İstanbul'da Seri Katil

YAT GEZİSİ

          Önünde sere serpe uzanmış güzel bir kız, açık bir hava, parıldayan bir güneş, masmavi bir deniz ve lüks bir yat. Volkan daha ne isteyebilirdi ki. Kaptan köşkünde, elinde dümen, keyfine diyecek yoktu.

          Yat sahili takip ederek yavaş yavaş ilerliyordu. Gidecekleri mesafe fazla uzak sayılmazdı. Şile sahillerinde çok güzel bir koy biliyordu. Oraya defalarca arkadaşları ile gitmişti. Sessiz ve ıssız bir yerdi. Volkan'ın kullandığı yat güçlü ve hızlı bir tekneydi.

          Volkan yol boyunca gözünü Burcu'dan ayıramadı. Gerçekten de etkileyici bir vücudu vardı. Volkan bugüne kadar birçok güzel kadın görmüştü. Ama Burcu, güzelliğini ilginç karakteri ile daha da çekici hale getiriyordu.

          Volkan hayatı sınırlarda yaşamayı seven birisiydi. Bugüne kadar denemediği extrem spor kalmamıştı. Uçaktan paraşütle atlama, yamaç paraşütü, parasailing, rafting ve tüplü dalış. Sadece bagi jumping yapamamıştı ona da fırsat bulamamıştı.

          Volkan spor yapmayı çok seviyordu. Her sabah düzenli olarak işe gitmeden önce mutlaka sporunu yapıyordu. Kaslı kolları ve baklavalı bir vücudu vardı. Polis akademisinde de birçok spor birincilikleri vardı.

          Hayatı sıradan ve monoton yaşayan kadınlar ilgisini bu yüzden çekmiyordu. Bir kadın, bir erkeği heyecanlandırmalıydı. Onu başka dünyalara götürebilmeliydi.

          Volkan elinde dümen, gözünde Burcu yol alırken, bir yandan da düşünüyordu. Acaba gerçekten kolunda yara izi var mıydı. Katil Burcu muydu. Bu güzel, zeki ve alımlı kız bir seri katil olabilir miydi. Artık soruların yanıt bulmasına çok az zaman kalmıştı.

          Peki ya, Burcu yine, kendisi ile beraber olmayı teklif ederse ne yapmalıydı? Geçen sefer verdiği tepki çok sertti. Onu üzmeden reddetmenin bir yolunu bulmalıydı. Ama zaten, onca yaşanandan sonra herhalde bir daha böyle bir şey yapmazdı.

          Ama şimdi asıl meseleye odaklanmalıydı. Kendisi bir polisti ve çözmesi gereken cinayetler vardı.

          Volkan, yine kısık sesle kendi kendine konuşmaya başlamıştı.

          ''Oğlum, tedbiri elden bırakma. Buraya ne için geldiğini unutma. Kontrol devamlı sende olsun. Olayları sen yönlendirmelisin. İpin ucunu bir kere kaçırırsan, bir daha toplayamazsın''

          Peki acaba, Burcu'nun kolundaki yarayı gördüğünde nasıl davranmalıydı. Belli ki bir yalan uyduracaktı. O zaman onu zorlayarak, yüzündeki tepkiyi gözlemlemeye karar verdi.

          ''Dikkat et de, kaza yapma''

          Volkan, Burcu'nun hınzırca gülümseyerek söylediği bu sözle bir anda düşüncelerine ara verdi.

          ''Merak etme orta doğu ve balkanların en yetenekli kaptanı karşında duruyor. Zaten gelmek üzereyiz''

          Kısa bir süre sonra Volkan, motoru durdurdu. Kıyıya yaklaşık 300 metre mesafede duruyorlardı. Bir düğmeye basarak demir attı. Bulundukları yer adeta bir cennet köşesiydi. Çok güzel bir koya demirlemişlerdi. Deniz masmaviydi. Kendi arkadaşları arasında bu koya akvaryum koyu adını vermişlerdi.

          ''Volkaaan, burası gerçekten de olağanüstü ve çok etkileyici. Sen gerçekten bu işi biliyorsun''

          ''Sağol canım, beğendiğine sevindim''

          Volkan'ın artık dayanacak gücü kalmamıştı. Bir an önce bu esrar çözülmeliydi.

          ''Yaaa Burcu hava çok sıcak, ben çok bunaldım. Hemen denize girelim mi? Ben çok bunaldım''