23

23.3K 955 408
                                    

Öhöm öhöm*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öhöm öhöm
*

Eylül ve Ekim, Ekim'in evini gezme fırsatım olmadığı için yeni gördüğüm müzik odasında, piyanonun karşısında oturmuş sohbet ediyorlardı. Ben ise diğer köşedeki küçük koltuğun üzerine oturmuş onları dinliyordum. Oda, Ekim'in bu dünyaya ait olamayacak kadar yetenekli olduğunun kanıtı gibiydi. Bir sürü enstrümanın yanında duvarlara aceleyle tutturulmuş gibi olan, üzerinde sözler ve müzikler yazan kağıtlar vardı. Ekim gerçekten inanılmazdı.

Eylül de öyle.

Konuşmalarından anladığım kadarıyla Ekim kadar olmasa da o da birkaç müzik aleti çalabiliyordu ve bu konuda oldukça yetenekliydi.

Ekim her ne kadar benim üçüncü kişi gibi hissetmeme engel olmaya çalışsa da beni konuya her dahil etmek istediğinde Eylül konuyu benim anlamadığım başka bir yöne çekiyordu. Müzik aletlerinin çalınışı veya çocukluk anıları gibi. Benden neden bu kadar hoşlanmadığını anlayamıyordum. Yani onunla tanışmak için çok heyecanlıydım ve evet o da abisiyle özel vakit geçirmek istiyordu ama yine de daha nazik olabilirdi? Ya da gayet nazikti ama ben kafamda büyütüyordum.

"Damla ve Serdar'ı da çağırıp bir şeyler yapalım." Eylül'ün yüzünde kocaman bir gülümsemeyle söylediği şey üzerine Ekim tek kaşını kaldırdı. "Belki Okan da gelir?"

"Okan hiçbir yere gelmiyor." Eylül başını yana doğru yatırıp bir saniyeliğine bana baktı ve tekrar Ekim'e döndü.

"Ama neden?"

"Onu sevmediğimi biliyorsun?" Ekim'in cevabı üzerine Eylül kollarını göğüsünün altında birleştirip tek kaşını kaldırdı.

"En son aranız kötü değildi. Son zamanlarda olmuş ne olduysa." Bunları söyleyip kötü bakışlarını bana çevirdiğinde kaşlarımı çattım. Okan'la ben araya girmeden önce de can ciğer değillerdi. Alnımda Ekim benim yüzümden Okan'a kafa attı yazmıyorsa beni suçlayamazdı.

"Aramız hiçbir zaman iyi olmadı." Eylül cevap vermek için ağzını açtığında çalan zil onu durdurmuştu. Ben de açıkçası daha fazla onun bu gergin tuttuğu ortamda kalmamak için ayağa fırladım ve Ekim'in beni durdurmasına izin vermeden kapıdan çıktım. Eh, bu da Eylül'ün işime gelirdi tabii.

Ya da o gerçekten iyi davranıyordu ama ben paranoyak olmuştum.

Koridoru geçip merdivenleri hızlıca indikten sonra soluklanmak için durdum. Gelen her kimdiyse umarım Eylül ve Ekim'i biraz yalnız bırakmam için yardımcı olurdu. Kapıyı açtığımda karşımda duran kişi benden hiç yoksa on santim kısa bir kadındı. Sarı saçları omzunun üzerinde bitiyordu ve parlak, güzel mavi gözleri dikkatleri hemen üzerine çekiyordu.

"Merhaba, Güneş?" Soru sorarcasına konuştuğunda aralanmış olan ağzımı kapatıp gülümsedim.

"Evet, merhaba." Kadının sevimli gülüşü yüzüne daha çok yayılırken içeri girdi.

Underage | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now