"Sigara içebilir miyim?"
Hepsi şaşkın şaşkın yüzume bakıyordu. İsminin Kai olduğunu ögrendiğim herif onaylayıcı bir işaret yaptı. Çakma Bruce Lee-Kenzhi istemeye istemeye paketi uzatti. Hepsi hipnoz olmuş gibi bana bakıyordu. 'ne var ne bakiyonuz' der gibi bir bakiş attim ve anlamiş olmalarını umuttum ettim ama hala gözler üzerimdeydi. Gerizekalilar! Sigaramı yakıp derin bir nefes çekerken istemsiz olarak gözlerimi kapatmiştim açtiğımdaysa Kai denilen uzun boylu çekik gözlü ve yakışıkli çinlinin küçük kahkahasını işittim. Dalga mı geçiyordu piç!
Biz kuzenlerimizle ağız dalaşına bile girsek annemizden terlik yerdik. Nasıl bir ortama düşmüştüm ki adamlar bir kaç dakika önce birbirlerini öldürecekken şimdi oturup sohbet ediyordu. Huanı o depoda o hale sokanlar belki de bu adamlardı. Tehlikenin gobek deliğinin de göbeğindeydim. Anlattıklarımdan sonra bu paronamanyak Huan beni evden atsaydı haklıydı.
Kendi aralarında çince konuşuyorlardı Kainin göz hapsindeydim ve ben sıkılmıştım. Bir sigara daha için gözlerimle Kaiden izin istedim. Uzun zamandır içmiyordum ve ciddi bir şekilde başımı döndürüyordu ama canım çekiyordu işte. Gülümsedi. 'Bu al demektir inşallah' deyip pakete uzandım aynı anda Kenzhi de uzandı ve benden önce paketi aldı
"Benim olandan uzak dur yabanci" gözleriyle üç beş tokat atmıştı suratıma. Yok yok resmen tükürmüştü gözleri suratimın tam ortasına. Odama koşup kendimi yatağıma attim demeyi çok isterdim ama odam da yoktu yatağım da. Nereye kaçabileceğimi düşünürken Kai birşeyler söyledi ve Çakma Bruce Lee-Kenzhi paketi önüme koydu. Başımı çevirdim bir süre oyalandıktan sonra banyoya gittim.
Kai'den
Kızın çok asil bir havası vardı. Çok cesur davranıyordu ayrıca çok masum bir yüzü vardi. Mimiklerini izlemekten kendimi alamıyordum. Sigara istediğinde gerçekten çok şaşırdım bu kadar masum görünen bir kız nasıl sigara içerdi. Belkide ilk olacaktı. Ah ne çabuk unutmuşum o masum kız değilmiydi beni bıçaklayan?
Kenzhi paketi uzattı hepimiz gerçekten içemeyeceğini düşünüyorduk ama onun sigarayı öyle bir yakışı vardi ki... Derin bir nefes çekerken gözlerini kapatti. Tanrım tam psikopat gibiydi... Ve bir de hmm nasıl desem çok seksi...
Huanla yediği kurşunları kimin sıkmış olabileceği konusunda konuşuyorduk. Kız çok sıkılmısti bir sigara daha ister gibi gözlerimin içine baktı. Bu çok hoşuma gitmişti. Ne yazık ki Kenzhi haddini aşan laflar etmişti. Kıza baktım o an oradan koşup gidebilrdi ya da oracıkta ağlamaya başlayabilirdi ve hatta Kenzhiye bir tokat patlatabilirdi. Gözlerinde bunları yaptırabilecek duygularin hepsine sahipti. Ama o sakinligini koruyordu. Çok gururluydu. Benim ona duyduğum hayranlık onun kontrollü davranişlarini gördükce artiyordu.
"Ona böyle davranmayı kes!" dedim. Kısa ama çok fazla tehdit içeren bir cümle olduğunun farkındaydi benim küçük dangalak kardeşim paketi kızın önune birakti fakat Lamia dokunmadı. Gerçekten çok gururluydu. Bir süre sonra kalktı muhtemelen ağlamaya gitmişti.
"Kızın odası nerede Huan?"
"Abi kızın odası yok."
"Kız seninle mi yatiyor Huan?" iğneleyici bir şekilde sormuştum.
"Salonda yerde yatıyor." Kendinden utanmişa benziyordu.
" Ona verecek bir oda bulamadın mı?"
"Gerçekten başka odam yok"
"O zaman ben kızı götürüyorum." dememle şaşkınlıkla yüzüme baktı.
" Ama abi..." gözlerinin içine bakmamla susması bir oldu.
