ÖLÜMÜN YAKINLIĞI

51 5 5
                                    

Murat'ın ilk günü oldukça heyecanlı geçti. Zeynep'in evine taşındı. Zeynep'in annesi, Murat'ı oldukça sıcak karşıladı. Murat çok sempatik ve cana yakındı. Evde Zeynep'in elini sıcak sudan, soğuk suya sokmuyordu. Uzun zamandır yalnız yaşadığı için yemek yapmakta çok ustaydı. İlk gecelerinde karnıyarık yapınca Zeynep'in annesi çok şaşırdı.
'Eline sağlık güzel oğlum. Harika bir yemekti. Hiç bu kadar leziz yemek yememiştim.'
Zeynep hemen araya girdi.
'Aşk olsun anne ya. Hemen papucum dama atıldı.'
'Öyle deme kızım. Bir erkeğin böyle yetenekli olması her zaman görülmez.Ayrıca senin karnıyarığın zaten meşhur.'
'Tamam kızlar. Benim yüzümden tartışmayın. Bu çocuk her zaman sizin emrinizde.'
Yemekten sonra kahveleri Zeynep hazırlamıştı. Kahve içerken Zeynep'in annesinin gözlerinin içi gülüyordu. Her anne gibi o da ölmeden önce biricik kızının mürüvvetini görmek istiyordu.
' Çocuklar. Biliyorsunuz benim sağlık durumum çok iyi değil. Daha ne kadar yaşarım bilmiyorum.'
'O ne biçim söz anne. Allah seni başımızdan eksik etmesin.'
'Kızım sözümü kesme. Gerçekleri hepimiz biliyoruz. Ömrün ne kadar olacağını Allah bilir. Ama ben bir an önce ve geç olmadan mürüvvetinizi görmek istiyorum.En kısa zamanda evlendiğinizi görmek istiyorum.'
'Emrin başımızın üstüne anneciğim. Hemen yarın nikahımızı kıyalım bence.'
'Hoppala. Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Ne bu aceleniz?'
Yılların tecrübesine sahip olan Zeynep'in annesi, Murat'ın, kızını mutlu edeceğini hissetmişti. Murat genç ve yakışıklıydı. Üstelik de zengindi. Kızına deliler gibi aşıktı. Bir anne, kızı için başka ne isteyebilirdi ki?
'Kızım beni lütfen kırma. Bir an önce sizi mutlu olarak görmek istiyorum. Bugüne kadar hep benim için kendi hayatından fedakarlık ettin. Artık senin de mutlu olmanın zamanı geldi.'
'Anneciğim ve Zeynep'im. Eğer siz de uygun görürseniz bu haftasonu Çırağan Sarayında nikahı ayarlayayım.'
' Oğlum, tabii ki buna siz karar vereceksiniz. Ama ben bu evde mütevazı bir düğün yapılmasını arzu ediyorum.'
'Anneciğim, yeterki Zeynep ile beraber olalım. Onunla Afrika'da bile evlenmeye razıyım.'
'Gördüğüm kadarıyla herşey kararlaştırıldı. Bana da uymak düşüyor herhalde.'
Zeynep'in sitemkar konuşması üzerine annesi gönlünü aldı.
'Canım kızım, lütfen beni kınama. Tek istediğim seni bir an önce mutlu görmek.'
Zeynep bu söz üzerine gidip annesine sarıldı.
'Canım anneciğim. Tabii ki senin isteğin bizim için çok önemli. Seni hayatta kıramam.'
'Tamaaaaam. O zaman ayrıntıları bana bırakın. Çok güzel bir nikah olacak.'
Kahvelerden sonra artık herkes için yatma vakti gelmişti. Ertesi gün nikaha katılmasını istedikleri birkaç kişiyi beraber davet edeceklerdi. Ayrıca Murat'ın da Emniyette ilk iş günü olacaktı. Savcı Bey'in özel görevlendirmesi ile soruşturmaya davet edilmişti. Ama asıl görevi Zeynep'i korumaktı. Zaten Zeynep'i bir an olsun bile yalnız bırakmıyordu.
Zeynep'in annesi, misafir için sakladığı yatak ve nevresim takımlarını Zeynep'e tarif etti. Zeynep de özenle misafir odasını müstakbel eşi için hazırladı. Herkes birbirine iyi geceler dedikten sonra odalarına çekildiler. Yaklaşık yarım saat sonra Zeynep'in odasının kapısı çalındı. Zeynep, merakla 'kim o' diye seslendi. Kendi evinde bu tür bir soru sormaya alışık değildi. Murat dışarıdan 'benim canım' diye seslendi. Zeynep kapıyı yavaşça açtı. Üzerinde kırmızı bir gecelik vardı. Murat, Zeynep'i o halde görünce adeta nutku tutuldu.
'Şey, güvenliğin için merak ettim. Bir kontrol edeyim dedim.'
'Gördüğün gibi gayet iyiyim. Beni merak etmene gerek yok. Ama yine de beni düşündüğün için teşekkür ederim.'
Zeynep'in bu yumuşak tutumu Murat'ı çok etkiledi. Yavaşça uzanıp, Zeynep'i yanağından öptü.
'İyi geceler prensesim. Güzel uykular. Rüyanda beni gör.'
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Volkan, Zeynep ve Volkan'ın nikah kararını duyunca ne yapacağını bilemedi. Elbette ki onların evleneceğini biliyordu. Ama bu kadar çabuk olacağını öğrenmek onu oldukça şaşırtmıştı. Duyguları karmakarışıktı. Hayat onun için kolay geçmiyordu. Soruşturmada da ikinci plana itilmişti. Buna neden olan olayı tahmin edebiliyordu. Ama yine de yaptığından pişman değildi. Katilin yakalanması ve hapse atılması ona adil gelmiyordu. Ama yaşantısındaki dalgalanmalar olmasa yine aynı davranır mıydı onu bilemiyordu. Şİmdi, artık hayattaki tek dayanağı olan Burcu ile boğazda balık yiyorlardı.
'Bugün Zeynep beni aradı ve nikah için pazar günü evine davet etti. Doğrusu oldukça şaşırdım. Onunla bir türlü yıldızımız barışmadı. Benim katil olacağım fikrine saplanmış durumda. Ne dersin sence nikaha katılmalı mıyım?'
'Bence kesinlikle katılmalısın. O gün Zeynep'in en mutlu günü olacak. Onu yalnız bırakmamalıyız. Bugün Zeynep ve Murat, ikisi bir arada gelip beni de nikaha davet ettiler. Zaten nikah kalabalık olmayacak. Savcı Muharrem, Güler ve biz olacağız.'
Beklenen gün gelmişti. Savcı Muharrem ve Güler beklenen şahitler olmuşlardı. Volkan ve Burcu ise davetli olarak bu geceye katılmışlardı. Dışarıda polisler nöbet tutuyorlardı. Nikah memuru beklenilen saatte geldi. Önce Zeynep'e sonra da Murat'a o meşhur soruyu sordu. Her iki çift de sevinçle evet diye bağırdılar. Daha sonra nikah memuru şahitlere soru sordu. Her ikisi de şahitlik yaptklarını bildirdiler. Sıra imzalara gelmişti. Nikah defteri genç çiftin önüne konuldu. Zeynep ilk olarak imzaladı. Daha sonra sıra Murat'a gelmişti. Murat kalemi eline aldı. Tam imza atacaktı ki birden ışıklar kapandı. Herkes bir anda şok oldu. Yaklaşık 10 saniye sonra ışıklar geri açıldığında, nikah masasının üstünde bir bomba bulunuyordu...

İstanbul'da Seri KatilWhere stories live. Discover now