0.3

119K 7.4K 1.8K
                                    

-14.06.17

💦

Bir süre attığı mesajla bakıştıktan sonra gözlerimi devirdim. Fazla dikkat çekmemesi için telefonu cebime koydum. Geometri hocası sınıfa girdiğinde derin bir iç çekip, kollarımı sıraya koydum. Kafamı da kollarıma yaslayıp, uyuma pozisyonuna geçtim. Bu ders ancak böyle atlatılırdı zaten.

💦

"Ne zaman gelsem uyuyor oluyorsunuz, bu sıkıcı." Başımın üstünden gelen tok bir erkek sesi benim uyanmama neden olurken birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım.

"Hangi dersteyiz?" diyerek bir soru yönelttim. Uykum açılmıştı. Gerinerek kafamı kaldırdım. Başımı Canan'a çevirdiğimde uyukluyor olması beni şaşırtmamıştı.

"Öğle arasındayız," diyerek, hayıflanan Ceyhun'a omuz silktim.

"Üç ders uyumuşuz işte," dedim, onu rahatlatmak isteyen bir ses tonuyla.

Ceyhun, bizim hemen karşımızdaki sınıfta okuyordu. Onunla ilkokuldan beri tanışıyordum. Ortaokulda onun dersleri benden biraz daha iyi olduğundan aynı liseye düşmeyi bile düşünmüyordum. Karşımdaki sıraya oturdu. Tam benimle konuşacağı sırada, sarışın bir kızın sınıfa nefes nefese gelmesiyle tüm dikkat onun üzerine çekilmişti.

"Hey, millet! Bunu kaçırmamanız lazım, Bengü yine alt sınıflardan birileriyle uğraşıyor!" diyerek, soluklanmadan sınıftan çıktı. Uğraşmaktan kastının ne olduğunu herkes gayet iyi biliyordu. Kızın arkasından şaşkınlıkla bakakalırken kafaya takmamaya çalıştım. Her gün aynı şeyler oluyordu, bu kız artık bıkmamış mıydı? Yavaşça yerimden kalktım.

"Nereye?" diyen Ceyhun'a dönerek, "Canan'ın yanında kal, lavobaya gideceğim," diyerek, onu geçiştirdim.

Sınıftan çıkıp, koridor boyu ilerledim. Lavabonun olduğu yere döneceğim sırada gelen gülüşme sesleriyle kaşlarımı çattım. Arkamı dönüp diğer koridora çıkan yola baktığımda nerdeyse tüm öğrenciler oraya toplanmıştı. Meraklanarak oraya doğru ilerledim. Kalabalıktan yavaşça sıyrılıp tam ortaya bakan kısma geldiğimde, Ekin'i görmek beni şaşırtmıştı. Yüzündeki umursamaz ifade kaşlarımı çatmama neden olurken bu sefer bakışlarım yanındaki Bengü denen kıza kaydı. İkisi ortada durmuş, Bengü yerde çömelen bir kızın üzerine un döküyordu. Bakışlarım keskinleşirken, yerde çömelen kıza dikkat kesildim. Herkesin gülme sesi, telefon flaşları ortamı gergin bir hale sokarken, yerdeki kızın ağlama sesi yankılanmaya başladı. Herkes daha da gülerken kaşlarımı çattım. Neden hiç bir hoca gelip onları uyarmıyordu? Hadi hocaların umursamazlığını geçtim bu yaptıkları nasıl bir insanlıktı? Kalpleri biraz olsun sızlamıyor muydu? Kızın kafasını kaldırmasıyla, yerimde put kesildim.

Irmak!

Bu zamana kadar durduğuma lanet okuyup, yerimden atıldım. Bengü elindeki yumurtaları kardeşimin kafasına atacağı sırada ortaya geçerek tüm dikkati üzerime çekmiştim. Yüzümdeki sarsılmaz ifade herkesi sus pus ederken, kollarımı göğsümde bağladım. Göğsümde topladığım kollarım birazdan ona saldıracak ve saçlarını kökünden koparacaktı. Bu his ellerimin karıncalanmasına neden olurken ona doğru biraz daha yaklaştım.

"Ne o, yoksa bu cadının korumalığını mı yapıyorsun?" dedi, ağzını yayarak. Geniş ağzını gererek sırıttığında dikkati biraz olsun dağılmışa benziyordu. Dişlerimi sıktım. Daha fazla beklemeden fevri bir hareketle açık saçlarını sağ elime dolayıp sertçe saç köklerine baskı uygulayarak onu kendime çektim. Dengesi sarsıldığından elindeki yumurtalar yere düşmüş cılız, tiz çığlığı burdaki herkesin kulak zarını patlamıştı.

"Kimsin sen? Kim oluyorsun da kardeşime bunları yapabilmeye cesaret edebiliyorsun?" dedim, sert bir ses tonuyla kulağına doğru. İstediğim zaman gerçekten de çileden çıkabiliyordum.

PORTAKALLI SÜT | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin