*****

4.7K 251 29
                                    

"Yeni yıla nasıl girersen öyle geçer o yüzden sus ve ders çalış geceye kadar dedi ya resmen kız bunu dedi" Gülmek için kendimi zor tuttum. Yağmur, sınıfın en çalışkan kızını biraz sosyalleştirip sevap kazanmak için uğraşıyordu. Arkadaş bu sabah çalışmayı bırakıp işi amel defterine bırakmaya karar vermişti. Şuanda da vazgeçmişti. Çünkü sabahtan beri herkes kızı tersliyordu. Bırakın sevabı üstüne günah kazanmıştı.

"Bak bu bir mesaj demek ki Yağmurcum. Amel defterin değil kimya defterin kurtarıcak seni diyor Allah" Berk kahkaha atarken Yağmur bana dil çıkardı.

"Komiksin Doğa" gülümseyip başımı salladım.

"Biliyorum canım" tekrar dil çıkardığında Mert dilini tutup aşağı doğru çekti.

"Keserim bu dili bak. Doğa haklı" Yağmur Mert'i taklit ederken biz gülüyorduk.

"Yeter bu kadar eğlence gençler, herkes mutfağa" herkes mutfağa indiğinde marketten aldığımız eşyaları yüklenip yukarı çıktık. Herkesin elinde en az ikişer tane poşet vardı. Her sene olduğu gibi bu senede çok eğlenecektik.

Herkes getirdiği poşetleri tepe takla yapıp halının üzerine dökerken boş poşetleride yanındakinin kafasına geçiriyordu. Berk'in yanında ben olmama rağmen o diğer yanımdaki Mert'in kafasına geçiriyordu poşetleri. Bir de ben geçirince Mert'in kafası poşet yığını olmuştu.

"Var mı abicim başka. Utanmayın utanmayın gönderin" ben kahkaha atarken Berk bir tane daha poşet geçirdi kafasına Mert'in. "Başka bir şey istesem yapmazsınız anasını satayım" yerdekileri ayırırken Berk, Mete'nin kafasına vurdu.

"Ben seni satmadan sus lan" Mete poşetleri ağzının gözükeceği kadar yukarı kaldırıp, eli ile fermuar çekiyormuş gibi yaptı. "Aferin, şimdi çıkar kafandakileri ve bir yere koy  canım arkadaşım" Mete denileni yaparken bizde ayıklama işini bitirmiştik. Hepsini çalışma masamın üzerine yerleştirdikten sonra şaheserimize uzaktan bir baktık.

"Şuan şu masa bizden değerli gençler. Üstümdeki pijamanın ve ilk çamaşırlarımın fiyatını topla altmış tl etmez ama masanın üstünde iki yüz tl yatıyor." Umut'un dediklerini başımla onayladım.

"Öyle düşünürsen o masa her türlü senden değerli olum sonuçta en az üç yüz  tl ye almıştır onu serpil abla" Mert'e göz devirirken gidip bilgisayardaki filmi başlattım.

"Milletçe alkışlıyoruz seni Mert" Umut ile Mert kendi aralarında birbirlerini eziklerken Berk'in yanına oturdum. Sıcacık kollarının arasına girip kedi gibi sırnaştım.

"Üşüdün mü?" Dedi sıkıca sarılırken. Başımı olumsuzca salladım ama dahada sırnaştım mümkünmüş gibi. "Anlaşıldı kedilik yapmak geldi içinden" gülümsedim.

~~

"49"

"Tombalaaaaa" diye bağırıp bütün kartları birbirine karıştıran Mert'in üzerine atlayıp vurmaya başladım.

"Lan ikidir aynısını yapıyorsun. Tam bir taşım kalmıştı. Ayrıca kontrol de edemiyoruz. Nerden bilelim bitirdiğini? Karıştırıyorsun her yeri" ben hala vurmaya çalışırken Berk zorla Mert'ten ayırdı beni.

"Arkadaş kazanmakta suç oldu."  Berk'in elinden kurtulup tekrar vurmaya çalıştım ama Berk tekrar tuttu. Yalan söylüyordu. Daha iki dakika önce dört taşı eksikti.

"Hadi be ordan yalancı, dolandırıcı" Mert omuz silkerek ayağa kalktı.

"Oynamıyorum ben ya gel Yağmur köşemize çekilelim. Mızıkçılar ile işim olmaz" Mert'e önümden geçerken çelme takınca yeri boyladı. Haketmişti ama.

~~

Mert'in dediği gibi herkes bir köşeye çekildi. Arada kısık gülüşmelerden ve fısıldalaşmalardan başka ses çıkmıyordu. Berk ile camın önüne geçmiş, karşıda ki direğin ışığında yağan karı izliyorduk.

"Yarın kar topu oynayalım" Berk derin nefes aldı.

