büyük buluşma

120 6 0
                                    

Sayıp sövdüğüm herif bana bir sürü eşya almıştı. Çok mahçup olmuştum. Bir kadının ihtiyac duyabileceği her şey vardı. Artık bu işlerin kadınlara özel olmadığını bir erkeğin en az bir kadın kadar bilgili olduğunu bir kez daha gördüm fakat pedi görünce aklıma bir şey takıldı. 'En son ne zaman adet görmüştüm? Uyandığım günden bu yana görmem gerekmez miydi? Biri bana tecavüz mü etmişti? Hamilelik dışı faktörlere bağlı gecikme yaşadıysam uyuduğum o koskoca zaman zarfı sürecinde benim regl dönemlerimde temizliğimi kim yapmıştı? Ah bir de tuvalet mevzusu var!' aklımdan geçen her düşünce bir ton daha kızarmama yol açtı. Gözlerim beni izleyen Huan'la buluştu. İlk defa beni izliyordu. Aceleyle

"Bence yemeği denemelisin." dedim cevap vermeden mutfağa ilerledi. Mantıyı biraz ısıtıp yoğurdu ve sosuyla birlikte servis ettim. Yanında da evde kalmış meyvelerden yaptığım aşuremsi hoşaftan koydum. Her zamanki gibi tepkisizdi fakat iki porsiyon mantinin yaninda üç büyük bardak hoşafı götürünce beğendiğini anladım.

Sabah uyandığımda Huan herzamanki gibi evde yoktu. Gündelik işlerimi hallettim. Kafamda çinceyi bir an önce öğrenme planları yapıyordum. Kitap olması gerekenden küçük gözüküyordu. Hemen başlasam bir iki günde öğrenecekmişim gibi geliyordu. Sanki muhteşem derecede ingilizcem varmış gibi bir de ingilizceden çince öğrenecektim.

Kişisel bakımlarımı yaptım yeni kıyafetlerimi giydim ve makyaj malzemelerimi denedim daha henüz yemek yaparken Huan geldi 'hayırdır inşallah' dedim. Bir aksilik olmasa bu kadar erken gelmezdi. Tedirgin gözüküyordu. 'Aman Allah'ım Huanın duyguları varmış!' diye içimden geçirmeden edemedim. Yemeğe oturduk suratıma bakmadan

"Bir daha kesinlikle kıyafetlerime dokunma." dedi 'Camış!'

" Ben teşekkür ederim." ne diyeceğimi bilememistim aslında.

"Eşyalarımdan uzak dur diye alındı onlar." yine soğuk ve aşağılayıcı tavırla konuştu. Tedirginliğinin nedenini sormayı bırakın bu tavrından sonra iyi geceler bile diyemedim. Kafamdaki zilyon tane düşünceyle kendimi uykuya teslim ettim.

Kulağımı dolduran tıkırtılarla uyandim. Mutfakta biri vardı. Normalde baya bir aksiyon yaşardım ama yeni uyandığım için heyecanlanmaya bile üşenmiştim göbeğimi kaşıya kaşıya mutfağa gittim. Gördüğüm manzara ayılmama neden oldu. Huan mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Kıyamet alameti! ilk kez bu saatte evdeydi ve mutfakta bir seylerler hazırliyordu.

Huanın hazırladıği kahvaltımızi bitirdik

"Ellerine sağlık." gibi bir cümle kurdum tip tip suratıma baktı kurduğum cümleyle ilgili şüpheye düştüm.

"Odamda olacağım" dedi ve defolup gitti! Evin işlerini hallettim artık iyice sıkılmıstım başka uğraşlar bulmam gerekiyordu. Yine kendimi mutfağa attim ve havuçlu kekimin hazırlıklarina başladım. Saatlerdir odasında duran Huan ın kekimin davetkar kokusuna dayanabileceğini sanmıyordum. 'Yanina da bir çay koyayım' dedim ve kendi kendime güldüm. Bana çince öğretmeye çalışan Huanı çaktırmadan Türkleştiriyordum.

Ben hala mutfaktayken bir gümbürtu koptu giriş kapısından geliyordu ses. Bir köseye saklandim. Cesaretimi toplayıp gizlice bakmaya çalıştım beş tane adam vardı arkaları bana dönüktü. Adamların ikisi Huanı tutuyordu bir kişi de Huanın önünde sağa sola turlarken her turda bir yumruk yapıştırıyordu suratına. Bana yakın mesafede bir kişi daha vardı. Bu önemli birine benziyordu. Huandan kemerin öcünü almadan ölmesine izin veremezdim Mutfağa gidip iki elime doğrama bıcaklarını aldım. bana yakın duran ve en önemli kişiymiş gibi görünen adama arkada sinsiice yanaşıp bıçağın birini şah damarına digerini kasıklarına dayadım.

Kai'den

Aile kültürümüz çok farklıdır. Genç kesimde lider konumunda ben vardım. Kardeşim Kenzhi daha çok yardımcım rolünü oynuyordu. İşleri rayında yürütemezsek veya kuralların dışına çikarsak yaşlılar konseyi tarafindan cezalandırılıyorduk. Evet burda işler böyle yürüyordu. Belirli sülaleler vardı hepsi birbirleriyle düşmandı. Her sülalenin kendi bölgesi vardi bölgeler tüm sülalelerce bilirdi ve coğu zaman bir sülaleye sataşmak isteyen biri onun bölgesini taciz ederdi. Yaşlı ve genç konseyi bulunurdu.  Genç konsey liderini yaşlılar seçiyordu, yaşlılardansa en nüfuslu en bilge sayılan kişi oylama ile lider seçilebiliyordu.

Genç lider olarak bazı görevlerim vardı. Bunlardan biri de kanımızdan olanları çevremizde toplamaktı ve ben gerzek kuzenim Huanı bu konuda ikna edemiyordum. Bizden iyice uzaklaşmıstı onu geri getirmek gerekiyordu. Özellikle Kenzhi bu konuda çok tahammülsüz ve fevri davranabiliyordu. Huanın mekanını basma fikri de ondan çıkmıştı. Barının zemin katında bir şeyler gizlediğini ögrenmişti ve o öfkeyle baskına gelmiştik. Pislik yuvası barının alt katında mütevazi bir ev hayatının olduğunu nereden bilebilirdik ki?

Ben kenardan izlemekle yetindim ama Kenzhi bu sefer Huanı çok hırpalamıştı. Aslında teketek dövüste Huan Kenzhiyi rahatlikla yenebilecek durumdaydı ama karşi bile koymuyordu. Kafamda durum değerlendirmesi yaparken boğazımda bir soğukluk ve kasiklarımda bir baskı hissettim. Birisi çift bıçakla beni esir almıştı Boynumu okadar sıkı sarmiştıki dönüp yüzüne bile bakamadım.

"Beyler baskın yedik!" dememle hepsinin dönmesi bir oldu. Şok geçirmiş şekilde arkamdakine bakıyorlardı.

"Bırak o bıçakları" Huan emir verir gibi konuşmuştu.

"Söyle onlara seni bıraksınlar önce.!"  Bir kız mı? Beni ingilizce konuşan bir kız mı esir almıştı?

"Düşündüğün gibi değil bırak o bıçakları." Huan kızla ingilizce konuşuyordu demek ki kız yabancıydı.

"İngilizce bildiğimizi çaktırma" dedim Huanaba. Kenzhi hala şoktaydı.

"Seni bırakmazlarsa bu herifi canlı canlı doğrayacağımı söyle onlara." dedi sesi şahaneydi keşke sözleride öyle olsaydı.

"Hayır Lamia yeter artık!" Huan sinirlenmeye başlamiştı.

"Kenzhi Huanı birak" dedim çince

"Bir yabancıya göre hareket etmem ben." diye çıkısti. Bu işi kendim halletmeliyim dedm ve sol bacağimı hafif kıpırdattim bacağımdan içeri bir şeyin girdiği hissettim.

ACİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin