MUTLU YUVA

830 431 591
                                    

          Katil son bir kez Savcı Muharrem'in gözlerine baktı. Elindeki bıçağı indirdi ve dilini kesmedi. Savcı Bey, katilin bu şekilde hareket edeceğini tahmin etmiş gibiydi.

          ''Sen değerleri olan birisin. Böyle yapacağını tahmin etmiştim. Kötü insanlarla mücadele düşüncesi güzel ama gel bu işten vazgeç ve adalete teslim ol. Ayrıca şunu da bil. Ben seni yakaladığımda serbest bırakmayacağım''

          ''Dilini kesmemiş olabilirim ama bu seni konuşturacağım anlamına gelmez''

          Katil yine çantadan çıkarttığı bir şırıngayı Savcı Bey'in boynuna enjekte etmişti bile. Savcı Bey'in gözleri yavaşça kapanmaya başladı. Bir süre sonra da başı yavaşça yana doğru eğildi. Bayılmıştı.

***********************************************************************

          Zeynep'in tedavisi hastanede devam ediyordu. Hızla iyileşmeye başlamıştı. Volkan ve Murat onu yanlız bırakmıyorlardı. Ama ilginç bir şekilde aynı anda ziyaret etmemeye özen gösteriyorlardı. Sanki aralarına karakedi girmişti.

          Volkan, Zeynep'in evine gitti. Zeynep'in annesini ziyaret etti. Zeynep'in annesi bu ziyaretten çok memnun kalmıştı. Volkan'a, Zeynep'in durumunu sordu. Devamlı olarak telefon aracılığıyla kızı ile görüşüyordu ama yine de Volkan'dan da bilgi almak istedi. Çünkü Zeynep hiçbir zaman annesini üzmek istemezdi.

          ''Sen hiç merak etme anacığım. Zeynep emin ellerde. Birkaç gün içinde sağlıkla taburcu olur. O çok güçlü bir kız. Eminim çok çabuk eski haline gelecektir''

          ''Çok sağol evladım. Zeynep çok hassas bir kızdır. Güçlü görüntüsü altında çok duygusal bir ruhu vardır. Onu hiç üzme oldu mu oğlum. Ben hergün ona ve size dua ediyorum. Allah yardımcınız olsun. O pis mendebur katili de Allah'a havale ettim''

***************************************************************************************************

          ''Güler Abla en çok seni özledim şubede biliyor musun?''

          Güler'in hastaneye Zeynep'i ziyaret için gitmesi Zeynep'i çok memnun etmişti.

          ''Bilmez miyim. Ben de seni çok özledim kız''

          ''Ne var ne yok Emniyette. Kadir Müdür napıyor? Alıştı mı işlere?''

          ''Bırak kız o suratsızı. Yüzü mahkeme duvarı mübarek. Volkan Başkomiserim öylemiydi ya. Sabahları bir günaydın demeyi bile çok görüyor. Herkes karşısında tirtir titriyor. Bir bana hükmü sökmüyor. Zaten yüzünü gören de cennetlik. Aman şeytan görsün yüzünü zaten. Yav sen boşver şimdi o kılıksızı. Yarış nasıl gidiyor sen onu söyle''

          ''Ne yarışı abla ya? Şube içi verimlilik sıralaması mı?''

          ''Yok survivor seçme yarışı. Töbe töbe. Kızım sen varya katıksız safsın. Volkan ile Murat arasındaki yarışı diyorum. Biliyor musun ben iki tarafı da kızıştırıyorum. Geçen gün de Volkan'ı köşeye sıkıştırıp, ''Bu kızın değerini bil, başkalarına kaptırma'' dedim. Hahaha bir görsen bi tutuştu bi tutuştu sorma''

          ''Abla demeseydin ya. Bak Murat'a dediklerini de duydum. Ben çok mahcup oluyorum''

          ''Boşversene kızım. Debelenip dursunlar biraz. Erkek milleti değil mi? Hak ediyorlar. Ama işin zor. İkisi de süt kuzusu Maşallah. Ye ye doymaz insan. Ben senin yerinde olcam var ya, kök söktürürdüm onlara''

İstanbul'da Seri KatilTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon