Elinde kahvelerle içeri gelen kadın odadaki buz gibi havayı biraz olsun dağıtır. Kadın odadan çıktığından beri ikisi de tek kelime konuşmamış sadece birbirlerini inceleyip durmuşlardır. Kahveleri bırakan kadın, sessizliğe anlam veremeyerek dışarı çıkar. Babası, kapı kapandıktan sonra kahve fincanını alır eline ve ilk yudumu içtikten sonra

-Seni bugün buraya neden çağırdığımı merak ediyorsundur.

-Doğrusu evet, merak ediyorum.

-Bugüne kadar pek karşına çıkmamaya, hayatından uzak durmaya ve seni kendi hayatıma sokmamaya özen gösterdim kendimce nedenlerim vardı. Bana çok kızgın hatta kırgın olduğunu biliyorum.

-Kendinizi çok önemsiyorsunuz! Benim uzun süredir sizle ilgili bir duygum yok!

-Bak Zeynep! Hayatın boyunca senden ilk kez bir şey isteyeceğim. Lütfen beni sonuna kadar dinle! Onaylama, karşı çık hatta öfkelen ama dinle!

-Dinlemek üzere geldim.

-Güzel! Ben senin için bir baba değilim biliyorum. Senin için istediğim hayat bu değildi. Hoş, senin için bir hayata karar verecek konumda da değildim. Yine de seninle böyle olmak benim seçimim olsa da tercihim değildi. Annenle ilişkime hiç girmeyeceğim. Bugünün konusu bu değil. 

Zeynep, adamın ses tonundaki duygusuzluktan ve seçtiği cümlelerin katılığından ürperir. Gözlerindeki bakış ister istemez bir kat daha soğur. 

-Ben de bunu konuşmak istemiyorum, zaten.

Adam onun konuşmasını bölmesine aldırış etmeden devam eder.

-Senin varlığını öğrendiğimde çok gençtim. Kendime bir hayat kurmaya çalışıyordum ve planlarım vardı. Sen tam bir sürprizdin, benim için. İlk şokla ve gençliğin verdiği acelecilikle çok büyük bir hata yaptım. Anneni belki de ilk kez telafi edemeyeceğim kadar kırdım. Sanırım asıl o gün, senin hayatında olma hakkımı da kaybettim.

Sonra yaptığım hatayı fark ettim ama düzeltebileceğim bir konumda değildim. Yine de senin bir şekilde hayatımda olmanı istedim. Gelip gördüm seni. Dedenle büyük bir mücadele yaşadık. Yanlış anlama ben o yaşlı adama büyük saygı duydum. Açıkçası ben olsam o kadar olgun davranabilir miydim, bilemem. Kızına ve sana sahip çıkmıştı ve haklı olarak beni istemiyordu. Oldukça büyük tartışmalarla seni nüfusuma almayı başardım. Ama hepsi o kadardı işte! Ne ben fazlasını yapabilirdim, ne deden izin verirdi.

O günden sonra uzaktan izlemekle yetindim. Anneni kaybettiğinde yanında deden vardı ama dedeni kaybettiğinde yanında olmalıydım. Bu benim en büyük hatalarımdan biriydi. Gerçi beni yanında isteyecek miydin, bilemem ama denemeliydim. Olmadı. Yapamadım. Nedenleri ya da nasılları önemli değil ama bu en büyük pişmanlıklarımdan biri.

Sen İstanbul’da yaşamaya başladıktan sonra senin her adımını uzaktan takip ettim. Liseyi bitirmen, üniversite yaşamın… Üniversiteyi bitirdiğin gün daha fazla uzak kalamadım ve yanında olmak istedim. Ama onda bile yalnız gelmeye çekindim. Belki de ondan kardeşini kalkan gibi kullanmayı seçtim. Bu arada kardeşinle karşılaştığını, kısa süreli de olsa konuştuğunuzu biliyorum, tabi. Anlattı bana hepsini. Biliyor musun? Onu bile kıskandım anlattığında çünkü en azından o, seninle sohbet etme şansına sahipti. Senden çok hoşlanıyor, biliyorsun değil mi? Ama o da benim gibi, senin uzak durma kararına saygı gösterdi. 

Aranızda yaş farkı çok az ama ikinize bakınca çok net söyleyebilirim ki deden seni mükemmel yetiştirdi, Zeynep! Açıkçası benimle yaşasan hiç olamayacağın bir kadın oldun sen! Olgun, kendine güvenli, ayaklarının üstünde duran, muhteşem bir genç kadın… Bütün başarılarının izleyicisi oldum ama uzaktan, hep. İnan bana, böylesi en doğrusuydu.

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin