırlıycaz Öykü'yüde kaldır gel"

"Tamam be"

~~~

"Bir şey unutmadınız değil mi? Gidiyorum bak" hepimiz Berk'in arabasına binmiş koltuklara yayılmakla meşguldük.

"Hayır abi bas gaza" daha bir haftalık olan arabaya bakıp iç geçirdim.

"Sen daha 18 olmadın ki nasıl aldın ehliyeti"

"Senin yüzünden okula 1 sene geç yazıldığımı unuttun heralde canım çoktan 18 oldum ben"

"Hiç te bile benim yüzümden değil!" Bal gibide benim yüzümdendi. Nermin abla sırf Berk ile beraber okula gidip gelelim diye 1 sene bekleyip Berk'i benimle beraber okula yazdırmıştı.

"Ya tabi sen gel onu benim külahıma anlat"

"Allah Allah sende kabul etmeseydin. O zamanlar çok mutluydun."

"Çocuk aklı işte ne yaparsın"

"Çocuk aklı naparsın" diye taklit edince Yağmur kahkaha atmaya başladı. Bir an dejavu yaşadım.

"Ben bu anı bir yerden hatırlıyorum galiba" aklımı okumuşcasına konuştu Yağmur.

"Sorma sorma bende" başımı cama yaslıyıp yolu izleyecektim ama çoktan okula gelmiştik. Berk arabayı durdurunca hepberaber arabadan indik ve okula yürümeye başladık. Okulun kapısından girerken Yağmur koluma girdi.

"Bugün söyliyeceksin"

"Neyi?"

"Anlaşmayı hatırlasana salak"

"Ne alaka şimdi bu"

"Sabah olanlar canım, beraber yarımsaat sarılarak kavga ettiniz"

"Tabi bu da kesin beni sevdiğinin göstergesi hatta aşık bana bence"

"Ay bencede" Yağmur'un gayet ciddi olduğunu anlayınca kolundan çıkıp sınıfa girdim.

"Yağmur bi yürü git Allah aşkına hıncımı senden çıkarmıyım"

"Ne hıncmış be bir çıkaramadın gitti" Yağmur'a dil çıkarıp Berk'in yanında ki boş sıraya çantamı attım.

"Çocuk gibisin Doğa dil çıkarmalar falan"

"Öküzsün Berk ne olur orada otursam yok ama centilmen olursun falan mazallah"

"Zaten centilmenim ben kızım"

"Bi ben göremiyorum o centilmen yönünü" diye mırıldandım benim bile zor duyduğum sesle.

"Hı?"

"Allahım sen bana sabır ver dedim"

"Hı amin amin" cidden Allah'ım sen bana sabır ver. Çantayı alıp masanın yanına astım ve sıraya oturdum.

"Senin yüzünden kantinede gidemiyorum ya" Berk'e tek kaşımı kaldırarak baktım.

"Niye benim yüzümden ya git orda kantin tutan mı var?"

"Beni tutan yok ta sıramı bırakanda yok"

"Al sırayı bir tarafına sok Berk, istemiyorum oturmak falan tamam mı?"

Önüme dönüp sıraya kafamı koymam la üstüme birinin yatması bir oldu.

"Oy sen tripte mi atarsın oy kıyamam sana" saçımı karıştıran eline vurup kafamı kaldırdım.

"Köpek mi seviyon Berk ya saçımı bozdun"

"Evet ve hayır zaten öyleydi" saçımı düzeltmeye çalışırken durup ona baktım.

"Nece konuşuyon sen?"

"Ah doğru senin dilinde konuşmayı unuttum. Diyorum ki evet köpek seviyorum hayır bozulmadı zaten öyleydi."

"Birincisi heh şöyle insan dilinde konuş ikincisi sensin köpek ve saçımda gayet güzeldi" köpek diyince aklıma dün geldi. Saçımı düzeltmeyi bırakıp Berk'e döndüm.

"Köpek demişken zaten sinirliyim sana"

"Nedenmiş o?"

"Demek İrem ile kavga edince onu değil beni uzaklaştırmayı seçtin"

"Ne yapsaydım İrem'den mi ayrılsaydım" doğru ya İrem'den mi ayrılsaydı. İremle yiyişmekten vazgeçip benim ile didişmeyi mi seçseydi?

"Aramızı bulabilirdin"

"Buldum işte"

"Benim ile bir daha biryere gitmemeye yemin ederek değil mi?"

"Sadece İrem ileyken senle takılmıyoduk abartma"

"İrem ile ayrılmıyordunuz ki"

"Uzatma partiye beraber gidiyoruz işte"

"Ah canım kıyamam kendini bulunmaz hint kumaşı mı sanıyorsun. Hem ben başkasına söz vermiştim sen İremin ile git" tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Ufak at da civcivler yesin cicim senin ile kim gider o baloya" doğru ya benle kim gider o baloya bu gruptan başka konuştuğum başka kişi yok ki! Heh şimdi ayıkla pirincin taşını ayıklayabilirsen. Yine de öyle birinin olmadığını belli etmemeye çalışarak Berk'e cevap vermek için ağzımı açtım ama sonra başka birinin sesiyle kapamak zorunda kaldım.

"Ben" sesin geldiği yöne baktım. Tahmin edin kim? Evet doğru tahmin!

Burak!

-----------------------------------------------

Umarım beğenmişsinizdir :) oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin :))