BÖLÜM 41 : DEĞİŞİME TEMAS ETMEK

5.6K 322 253
                                    

Bilgisayarı başında 2. Sezon,aynı zamanda dizinin finali olan 63. bölümün senaryosunu okuyan Boran, Leon'un mübadaleden bir kaç yıl sonrasında İstanbul'da Hilal ve oğulları Hasan ile buluştuğu sahneyle, yedi sekiz bölüm önce Hilal'in vurulmasıyla başlayan;öldüresiye dram serisinin kırılmış olmasın keyiflendi. Hayran kitlelerini muhtemelen arabesk yaklaşımlara itmiş senaristlerin, en azından dizi biterken onlara mutlu bir son bırakma jesti hoşuna gitmişti. Senaryo ile ilgili bir diğer hoşuna giden şeyse, Hilal karakterinin bol miktarda rolü olmasıydı ki,bu Miray'ın kısa bir süre olsa da New York'tan dönmesi gerektiği anlamına geliyordu.Genç kızın film çekimlerinin başlamasıyla Boran hasret ve özlem kelimelerinin sözlük anlamı dışında,nasıl bir şey olduğunu ilk kez deneyimliyordu. Üniversite için İstanbul'a gelene kadar ailesi,arkadaşları,kuzenleri ihtiyaç duyduğu herkes  yanındaydı. Konservatuvarın ilk yıllarında ailesini özleyip Ankara-İstanbul yollarını aşındırmıştı, ancak sonrasında okul arkadaşları aile sıcaklığına eksikliğini özenle kapatmıştı. İlk kez birini tam manasıyla özlüyor ve deli gibi özlediği halde kavuşamadıkça deli oluyordu. Önceleri kızın tenini,kokusunu arzulamak,onu öpmeyi isteyip de yapamamak batıyordu. Son bir aydır kızın New York'ta olması, saat farkı ve ikisinin programlarının çakışması nedeniyle bir türlü konuşamamaları yüzünden çıldıracak gibi oluyordu. Bir saat olsun yanında olabilse,sadece elini tutabilmeye razıydı. Hatta o bile olmasa olurdu,Skype'ın pikselleri arasından takılıp duran bağlantıyla değil canlı olarak gözlerini görebilse yaşam enerjisinin artacağını hissediyordu. Oyundan çıkınca onu aramak Serdar  ve Gonca'nın atışmasını anlatmak istediğinde,Amerika'da gün ortasında olduklarından Miray sette oluyordu. Dizide zorlandığı bir sahneyle ilgili gün içinde arayıp derdini paylaşmaya kalksa, saat New York'ta gecenin beşine denk geliyordu. Ne bir heyecanlarını ne de sıkıntılarını paylaşamıyor olmanın ikisini de boğmaya başladığını görebiliyordu. Kızın her gün daha da yorgun ve enerjisi düşük gelen sesinden film çekimlerinin onu hem fiziksel hem ruhen hayli zorladığını anlamamak mümkün değildi. Bir tek...Boran sinirle bir sigara yaktı.Bir tek o heriften bahsederken sesi düzeliyordu. 

"Yönetmen motorsiklet sahnesinde çok üstüme geldi,moralim o kadar bozuktu ki nasıl ederim ne yaparım diye düşünürken Pierre bana Holly'den gizli,çikolatalı pasta getirdi,kaçak göçek yerken Benedict bizi bastı hep beraber yedik."

"Pierre geçen sette aşırı yorulduğumu farkedince karavanıma uyku tulumu yollatmış"

"Ulusal Sanat Müzesi'ne gittik,inanılmaz resimler vardı.Avrupa hep ilgimi çekmiştir ama Amerika'nın bu konu da ne kadar gelişmiş bir koleksiyonu olduğunu gördüğüme şaşırdım.Gerçi Pierre sana Louvre'u gezdirdikten sonra gittiğin tüm müzeleri unutacaksın diyor ama..."

Her konuşmalarında, Miray'ın dibinden ayrılmadığı belli olan Pierre'le ilgili maceralarını dinlemek sinirini bozsa da bencillik yapmamak için sesini çıkarmamaya çalışıyordu. Genç kız girdiği yoğun ve hırs dolu dünyada çok zorlanıyordu.Anlaşılan Pierre ve biraz da Benedict Cumberbatch dışında kimseyle tam bir iletişim kuramadığı için yalnızdı. Film ekibi her gün sosyal medya sayfalarını günümüz tabiriyle "ponçik" fotoğraflarla donatırken, kızın anlattıklarından işin kamera arkasının yansıltıldığı kadar sevimli olmadığını biliyordu. Sevdiği kadın tüm zorluklarla bambaşka bir kıtada tek başına boğuşmaya çalışırken onun yanında olan tek arkadaşını, kıskanıyorum diyerek uzak tutmak ona doğru gelmiyordu. Hele de sadece şartlar değil, dış dünya da onları bu kadar zorlarken...Film çekimlerinden fotoğraf geldikçe, filmi merakla bekleyen hayran kitlesinin Miray ve Pierre yakıştırmaları başlamıştı. Sosyal medyada İngilizcesi iyi olan HiLeon hayranları yeni yeni oluşmaya başlayan #LeyTan (Leyla-Tristan )kitlesiyle şimdiden savaş vermeye başlamıştı. Kızın Pierre'le gelen her fotoğrafından sonra yabancı hayran kitlesi adeta Boran'a saldırırken, hayranları ona yapılan kişisel hakaret boyutuna varan yorumlara yorulmadan karşılık vermeye çalışıyorlardı. Miray'ın bu durumdan rahatsız olduğunu,her tartışma akabinde ikisinin gayet mutlu olduğu anlardan fotoğraf paylaşarak altına hem İngilizce hem Türkçe olarak onu ne kadar özlediğini anlatan cümleler yazmasından anlıyordu. Canını sıksa da bunlara alışmaya başlamıştı. Hayranlarından gelen "Siz çok yakışıyorsunuz." "Sizi seviyoruz." "Hiç bir şeyi kafan takma"gibi mesajların yanı sıra yabancı kanallardan gelen "Pierre'in yanında sen bir maymun gibisin.""O kız seni terkedecek." minvalindeki sinir bozucu mesajlar da artık rutini olmaya başlamıştı. Genç kızın filmi gösterime girdikten sonra yurtdışındaki manyakça kitleye karşı şimdiden zorlanan, HiLeon hayranlarını pes ettirecek kadar çılgınca tepkiler geleceğini görmek zor değildi. Magazin sitelerine gün aşırı düşen haberlere aldırmamaya çalışıyordu fakat; insanın her sabah telefonunu açar açmaz "Hilal Leon'u aldatıyor mu?" gibi yaratıcı(!) başlıklar altında Miray ve Pierre'in fotoğraflarını görmesi güne neşe içinde başlaması zor oluyordu.

TEMASМесто, где живут истории. Откройте их для себя