Kafamı kaldırınca ben de sesimi yükselttim, "Belki doğru değil ama neden anlamak istemiyorsun, sizin için yaptım. Mutlu olun diye." Sert bakışları yumuşayınca sesli bir nefes verdi ve yüzünü yere eğdi. "Neden beni anlamıyorsunuz ya? Bunu ona söyleyemem. Üvey ağabeyimin beni taciz ettiğini ve bu çeteye ondan intikam almak için girdiğimi ona söylemek kolay mı sanıyorsunuz. Utanıyorum ya utanıyorum! Bunu söyleyecek olmak beni utandırıyor!" dediği an Barlas'ın sesi duyuldu. "Ateş!" 

Ateş birkaç metre ötemizde duruyordu. Yavaşça Bade'ye doğru ilerlemeye başladı. Bade korku dolu gözlerini ona dikmiş geri geri gidiyordu. Az önce söylediklerini duymuş olmasından korkuyordu muhtemelen. Şu an konuşmak istemediğini biliyordum. Arkasını dönüp koşmaya başlayınca Ateş de peşinden gitmek için adımlarını hızlandırdı ama Barlas kolundan tutunca durdu. "Dur Ateş, gitme peşinden." 

 "Bırak beni Barlas, konuşacağız!" dedi."Şimdi değil. Şimdi olmaz!" 

 "Bana bunu neden söylemedi?" 

 "Utandığı için söylemedi." Barlas, Ateş artık gerçeği duyduğu için ne sorarsa sorsun cevap verecekmiş gibi görünüyordu."Çetene gerçekten bunun için mi girdi?" 

 "Evet." 

"Seni sevmiyor, değil mi?" 

 "Hayır. O hep seni sevdi." Barlas'ın söylediği şeyle birden gözleri doldu. Mutlu olmuştu ama bunu sevdiği kızdan değil de Barlas'tan duyduğu için buruk bir mutluluk yaşıyordu sanki. "Bana neden yalan söyledi peki?" 

 "Çeteye girmesini istemeyeceğini bildiği için." Barlas konuşurken ona bakmıyordu, "Eğer beni sevdiğini söylerse ona engel olmayacağını biliyordu. " Ateş kafasını yere eğmiş düşünürken bir anda Bade'nin gittiği yöne doğru adım atıp, "Peşinden gitmem lazım!" deyince Barlas kolunu tutan elini daha da sıkıp onu yine durdurdu ve yüzüne baktı. "Hayır. Ona biraz zaman ver. Şu an iyi değil. Seninle konuşacak durumda da değil." 

"Konuşacağız, "Ateş, Barlas'ın gözlerine kararlı bir ifadeyle bakıyordu, "Ben onun seni sevdiğini düşündüğüm için hep kahroldum, acı çektim, yandım, kül oldum ama onu sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim. Şimdi onun da beni sevdiğini öğrenmişken beni durdurma Barlas. Bırak gideyim. Gideyim ki hem kendi acıma hem de onun acısına son vereyim. Çünkü şu an benim ona onun da bana ihtiyacı var. Bu yüzden konuşacağız," deyince Barlas kolunu bıraktı. Ona hak vermişti. 

Çektikleri işkence bugün bitmeliydi. Artık mutlu olma zamanları gelmişti.Ateş Bade'nin gittiği yöne doğru koşmaya başlayınca Barlas'a sarıldım. Nedense içim huzurla dolmuştu. Seviniyordum. Hissettiğim pişmanlık kaybolmuştu. İyi ki söylemişim diyordum. "Bugünden sonra birlikte olacaklarmış gibi hissediyorum." Yanağım Barlas'ın göğsünün üzerindeyken o da bana sıkıca sarıldı, "Ben de öyle."Kapının önünde öylece dururken üşüdüğümü hissettim. Hava soğuktu ve üzerimde kalın bir şey de yoktu. "Üşüyor musun sen?" 

"Hı hı," dediğimde, "İçeri girelim o zaman, daha fazla üşüme." Koltuğa oturduğumuzda beni kendine çekip kafamı göğsüne yasladığında yemek yapmak için topladığım saçlarımı açıp okşamaya başladı. Bu hareketi hoşuma gitmişti, gülümsüyordum.Aklından bir şeyler geçiyor gibi gözleri uzaklara dalmıştı. Kendi kendine konuşur kısık sesle, "Birbirlerini seven insanlar birbirlerinden uzak durmamalı," dedi. Ateş'i de Bade'yi de çok seviyordu ve nihayet mutlu olacakları düşüncesi onu da mutlu edip duygulandırmıştı anlaşılan. Bir an aklıma takılan soruyla kafamı kaldırdım. "Barlas sana bir şey sormak istiyorum."

 "Sor canım." 

"Çetin Aysun'dan mı hoşlanıyor?" 

 "Nereden çıktı o şimdi?"

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin