TUZAK

1.4K 854 545
                                    

          Volkan yine sabaha kadar uyuyamayacağı zannetmişti. Ama hiç de öyle olmadı. Deliksiz bir uyku çekti. Buna çok şaşırmıştı. Herhalde bu da Burcu etkisiydi. Soluğu doğru Çağlayan Adliyesinde aldı. Emniyete uğramamıştı. Niyeti Savcı Muharrem Bey ile görüşmekti. Savcı Bey duruşmalara çıkmadığı için onunla görüşmek genelde kolay oluyordu. Eğer ifade almıyorsa rahatlıkla görüşebiliyordu.

          Tahmin ettiği gibi, Savcı Muharrem Bey'in odasında kimse yoktu. Kapısı da açıktı. Muharrem Bey kapısı açık olarak çalışmaya alışmıştı. Bu, yılların kendisine verdiği bir alışkanlıktı. Rüşvet iddiaları, iftiralar zamanla insanlara ilginç adetler edindirebiliyordu. Volkan yine de usulen kapıyı tıklattı.

          'Oooo Volkan hoşgeldin, gel otur bakalım...'

          'Merhaba Sayın Savcım, vaktiniz var mıydı, sizinle bir konuyu konuşmak istiyorum'

          Aslında Volkan ve Muharrem oldukça samimilerdi. Ama Volkan, mesleği gereği Muharrem'e iş başındayken saygıda kusur etmezdi.

          'Önce ne alırsın onu söyle'

          'Açık bir çay alayım Savcım'

          Muharrem, yan tarafta bulunan telefondan iki çay söyledi, birisinin açık olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.

          'Seni buraya hangi rüzgar attı demiyorum, çünkü tahmin edebiliyorum, seri katil dosyası değil mi?'

          'Doğru tahmin ettiniz Savcım'

          'Aslında ben de seni arayacaktım, Başsavcı Bey de durmadan beni sıkıştırıyor, biliyorsun ilk olay benim nöbetimde olmuştu, dosyayı adliyede ben takip ediyorum, anlaşılan Bakanlık da Başsavcı Bey'den durmadan bilgi istiyor, dosyada yeni bir gelişme var mı?'

          'Savcım, ben de onun için geldim. Biliyorsunuz katil arkasında hiçbir iz bırakmıyor, dünyada da en zor dosyalar seri katil dosyaları olarak bilinir, tek bildiğimiz, katil garip bir adalet anlayışı içinde, zaten bunların hepsini size anlatmıştım, elimizde doğru dürüst bir ipucu yok'

          'Öyleyse buraya niye geldin? Ben seni tanıyorum, aklında birşey olmasa buraya gelmezdin'

          'Doğru, Savcım. Beni iyi tanımışsınız. Aklımda bir çözüm yolu var ama sizin yardımınıza ihtiyacım var'

          'Sen hele bir söyle bakalım, biliyorsun biz hukukçular okumadan imzalamayız'

          Muharrem Bey'in bu esprisine ikisi de gülümsemişti.

          'Savcım, biliyorsunuz bu katil çok profosyenel. Arkasında bir ipucu bırakmıyor ve cinayetlere de devam edecek gibi gözüküyor. Size olduğu gibi bana da çok büyük bir baskı var. Bu işi biran önce çözmeliyiz. Katil hep bir adım önden gidiyor. Aslında tek yapmamız gereken öne geçmek'

          'Nasıl olacak bu iş?'

          'Savcım, bir sonraki kurbanı kendimiz belirleyeceğiz'

          Volkan'ın bu kadarlık açıklaması bile zeki olan Muharrem'e yetmişti. Hemen kafasında bir durum değerlendirmesi yaptı.

          'Peki aklında olan birisi var mı? Biliyorsun katil boş birisi değil'

          'Biliyorum Savcım, bunların hepsini düşündüm. Bu iş için bir arkadaşım var. Macerayı çok sever, bana da çok güvenir, zaten kendisini de çok iyi koruyacağız. Medyada da birçok arkadaşım var, sahte katilimizi üçüncü sayfa manşetlerine çıkartacağız, sizin tek yapacağınız, sahte katili delil yetersizliğinden serbest bırakmak'

İstanbul'da Seri KatilOnde as histórias ganham vida. Descobre agora