Lamia Huanı kazandırmıştı bana. Hiç farkında değildik ama birbirimiz arkasını kollar duruma gelmiştik eski günlerdeki gibi.

Yine bir günü daha bitirmiştik ve aile şirketimizin Kenzhiye ait ofisinde oturuyorduk. Huan şirketteki işlere de dönüş yaptı. Lamianın durumu yüzünden hepimiz moralsizdik bir kutlama bile yapamamıştık.

"Kız hiç kıpırdamadı mı Kai?" Kenzhi camdan dışarı dalgın dalgın bakarken sormuştu.

"Bilmiyorum yani ben yanındayken hiç kıpırdamadı." dedim biraz kekeleyerek.

"Yanında uyumuyor musun? Yalnız bırakma kızı." dedi Huan. Her zaman bizi kıskanan Huan artık beni Lamiaya yönlendirmeye çalışıyordu. Sürekli 'onunla uyu, onu yalnız bırakma.' diyordu

"Her gece masaj yapıyorum. Kollarına, bacaklarına.. . Ama ne yazık ki tepki vermiyor. Başka doktora mı göstersek?" dedim gerçekten onu kaybetmekten korkuyordum ve duygularımı saklamayı beceremiyordum artık.

Iki gün sonra...

Eve geldim. Hava henüz kararmıştı. Üzerimi değiştirmeden Lamianın yanına uzandım. Kokusunu içime çekdim dudaklarımı kulağına değdirerek kısık sesle

"Ne zaman uyanacaksın beyaz prensesim? Çirkin kurbağa seni öpse, yakışılı prense dönüşmese de sen onun yerine uyansan olmaz mı?" dedim ve boynuna uzun soluklu bir öpücük bıraktım. Sonra alnımı alnına dayadım yine kısık sesle

"Lamia uyanmazsan seni öpmek zorunda kalacağım." dedim bir süre bekledim yine ses çıkmadı.

"Sen bilirsin. Kendin kaşındın." dedim ve dudaklarına sulu bir öpücük bıraktım.

Sanki demir parçasıydım ve görünmez bir mıknatısın çekimine kapılmıştım. Ayrılamıyordum. Küçük küçük öpücükler bıraktım dudağına. Sonra aklıma gelen o düşünceyle pişmanlık duydum. ' ilk öpüşmemiz bu şekilde olmamalıydı.'

Kalkıp duşa girdim. Bütün eşyalarım bu odadaydı. Lamia bir biblodan farksız olduğu için yanında rahatlıkla soyunup giyinebiliyordum. Altıma bir eşorfman geçirip üstsüz bir şekilde yanına uzandım ve ilk defa masaj yapmayı unutup ona sıkıca sarılarak uyuyakaldım.

Kollarımın arasında bir şey hareketlendi. Uyanır gibi oldum uyanamadım. Bir süre sonra

"Kai bana su verir misin?" dedi arkamdak komidinin üzerine uzandım suyunu verdim. Inleyince aklım başıma geldi.

"Lamia sen uyandın mı?" dedim heyecanla. Mutluluktan çığlık atmak istiyordum.

"Boynum tutulmuş." dedi dudaklarını büzerek.

"B-ben bu akşam masaj yapmayı unuttum. Özür dilerim." dedim. Kocaman gülümsemesiyle gamzelerini meydana çıkardı.

"Kai beni ellemek için masaj yapıyorum numarası mı yapıyorsun yoksa?"

"Ellemek mi?"

"Taciz etmek." derken eliyle memelerimi taciz eder gibi sıkmıştı. Anlık kaşlarımı çattım ama bu hareketi çok hoşuma gitmişti ve bir kahkaha patlattım. Mutluluktan ağlayabilirdim. Kafamda bnlerce senaryo yazmıştım. Uyandıktan sonra onu bu hale soktuğum için bana lanetler yağdıracağından emindim ama o bana bol gamzeli muhteşem gülücükler bahşediyordu.

"Lamia beni affet." dedim yalvaran biz yüz ifadesiyle.

"Şartlarım var genç lider Kai." dedi kız çocuğu gibi sevimli bir şekilde gülümserken.

"Ne istersen..." dedim mutlulukla gözlerimi kapatarak. Yatakta yüzyüze yatıyorduk aramızda bir karış mesafe vardı. Kaşlarını kaldırarak

"Ne istersem?" dedi sorgulayan bakışlar eşliğinde. Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım.

"Öncelikle benden izin almadan bir daha beni öpmeyeceksin." dedi sırıtarak. Kahkaha attım ve başımı yastığa gömdüm.

"Benim sosyalleşmeme izin vericeksin. Hatta bir iş bulup çalışmama da." kafam yastığa gömülü halde bir "ah" çektim.

"Yemek yapmama karışmayacaksın."

"Bu kadar güzel yemek yapabildiğini bilseydim karışmazdım zaten." dedim pişmanlığımı meydana vurarak.

"Bana hiç fırsat vermedin ki Kai. Ha bir de bana sormadan bana hüküm giydirmeyeceksin." dedi gülüşü kesilmişti. Kafamı sallayabildim sadece.

"Ah bir de bana kendimi savunabileceğim kadar dövüşmeyi öğreteceksin ki tuvalet köşelerinde tecavüze maruz kalmayayım." dedi alaycı bir şekilde gülümseyerek

"Tecavüz mü?" dedim yataktan kalkarak. Buna kim cesaret edebilirdi. Tecavüze mi uğramıştı? Telaşlanma ma izin vermeden devam etti

"Kenzhinin bahsettiği adam varya hani beni biriyle öpüşürken yakaladığını iddia eden adam işte."

"Eee?" dedim aceleyle

"Ben kimseyle öpüşmedim. Tuvalette işedim çıktım. Ellerimi yıkarken o geldi ve kapıyı kilitledi. Bana tecavüz etmeye kalkıştı. Kasıklarına tekme attım. Daha sonra bir şekilde yere düştüm düşerken de alnımı çarptım zaten. Sonra tam her şey bitti derken tuvalet kabinlerinden çok genç bi çocuk çıktı ve beni kurtardı. Çocuğu tanımıyorum yaşı çok küçüktü sanırım. Belki de salona gizlice girmiştir ve tuvaletlere saklanmıştır. Tecavüze uğrayacağımı sandığından dayanamayıp bana yardım etmiştir."gülümsedi ve "Olay bu şekilde oldu." dedi gözlerini kapatmıştı masal anlatır gibi sesi yavaş yavaş kısılıyordu. O konuştukca benim kaslarım sinirden geriliyordu. Chu hem ona tecavüz etmeye kalkmıştı hem de ona iftira atmıştı. Chunun boynunu kopartmak istiyordum. Kenzhinin kafasını patlatmak istiyordum. Aklımdan binlerce şey geçiyordu. Nefesim daraldı. Ben Lamiaya destek olmam gereken yerde onu hırpalamıştım. Konuşamadım. Hiç bir şey söyleyemedim. 'Lamia arada böye şeyler olur bunu unutalım gitsin' mi diyecektim?

" Kai bi şart daha ekleyebilir miyim?" dedi kapalı gözleriyle ve iyice azalmış sesiyle

"E-evet" dedim zorla çıkarttığım sesimle.

"Artık her gece birlikte uyuyacağız." dedi ve çarpık bir gülümseme sundu bana. Aptal aptal sırıttım. Tamamen gevşemiştim bir kaç saniye önceki sinirimden eser kalmamıştı. Başını boynuma iyice gömdü

"Anlaştık mı?" dedi heyecanımı gizleyemeden

"A-an-an-laştık."dedim.

ACİZWhere stories live. Discover now