9

38.2K 1.5K 674
                                    

Multimedya youtube videosunda Maçin var, iyi okumalar!
🎈🎈

Tahtaya bakıp köklerin, rakamların, işlemlerin ve parantezlerin dansına baktım. Bu görüntüye her baktığımda neden dil bölümüne gidip kedi götüne giresice matematikten kurtulmadığıma küfür ediyordum. Yanımda çoktan uyuyakalmış olan Elif'e baktım. Sınıftan, tatlı bir kızdı.

"Uyan." Elif'i dürtüklediğimde burnunu kırıştırıp kafasını benim tersimde olan tarafa döndürdü. "Elif." Israrla dürtüklediğimde gözlerini açıp sinirli bir ifadeyle bana döndü. Buna karşılık beni uykumda öldürmemesi için gülümsedim.

"Kaç dakika kaldı?"

"Telefonuna bakmak yerine beni mi uyandırdın?"

"Evde unutmuşum."

"Sen-"

"Güneş!" Serdar hocanın ikaz sesini duyduğumda susarak önüme döndüm. "İdareden çağırılıyorsun."

Kesinlikle Maçin geçen hafta o barda olduğumu ispiyonlamıştı.

Kesinlikle beni okuldan atacaklardı. Ve ben de ev kızı Güneş olacaktım.

Hafifçe titreyerek olduğum yerden kalktım.

"Çantanı da al, ağabeyin gelmiş." Normal koşullarda bu bir problem olmazdı benim için ama küçük bir sorunumuz vardı ki, benin ağabeyim yoktu. Keşke olsaydı, ama yoktu ki bu da başımın belada olduğunun kanıtıydı.

Kitaplarımı ve çantamı toparlayıp kalbim ağzımda ata ata idari kata indim. Bu işin içinde Maçin'in olmasından korkuyorum. İspiyonlanırsam okuldan atılmaya gidebilirdi.

"Nerde ağabey-" Nöbetçiye yönelttiğim soru karşımda Ekim'i görmemle boğazıma takılırken yutkunmaya çalıştım.

"Hadi gidelim." Ekim her zamanki içten gülümsemesiyle kolunu omzuma atıp beni çıkışa doğru sürüklerken tek düşünebildiğim kokusunu bir haftada nasıl da özlediğimdi.
***

Bardaki olayın üstünden tam bir hafta geçmişti ve ben bu bir hafta içinde Ekim'e aşık olmadığımı düşünmüştüm. Yani sonuçta büyüyordum ve bu yaşlarda kendimden yaşça büyük birine aşık olmuş gibi hissetmem normaldi. Hem de Ekim kadınları kendine tek bir bakışıyla, ya da duruşuyla, kendine çeken biriydi. Benim ona tutulduğumu sanmam işten bile değildi.

Ama şimdi onun arabasına oturmuş ve karşılıklı susmuşken, böyle düşünemiyordum. Geçen haftaki olay için onu suçlamıyordum, nasıl suçlayabilirdim? Bu onun hayatıydı ve 29 yaşında bir adam 17 yaşında bir çocuğun platonik aşkı için kendine çeki düzen vermek zorunda değildi.

Yine de, işte yan yana koltuklarda otururken ve o güven veren kokusuyla sarmalanırken, ona aşık olduğumu biliyordum. Bir hafta boyunca kendimi kandırdığımı biliyordum. Bu sıradan bir ergenlik aşkı değildi. Bu aşk olan aşktı ve Ekim ne kadar etkileyici olursa olsun, kimseyi beni etkilediği gibi etkileyemezdi. Bu da aşkın bir kanıtı değil miydi?

Şimdi ise geçen haftaki davranışım için özür dileme sırasıydı.

"Ben-"

"Ben-"

Aynı anda konuştuğumuzda ikimiz de dümdüz yola bakmayı bırakıp birbirimize baktık. Yüzünü görmeyi o kadar çok özlemiştim ki, saatlerce elimi çeneme koyup onu izlemek istiyordum.

"Önce sen." Bunu demesi üzerine derin bir nefes aldım.

"Özür dilerim, şey için. Yani geçen hafta. Neden böyle yaptığımı bilmiyorum." Elbette neden öyle yaptığımı biliyordum ama bunu Ekim'in bilmesine gerek yoktu.

Underage | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now