7.0

56.9K 3.9K 91
                                    

-10.11.17

💦

"Sen n'aptın?" diye endişeyle bağırdığımda, olduğum yerden hızla atılmıştım. Tüylerim diken diken olmuştu. Bir kez olsun hatırım varsa bunu yapmamalıydı. Yüzüme yediğim sert rüzgar saçlarımı pervasızca savururken, geniş adımlarımı Ekin'in yanında duraksattım. Kızaran yüzümle ona baktım. İfadesizdi. Bir hiçliği hatırlatan gözleri içimde büyük bir sızı oluşturdu. Aceleyle bakışlarımı ondan çekip, çöp kutusuna baktım. Bakmakla da kalmayıp, titreyen ellerimle çöpü karıştırmaya başladım. Dışardaki herhangi birinin beni görüpte yargılaması şu an umurumda dahi değildi. Tek ilgilendiğim önümü görmemi engelleyen gözyaşlarıma rağmen kutuyu bulmak ve bir an önce onun yüzüne bile bakmadan eve gitmekti. Burnuma gelen pis kokular her ne kadar caymam konusunda ısrarcı olsada notlarımı ve diğer eşyalarımı bir an önce bulmalıydım. O kadar çok odaklanmıştım ki işime ne çöp kutusunu bu kadar dağıttığımın ne de üstüm başımın bu kadar dağıldığını fark edememiştim. Sinirli ve çaresiz bir hayıflanmayla eğildiğim çöp kutusundan ayrıldım. Ardından sert olduğuna inandığım, yumruk haline getirdiğim iki elimle Ekin'in göğsüne vurmaya başladım. "Allahın cezası ne yaptın notlarımı? Onları hemen bana ver." dedim, bir yandan vuruyor diğer yandan da gözlerinin içine bakıyordum. Yüzümü ıslatan birkaç damlayı umursamadan hızla ellerimi ondan çekip, tekrar çöp kutusuna yöneldim.

Delirmiş gibiydim.

Ben tekrar çöp kutusunu talan edecektim ki, bedenimi saran bir çift kol buna engel oldu. Arkamdan bana mı sarılmıştı o? Yavaşça burnumu çektim. Ellerim boş bir şekilde iki yanımda sallanırken aklıma leş gibi kokabileceğim geldi. Utanarak ondan kurtulmaya çalıştım. "İğrenç kokuyorum, bırak." dedim, fısıltı şeklinde çıkan sesimle. Ayrıca bu yakın temasına hazırlıksız yakalanmış nefesimi tutmama engel olamamıştım. Her ne kadar özlemimden dolayı bedenine sıkıca sarılmak istesemde ona karşı hala kızgın ve kırgındım.

"Kendini bu kadar yıpratma." dedi, ellerini yavaşça üzerimden çekerken. Bir kolunu omzuma yaslayıp, beni kendisiyle karşı karşıya getirdi. Görüşümü bulanıklaştıran gözyaşlarımdan kurtulmak için ıslanan kirpiklerimi hızla kırpıştırdım.

"Senin yüzünden." dedim, çatık kaşlarım ve ağladığım için kızardığına emin olduğum gözlerimle, gözlerinin içine bakarak.

"Çöpte değil." Beni yatıştırmak istercesine sakin bir ses tonuyla konuştu.

"Sen de değil mi?" diye mırıldandığımda beni onaylamak istercesine kafasını salladı. Sertçe burnumu çekiştirdim. "Tamam. Sende kalsın." dediğimde, şaşkın bir ifadeyle bana bakakaldı. "Dakikalardır benden almak için çıldırıyordun,"

Omuz silktim, "Şimdi de sende kalsın istiyorum. Ama hepsini bu akşam okuyacaksın."

"Düşündümde bu fikir kulağa hiçte iyi gelmedi," dedi, sanki aklı anca başına gelmiş küçük çocuklar gibi kaşlarını çatarak bakıyordu.

"Bilemem, bunu okuyunca anlarsın." dedim, burukça gülümseyerek.

💦

Oy vermeyi unutmayınn. ♡

Sizi seviyorum.

- Yaren


PORTAKALLI SÜT | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin