9|⚜

2K 206 65
                                    

Geçmişin Silik İzleri

Seokjin:

Önümdeki hasta dosyalarını kontrol etmeyi bırakıp saatime baktığımda dün Namjoon'un ameliyat ettiği hastamı ziyaret etmek adına oturduğum koltuktan ayaklanıp odamdan çıktım.

Adımlarımı kahverengi kapının önünde durdurup içeri girdiğim sırada hasta yatağında uyuyuyan minik bedeni görmem yüzümde tebessüm oluşturmuştu. İçeri girdiğimde hastamın ayağa kalkan annesine eğilerek selam verdiğim sırada gözüm elinde hasta dosyasıyla bana bakan Namjoon'a kaymıştı.

Burada ne yaptığını sormak istesemde elinde tuttuğu hasta dosyasıyla biraz biraz tahmin ediyordum olan biteni. Hastamı benden alıp Namjoon'a devretmişlerdi.

" Hoş geldiniz Seokjin Bey bende hastamızın durumunu kontrol ediyordum."

" Hastamız?"

Namjoon'un söyledikleri tahminlerini çürütürken şaşkınlıkla sormuştum.

" Dünkü olaylar yüzünden hasta artık ikimizin sorumluluğu altında."

Kurduğu cümleler gerilmemi sağlıyordu. Onunla aynı ortamda çalışmak istemiyordum günün belirli saatlerinde sürekli yüzünü görmek istemiyordum. Benim fikrimi almadan Bay Park ile birlikte bu karara varmaları sinirlenmemi sağlarken şuan bulunduğumuz ortamın konuşmak için uygun olmadığını biliyordum.

" Hastamızın kontrollerini yaptıysanız detaylıca konuşalım mı bu konuyu Bay Kim."

" Tabi olur."

Minik hastanın annesine geçmiş olsun dileklerimizi sunduktan sonra çıktığımız odanın kapısını kapatarak ilerlemeye başlamıştık. Pek fazla kimsenin geçmediği koridora gelince artık kendimi tutmanın anlamsız olduğunu fark ettim.

" Bunun şaka olduğunu söyle!"

" Değil."

Her zaman stabil tuttuğu sesi ve mimikleri böyle bir durumda beni oldukça sinirlendiriyordu.

" Verilen karardan benim neden haberim yok! Neden kimse fikrimi sormadı? Ne yani şimdi kızın beyninin sağ lobu senin sol lobu benim mi olacak! "

" Burada bana gereksiz yere bağırmanız size bir şey kazandırmaz. Memnun değilseniz Bay Park ile konuşun."

Yine yapıyordu aynı şeyi, tanımıyormuş gibi davranarak mesafeli konuşuyordu. Tavırlarına aldıracak kadar sakin olmadığımdan resmiyetsiz söylenmelerime devam ettim."

" Eğer her şeye burnunu sokmasaydın bu konuyu konuşmuyor olurduk."

Nefesini bıkkınlıkla vererek konuştu daha doğrusu bağırdı.

" Eğer ben burnumu her şeye sokmasaydım dediğiniz gibi konuşmuyor olurduk çünkü siz mesai saatiniz bitmeden hastahaneden çıktığınız için ve küçük hastanız beyin kanamasından öldüğü için çoktan doktorluktan atılmış olurdunuz."

Dediği şeyle sadece susup ona bakmıştım çünkü diyecek hiç bir şeyim yoktu. Zaten suçlu olduğumu biliyordum birde bunu başka bir doktorun yüzüme vurması gerçekten kırıcıydı. Benim bir şey demeyeceğimi anlayan Namjoon tekrar kalın sesini kulaklarıma duyurmuştu.

" O yüzden lütfen bu konuyu daha fazla uzatma ve hastanın taburcu olmasını bekle."

Arkasını dönüp giderken içimden gelen bir hisle konuşmuştum çünkü bunu söylemek zorundaydım nede olsa haketmişti.

OWNER¹ MİNE 棄者 Where stories live. Discover now