"Bugünki isabetlerimin hıncını mı alıcaksın" sessizce onu taklit ederken karnına vurdum.

"Kara gömüp senden kardan adam yapıcam, anca karda adam olur senden" kafama vurunca yine karnına vurdum. Tamam biraz saçma bir laf sokma eğilimin de bulunmuş olabilirdim ama sonuçta alınmıştı. Cümlemi taklit etmesinden anlamıştım.

"Çok şımardın sen bu aralar bakıyorum da" omuz silktim.

"Şımartma, şımarmayım.  Şımartan sensin." Eğilip yanağımı ısırırken çığlık attım. Hayır ısırıyorsun haber vererek yap. "Berk acıyor, ciddiyim" saçını çekince o da geri çekildi. "Öküzsün Berk. Kopardın ya" omuz silkip geri yaslandı. Öküz.

"Hadi dilek dileyelim" ona dönüp gülümsedim. "İlk sen başla" tamam diyip düşünmeye başladım. Ayrı şehirlerde olsak bile her yılbaşında ya da özel günlerde beraberdik. Ailemiz hiç kopmamıştı. Sanırım ilk dileğim bunun ile ilgili olmalıydı.

"Umarım bu zamana kadar olduğu gibi ailemiz hep birlikte olur. Umarım senin ile hiç ayrı kalmayız, hep mutlu oluruz ve ne aksilik olursa beraber üstesinden geliriz. En önemlisi de umarım hep birbirimizi severiz." gülümseyip o da düşünmeye başladı.

"Umarım hep yanımda olursun, beni seversin, ne yaparsam yapayım hep destek çıkarsın, her zaman gözlerime böyle sevgi ile bakarsın. Umarım didişmelerimiz hiç bitmez ve önce didişip sonra da birbirimizi sevmeye devam ederiz. En önemlisi de umarım hep mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir ömür geçirebiliriz." Kıkırdayıp Berk'e sarıldım.

"İçindeki romantik öküzün uyanmasını seviyorum." Daha sıkı sarıldı.

"Bende seni güldürmeyi seviyorum" kahkaha atıp daha sıkı sarıldım boynuna. O kadar mutluydum ki. Bitmesin istiyordum. Umarım bitmezdi.

"Hadi çifte kumrular iki üç dakika kaldı. Yeni yıla birbirimize hediyelerimizi verirken girelim" Öykü'nün sesi ile odanın ortasına geçtik ve hediyelerimizi sahiplerinin önüne attık. Orta da hediye karmaşası çıktığında hangi hediyenin kimden geldiğini görememiştik. İşin eğlenceside burdaydı. Hediyenin kimden geldiğini açınca tahmin ediyorduk.

Önümde ki kırmızı hediye paketli kutuyu açmaya başladım. Kutunun içinden geçen gün Mert'in kırdığı kalemin aynısı çıkınca kutuyu Mert'e attım.

"Önemli değil demiştim" omuz silkip öpücük atınca bende ona öpücük attım. Seviyordum deliyi.

Mert büyük bir açlık ile en büyük hediye paketini arkasına koydu.

"Büyükler her zaman en son açılır" göz kırpıp diğer hediyelerini açmaya devam ederken ben Mert'i hayranlık ile izleyen Yağmur'a sabır diliyordum.

Yeşil kutunun kurdelesini çekip kapağını açtım. İçinden her parmağında küçük kardan adam kafaları olan eldiveni görünce yanımda ki Öykü'ye sarıldım. Sırayla bütün paketleri açıp doğru tahminler yaparken son hediyeye gelmiştim. Zaten bir tek Berk kalmıştı. Hediye paketini açarken ellerim titremişti. Son bandıda koparırcasına paketin üstünden çıkardıktan sonra içinden yumuşak bir bez torba çıktı.

Bez torbayı alıp başında ki kurdeleyi çözdüm. İçindeki tahminimce kolyeydi ve tahminim tutmuştu. Kalp şeklinde bir kolyeydi. Berk elini uzatıp kalbin yanına dokununca kalbin içi açıldı ve ikimizin küçüklük fotoğrafları doldurdu gözlerimi.

"Küçükken hep ilgini çekerdi böyle şeyler geçen gün görünce sen geldin aklıma. Beğendin mi?" Başımı sallayıp boynuna doladım ellerimi. O da sıkıca sarıldı bana.

Tekrar tekrar diledim hep böyle mutlu olmayı. Sevdiklerim ile beraber, sevenlerim ile beraber mutlu olmayı tekrar tekrar diledim.

------------

Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu ve sevgi dolu bir yıl diliyorum. Dileklerinizin kabul olması dileği ile nice yıllara 😍😍

PENCEREMDEKİ ÇOCUKWhere stories live. Discover now