Huan'dan
Kıza hep çok kötü davranmıştım. Evimde kalıyor tüm işlerimi yapiyordu ama bir odası bile yoktu. Kainin yanında olması onun için daha iyi olurdu. Hem Kai benden daha profosyoneldi onun hakkındaki herşeyi çok daha çabuk ögrenirdi. Benim de kafam rahat olurdu artık.
Masadan kalkıp Lamia yi bulmaya gittim banyodaydi. Kapısı kilitliydi. Evde 3 adam varken içerde duş alıyor olamazdi değil mı?
"İçeridemisin konuşmamız lazım." diye seslenip bekledim neşeli bir şekilde kapıyi actı. Dünyanın en muhteşem gülüşlü insanıydı.
"Kai ile gideceksin seni evimde istemiyorum artık." zorla söylemiştim bunlari. Bir anda gülüşü soldu boş gözlerle bana bakti.
" Herşey için teşekkür ederim." dedi karşılık olarak zoraki gülümsedim. 1 aydır evimdeydi ilk defa gözlerine bukadar uzun bakmiştim.
"Tekrar görüşebilecek miyiz?" sesi kısık çıkmıştı.
"Arada bir nadiren." dedim ve boynuma atladı. Okadar şaşırmıştım ki ellerimi beline dolayamadım bile.
"Kendine çok iyi bak Huan." dedi fısıltiyla sonra bir anda çekilip mutfağa ilerledi. Neydi şimdi bu bunca zamandır ondan uzak durmaya çalışıyordum böyle mi etkileyecekti beni? Bir sarılmayla?
Arkasından mutfağa geçtim. Kai çince olarak
"Huan bir problem mi var?"
"Hayır seninle gelecek." daha cümlemi bitirmeden Lamia
"Kai seninle gelmiyorum. Canım seninle gelmek istemiyor çünkü." Ah bu kız kesinlikle bu dünyadan değil!
"Gelmek zorundasın beyaz prenses." Kainin yüzünde alaylı bir sırıtış vardi.
" Hiç sanmıyorum bay Hitler." bu lafının üzrine Kai dahil hepimiz güldük.
"Huan şehirdeki evine taşınacak Lamia burada tek kalamazsın." dedi Kai okadar ciddiyetle söyledi ki buna ben bile inandım. Lamiaya Kainin söylediklerini onaylayan bir bakiş attım.
"Hazırlan artık." dedim ama içimde bişeyler gitmesin diyordu.
Herşeyini toplamıştı kısa bir vedalaşmanın ardından öylece çekip gitti. Daha on dakika olmadan yalnızlığım canımı yakmaya başladi. İşte bu yüzden istememiştim onu.
Lamia(Leyla)dan
Adam gözümün içine baka baka istemiyorum evimde demişti ben de hala onun için üzülüyordum. Şimdi evde parti yapıyordur kesin. 'O değilde ben sol taraftayım ama direksiyonda Kai var tövbe estağfirullah tersim döndü resmen.' diye düşünürken Kainin sesiyle yerimden zıpladım
"Gercekten gelmeyi istemiyor muydun?"
" Ben oraya alışmıştım." 'Hayır ben Huana alışmıstım' dedim içimden.
"Çok daha iyi şartlarda yaşayacaksın."
"Kai evden çıkarken neden gözlerimi bağladınız." Hala bana güvenmiyordu o paronamanyak Huan. Belkide evini bulurum canım istediğinde giderim diye böyle yaptırmiştı.
"Ne kadar az şey bilirsen o kadar az zarar görürsun Lamia." Çok ciddi konuşuyordu.
Aç olup olmadığımi sordu ama o böcekli şeylerden yemeye niyetim yoktu guruldayan karnima rağmen tokum dedim. Yolda bir kaç kez telefonla görüstü bana çok sık bakışlar yolluyordu. Huanın sorunlu kuzeni işte! Uzun yolculuğun ardından eve gelmiştik. Ev demek ayıp olur gerçi bildiğin malikane! Ben afallamiş halde eve doğru bakarken kapımı birinin açmasıyla yerimden zıpladim.
"Yeni hayatınıza hoşgeldiniz gizemli bayan." Kai kocaman gülümsemesiyle önümde reverans yapti çekimser bir tavırla arabadan elimi uzattım. Yine yeni hayatıma selam çaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACİZ
General Fiction"Aslında bir yanım çok pişman" dedi sigarasının dumanı dudaklarının arasından sızarken. Hepimiz onu anlayabilelim diye İngilizce konuşmuştu. Gözlerini teker teker üzerimizde gezdirdi; benim, Huanın, Kenzhinin,Taoranın ve Kai piçinin... Edwarddan ho...
