20|⚜

1.6K 178 144
                                    

Dudakların Bizim Masumiyetimiz



Taehyung:

" Taehyung hadi geç kalıyoruz."

Aşağıdan beşinci kere korna eşliğinde bana seslenen Hoseok hyung'un sesini duyduğumda saçımı düzeltip ve dağınık yatağımın üzerinde duran sırt çantamı alıp aşağı inmiştim.

" Nerede kaldın? Yarım saattir seni bekliyoruz."

Emniyet kemerimi bağlarken gözüm arka koltukta çikolatalı gevrek yiyen Jungkooka takılmıştı, hızlıca elindeki paketi alıp tekrar önüme döndüğümde Hoseok hyunga cevap verdim.

" Geldim işte, hadi gidelim."

" Yahh! Hyung ver gevreğimi."

" Hepsini yemişsin zaten bir şey kalmamış."

" Hayır içinde var biliyorum."

" Hayır yok."

Paketi kafama dikerken arka koltukta tepinmiş ve bana doğru uzanmıştı ama ellerim ile engel olmuştum.

" Eğer bir tane daha yersen sen kusana kadar bağazına parmak sokarım."

Yaptığı tehditle gözüm bir pakete birde Jungkooka kaymıştı, paketi ona vereceğimi anlayınca geri yerine oturmuştu ama ben paketi tekrardan kafama dikerek tüm gevreği ağzıma doldurmuştum. Boş paketi Jungkook'un kucağına atıktan sonra piç gülüşüm ile lafımı sokarak önüme dönmüştüm.

" Git o parmakları götüne sok!!

§§§

Kamp alanına gelmiş çadırları kurmuştuk bazıları öyle oturup sohbet ediyor bazıları ise kendi aralarında şakalaşıp oyun oynuyordu. Ben ise bir ağaç kenarına oturmuş müzik dinliyordum, gözlerim kendi çadırının önünde oturan Yoongi'yi görünce hem şaşırmış hemde gerilmiştim. Şaşırmamın sebebi Yoongi normalde hiç bir okul etkinliğine katılmıyor oluşuydu gerginliğimin sebebi ise eğer Yoongi burdaysa Jiminde buradaydı. Panikle etrafıma baktığımda hiç bir yerde onu görememiştim tam gelmemiş diye sevinecekken kulağımın arkasında hissettim nefes ve onun sesi sevincimi kursağımda bırakmıştı.

" Beni mi arıyordun?"

Ona bakmak için kafamı yan tarafıma çevirdiğimde beyaz yırtık bir kot yine beyaz bir thşört giymiş ve siyah saçlarıda gözlerinin üstüne düşmüştü. Gülüşünü gördüğüm zaman yüzümü ekşiterek önüme dönmüştüm.

" Anlamıyorum, dün onca laf söyledim yani hiç biri mi aklını başına getirmedi nasıl bu kadar pişkince yanıma oturup yılışık tavırlarına devam ediyorsun?"

Yüzündeki gülümsemesi yerini ciddi bir ifadeye bırakınca tekrar konuşmuştu.

" Bana ne söylersen söyle boşuna. Çünkü ben istediğim şeyi almadığım sürece herkesi duymazdan ve görmezden gelirim. Ve hala istediğim şeyi almış değilim, ah sahi dün ne demiştin?"

Ciddiliğini tekrardan bozup yine dalgaya vurduğunda bıkkınlıkla solumuştum, istediği, sahi istediği şey neydi zaten istediği her şeyi almamışmıydı.

" Zaten istediğin her şeyi almadın mı? Daha ne istiyorsun."

" Evet her şeyi aldım ama seni tekrardan istiyorum. Bu sefer kalbinle birlikte tüm benliğin ile bana bağlanmanı istiyorum."

" Bunun olmayacağını biliyorsun neden hala diretiyorsun? Sana kendi isteğim ile gelmeyeceğimi bildiğin halde. Senden nefret ederken nasıl sana bağlanabileceğimi düşünürsün."

OWNER¹ MİNE 棄者 Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu