22--Yardım--

6.3K 323 35
                                    

"Selam cınım" tepki yok.

"Selam yakışıklı" tepki yok.

"Selam Berk" tepki yok.

"Sana diyorum gerizekalı" başını çevirip bana bakınca gülümsedim. Ama sonra tekrar önüne dönüp deftere bir şeyler karalamaya devam etti.

"Cidden mi? Ciddi ciddi trip mi atıcaksın?" Yine tepki yok.

"Berk trip atan erkek iticililiğini konuşmuştuk ve sen onlara mal demiştin" tepki yok.

"Bu durumda sende mal oluyorsun. Bil istedim."

"Bende susmanı istiyorum" bana dönüp "Bil istedim" diyerek taklidimi yaptı.

"Bak İrem'in neyin peşinde olduğunu öğrenmem gerekiyordu." Kalemi bırakıp bana döndü.

"Peki öğrendin mi?" Kaşlarımı çattım. Direk konuya girmesi şaşırtmıştı. Ben biraz daha yalvarırım sanıyordum. Kendimi toparlayıp anlatmaya başladım.

"O akşam yemeğinden sonra ailesi ile problemler yaşamış. Bu yüzden bize öfkeli ama en şaşırdığım şeyse o akşam yemeğinin İrem'in başının altından çıkması" Berk kaşlarını çatınca devam ettim. " bütün suçu benim üstüme atmak istemiş hayatımın onun gibi olmasını falan istemiş" Berk tek kaşını kaldırırken onu izledim.

"Ne varmış onun hayatında?"

"Bende aynısını sordum. Cevap olaraksa ailesinin verdiği cezaları anlattı. Anlattı anlatmasına ama ceza vermelerinin sebebinin kendisi olduğunu hala anlamış değil" Berk omuz silkip önüne döndü.

"Eee ne çözüyorsun sen?" Tepki yok.

"Matematik mi o?" Tepki yok.

"Ebene selamlarımı yolla Berk!" Yine tepki gelmeyince bende matematik soru bankamı çıkarıp çözmeye başladım. İlk iki dersimiz boştu. İki sene önce olsa çıkar bahçeye gezerdik ama şimdi oturup harıl harıl test çözüyorduk. Sınav sitresi bütün 12leri sarmıştı.

Kitabımın üstüne başka bir kitap gelince irkip geri çekildim.

"Doğa şu soruya bi baksana" Mert'e ters ters baktım.

"Sanada günaydın" gözlerini devirdi.

"Günaydın günaydın da bak hadi şuna" Mert yapamadığı soruları hep Yağmur'a gösterirdi. Yine kavga etmişlerdi ki bana soruyordu. Ellerimi göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırdım.

"Yine niye kavga ettiniz?" Mert bana dönüp bağdaş kurunca gülmeye başladım. Başlasın şikayetler.

"Ya bak şimdi zaten havalar soğudu bu bir, okulda bir sürü abaza var bu iki, giyme dediğim halde hala şort giyiyo bu da üç! Giyme diyip onu düşününce de ben kötü oluyorum" Yağmur da bana dönüp bağdaş kurunca tekrar gülmeye başladım.

"Bi kere havalar hala sıcak, sonra okuldaki abazalara ben yüz vermediğim sürece neyi sorun ediyor? Hem ben ona İpekle arandaki mesafeyi koru dediğim halde o koruyor mu?" Gözlerimi devirdim. Sıra Mertteydi.

"Ne yapabilirim? Aile dostumuz ve istemedende olsa yakınız. Sen ve Berk ayrılabiliyor musunuz?" Cevap vermiyordum. Bana hitap ederek konuşuyorlardı ama aslında birbirlerine söylüyorlardı. Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit hesabıydı.

"Bir kere siz kardeş gibi büyüdünüz. Hep yanyanaydınız o yüzden ayrılamıyorsunuz. Ama Mert ile İpek daha 4 yıldır tanışıyorlar." Berk'e baktığım da o da Mert ile Yağmur'u izleyip sırıtıyordu.

"Ailelerimiz yıllardır tanışıyor. Gidip kıza soğuk davransam ayıp olmaz mı?" Mert haklıydı.

"Olmaz" Yağmur da haklı sayılırdı. İpek'i tanırdım. İyi kızdı ama Mert'e karşı boş değildi. Her halinden belli oluyordu. Mert Yağmur'a döndü.

PENCEREMDEKİ ÇOCUKWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu