7.9

59.4K 3.6K 1K
                                    

-29.01.18

Taylor Swift - Willow

💦

Boynuma doladığım atkıya daha çok sarılıp, adımlarımı hızlandırdım. Ekin'in konum attığı yere gidiyordum. Onun evini ilk defa göreceğimden içimi tuhaf bir his kaplamıştı. Hem heyecanlanıyor, hem de azıcık korkuyordum. Soğuk hava tenime sertçe çarptığı sırada hızla kaldırımda ilerlemeye devam ettim. Sadece birkaç sokak kalmıştı. Kafamı rüzgardan korumak için aşağıya doğru eğdim. Bu sırada telefonum çalarken, cebimden aceleyle kavramıştım.

"Alo?" dedim, az da olsun titremesini gideremediğim ses tonumla.

"Nerdesin?"

"Az kaldı,"

"Oyalanmadan gelsene,"

"Zaten acele etmeye çalışıyorum Ekin. Hava soğuk, birde sen sorun çıkarma şimdi,"

"Geç kaldın ya ondan şey ettim ben."

Anında yumuşayan sesine gülümsedim. "Hızlı yürüyünce rüzgar bana tokat atıyor, ben de mecbur kafam eğik ve yavaş yürüyorum. Kusura bakma yani sen de bu kadar uzak bir yerde oturmasaydın." diyerek, adımlarımı hızlandırmaya devam ettim. Az kalmıştı.

"Ben mi suçlu oldum şimdi? Ben burada sanki tek başıma yaşıyorum."

"Demişken, sizinkiler evde mi?"

"Kimse yok, Babam işte. Annem de bir yerde dernek toplantısı mı ne varmış, oraya gitti." dediğinde ses tonu gayet sakindi.

"İyi," dedim, bir yandan rahatlamış hissederken diğer yandan içimi garip bir his kaplamıştı. Sonuçta evde yalnız olacaktık. Fakat bir yandan da evde kimsenin olmayışı iyiydi. Annesiyle karşılaşmaya henüz hazır değildim. En iyisi böyleydi bence. Evet, evet en iyisi buydu.

"İyi madem," dedi, imayla. "Gelemedin mi hâlâ?" diyerek beni utandırmaya devam etti.

"Kapıyı aç." dedim, telefonu kapatıp cebime koyarken. Ellerimi birbirine sürtüp, kapının açılmasını bekledim. Bir süre sonra açıldığında anında içeri girip, ayakkabılarımı çıkarmıştım. Sonra dikelip bana gülümseyerek bakan Ekin'e sıkıca sarıldım. Saçlarımı kokladığını hissederken, yanaklarımın kızardığını sezebiliyordum. Yavaşça ondan ayrılıp, üzerimdeki kabanı portmantoya astım.

"Aç mısın?" diyerek, ilgiyle bakışlarını bana yöneltti. Bir yandan da salon olarak düşündüğüm yere ilerliyorduk. "Hem de çok." dediğimde genişçe gülümsemiş ve  kafamı sallamıştım. Beni onaylayarak eliyle kurulmuş masayı işaret etti.

"Bunların hepsini sen mi yaptın?" dedim, gözlerim masadaki yemekleri şaşkınca inceliyordu.

"Evet, şaşırdın mı?"

"Senden beklemediğim için, şaşırmam normal." diyerek, masaya oturdum.

"Oturdun madem, ben içecekleri getireyim." dedi, gülümseyerek. Hem söyledikleri için mahcup hissetmiş hem de güzel gülüşüne takılı kaldığımı fark ettiği için utanarak anında bakışlarımı kaçırmıştım.

"Tamam, seni bekliyorum." Sesimin fısıltı gibi çıkmasına rağmen arkamdan duyduğum kıkırtı sesleri beni duyduğunun habercisiydi. Gelir gelmez kendimi rezil etmeyi başarmıştım, harika.

💦

"Ama sencede kız haklı değil mi?"

"Bilmem,"

"Bencede o haklı. Yani çocuğun onca ona yaptıklarından sonra bir anda affetmesini beklememeliydi." dedim, filme o kadar odaklanmıştım ki elimdeki patlamış mısır tabağını doğru düzgün bile tutamıyordum. Ekin'in ise her ne kadar filmi izlediğini söylesede arada bakışlarının uzun bir süre ben de takılı kaldığının farkındaydım.

PORTAKALLI SÜT | Texting Where stories live. Discover now