-Bu önlenebilir değil mi Doktor Bey? Yani tedavisi… tedavisi var değil mi?

-Zeynep Hanım’a söylenenler doğru Kerem Bey. Talasemi majör bu hastalığın en ağır tipi maalesef. Ancak sürekli kontrol ve tedavi ile ölümcül değil. Zeynep Hanım’a söylendiği gibi kök hücre nakli % 80 olumlu cevap verebiliyor. Yani hastalığı tümden yok edebiliyor.

-Uygun vericiyi nasıl bulacağız?

-Zeynep Hanım, siz de eşiniz de taşıyıcı olduğunuz için…

-Yok, Kerem benim…

-Zeyneeeeppppp.

-Evet, her ikiniz de taşıyıcı olduğunuz için verici olamazsınız. En iyi kaynak akrabalardır ama onlardan herhangi birinin % 100 uyumlu olması neredeyse imkânsız. Rüya’nın kardeşi de yok. Bu durumda tek çare yabancı bir donör bulabilmekte. Bu biraz sıkıntılı bir süreç…

-Yurtdışına gitsek… Mesela Amerika’ya…

-Olabilir. Daha kolay bulma ihtimaliniz var ama yine de %100 uyum şansı pek yok. % 50-60’a razı olup şansımızı deneyeceğiz.

-Peki ya işe yaramazsa…

-İkinci bir kez başka bir vericiden nakil olabiliyor. Nakil işe yaramazsa ya da Rüya’nın vücudu kök hücreyi kabul etmezse ikinci bir şans ararız. Ama şimdilik bunu düşünmeyin. Yine de ben öncelikle akrabalarınızın bir taranmasından yanayım. Belki birinin doku uyumu % 50 de olsa vardır.

-Peki, Doktor Bey, çok teşekkür ederiz. Herhangi bir adım atmadan sizinle bu konuyu tekrar görüşeceğiz.

-Elbette. Yalnız bir yandan da tedaviye başlamak gerekiyor. Rüya’ya düzenli kan nakli ve ilaç tedavisi yapılmalı.

-Bir iki güne kadar tekrar randevu alacağız. İyi günler.

-İyi günler, size de. Tekrar geçmiş olsun, diyorum.

-Sağ olun.

Dışarı çıktıklarında onları merakla bekleyen Yağmur’a durumu özetlerler. Yağmur, her ikisinin de yüzüne ayrı ayrı baktıktan sonra

-Peki, ne yapacağız şimdi?

-Bir yol bulacağız öyle ya da böyle. Olmadı Amerika’ya gidilecek.

-Oraya daha var Kerem, acele etme! Neyse, bugünlük yapılacak bir şey yok. Geldiğin için teşekkürler Kerem.

-Orada dur bakalım, Zeynep! Komşu çocuğuna teşekkür eder gibi “Geldiğin için, teşekkürler” deyip kapayamazsın bu işi artık.

-Bak, Kerem! Gerçekten şu anda hiç bunları konuşacak hâlde değilim. Lütfen ya!

-Hayır! İstesen de istemesen de oturup bir plan yapacağız ve bunu hemen yapacağız. Bana burası bile uyar. Sen bilirsin.

-Kerem, saçmalama!

-Saçmalamıyorum Zeynep! Rüya her şeyden; senden, benden hatta bizden önemli. Ayaküstü veya telefonla konuşulacak şey değil bunlar. Şimdi, hemen oturuyor ve konuşuyoruz.

-Zeynep, kızacaksın ama Kerem haklı!

-Yağmurrrr!

-Haklı Zeynep. Kızınızla ilgili çok önemli bir noktadasınız. Konuşmak zorundasın.

-Şu an bunu yapacak gücüm yok, lütfen ya!

-Şimdi konuşacağız Zeynep! Öyle ya da böyle bir yol belirleyeceğiz ve yola koyulacağız anladın mı? Bunun sonrası, ertelemesi olmaz.

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin