17.BÖLÜM

262K 9.9K 3.8K
                                    

Baba...Ne güzel bir kelime... Hayatım boyunca söylemek istediğim ama hiçbir zaman söyleyemediğim, benim için anlamı büyük ama karşılığı olmayan, içi doldurulamayan bir kelime. Benim hiç babam olmamıştı, orada bir adam vardı ve biz onunla hiç baba kız olmamıştık.Bunu 'olsun' istediğim için söylemiyordum ama beni kabul etmiş olsaydı eğer nasıl bir baba kız olacağımızı merak ediyordum. Bana nasıl davranırdı? Diğer babaların kızlarının üzerine titrediği gibi o da benim üzerime titrer miydi? Ne bileyim mesela tuttuğu takımın maçına götürür müydü beni? Bunların hepsini merak ediyordum. Beni kızı olarak bile görmeyen birinin bana nasıl babalık yapacağını... 

Kendimden utanıyordum. Burada oturmuş onu baba olarak düşünmeye çalışıyordum. Gerçekten aptalın tekiydim.Baba diye seslenebileceğim biri yoktu, bir babam vardı ve ben babasız yaşamak zorundaydım. Bu zor bir denklemdi. Gerçi artık alışmıştım o kadar da zor gelmiyordu. Ama eksiklik duygusu, işte o pek azalmıyordu. Onun sevgisi olmadan yaşayabiliyordum da eksikliğini hissettiğim en önemli şey kendimi güvende hissedebileceğim bir yerdi. En çok bunu istiyordum. Kızların kendilerini babalarının yanında güvende hissettikleri gibi işte... Öyle bir güven istiyordum. Peki, bunu bana kim verebiliyordu? Barlas...Onun yanında güvende hissediyordum kendimi. Ona karşı bir şeyler hissettiğim için mi güvende hissediyordum, öyle hissettiğim için mi onu seviyordum bilmiyordum.

 Alarmımın sesiyle zor uyanmış leylak rengine boyanmış odamın duvarlarına bakarken baş ağrımın geçmesini bekliyordum. Nefret ediyordum bu ağrıdan. Geçmesi için sık sık şakaklarıma ve alnıma masaj yapıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu. Geçmiyordu. Bunun için okula bile gitmemeyi düşünüyordum ama anneme ne deyip de gitmeyeceğimi bilemediğimden mecburdum. Sonuçta dün akşam içtiğimi ve sarhoş olduğumu bilmiyordu. Bir dakika! Ya da biliyor muydu? Dün akşam eve nasıl geldiğimi ve içeri girdiğimde annemle karşılaşıp karşılaşmadığımı bilmiyordum ki. Sahi nasıl hatırlamıyordum? O kadar mı çok içmiştim? Umarım annemle karşılaşmamıştım, eğer böyle bir şey olduysa muhtemelen bir ton azar işitmiştim. 

 Yatağımda yatmaya devam edip şakaklarıma masaj yaparken kapım aniden açıldı ve annemin kızgın suratıyla karşılaştım. Bu bakışlar sarhoş olduğumu bildiğini belli ediyordu. Bana kızmaması için yorganımı kafama kadar çekip kendimi gizlemeye çalıştım. Sanki bir işe yarayacaktı da.Üzerimdeki yorganı açıp bana baktı. "Evet Öykü Hanım, hesap verme zamanı!" Biliyordu işte. Dün eve sarhoş geldiğimi biliyordu ve canıma okuyacaktı. Gözlerim ona bakarken bir anda ondan kaçmak istercesine tavana kaydı. "Neden bahsediyorsun anne bir şey anlamıyorum." Evet, en iyisi buydu. Bilmezden gelmek. "Şu eve sarhoş gelme meselesinden bahsediyorum. Nasıl böyle bir şey yaptığından!" "Eve sarhoş mu geldim?"

"Öykü!" diye cırlayınca yerimden doğrulup yutkunarak gözlerine baktım. "Özür dilerim anne, bir daha asla olmayacak" 

 "Olmayacak tabii. Senin yaşın kaç da içki içip sarhoş oluyorsun? Yakışıyor mu sana böyle şeyler? Bunlar kötü alışkanlıklar Öykü. Sen bunu nasıl yaparsın? Ben seni böyle mi yetiştirdim?" Gözlerinde öfke kadar belirgin bir üzüntü de vardı ve cevap vermemi bekliyordu. Verecek bir cevabım yoktu ki. Zor şartlar altında beni büyütüp bu yaşa kadar getiren anneme ne diyebilirdim? Haklıydı. Sonuna kadar haklıydı hem de, beni böyle mi yetiştirmişti? Gözlerim hafiften dolarken yine pişmanlık içeren bir cümle çıktı dudaklarımdan. "Özür dilerim anne."

 Tıpkı benimkiler gibi mavi olan gözlerindeki kızgınlık söylediğim cümleyle yok olurken yatağımın kenarına oturup elini yanağıma koyup okşadı. "Niye yaptın kızım? Neden içip sarhoş olmak istedin?" Bunun için bir sebebim olduğunu biliyordu. Boş yere içmeyeceğimin o da farkındaydı. Bir süre sessiz kalıp gözlerimi yine ondan kaçırdığımda cevap veremedim. Aslında vermek istedim ama yapamadım. O şerefsizden bahsetmek istemedim. Cevap vermeyeceğimi anlayınca elimi yanağımdan çekip elimin üzerine koydu."Baban yüzünden mi?"Başka ne yüzünden içebilirdim ki zaten? Hayatımda onun kadar nefret ettiğim kim vardı? 

ÇETEWhere stories live. Discover now