merhaba darçın

880 12 0
                                    

Tıp fakültesinde öğencilere 'mahkeme duvarı suratlı olma' dersi verildiğinden emindim artık. İçimden 'Allah doktorların eşlerine yardım etsin' diye geçirirken pis pis sırıtmamak için zor tutuyordum kendimi. Off Allahım iki lafı bir araya getirip konuşmaya da başlamamışti hala.

"Mervan bey benim tahlil sonuçlarını incelemişmiydiniz hocam?"

'Otur kızım biraz sohbet edelim."

'Allah kahretmesin! Ne olur bırak gideyim!' demek istedim. Keşke deseymişim.

"Tabi hocam."

Bir saate yakın bir süre sağliğimla ilgili dikkat etmem gereken şeyleri anlattı. Susması için hemen oracıkta kendimi öldürebilirdim.

"Sonuç olarak hocam ciddi bir şey yok değil mi?"

"Aslında durum gerçekten çok ciddi."

'Yok canım şaka yapiyordur.' diyordu içimdeki ses. Adam ciddiyim dedikçe ben inanmamakta ısrar ediyordum. Ardindan bir sürü tıbbi terimle hastalığımı anlatti. Boş bakışlarımi farketmiş olmali ki sade bir dille konuşmaya başladı. Keşke hiç konuşmasaydı. Keşke tıbbi saçmaliklara devam etseydi de ben hiçbir şey anlamasaydim.

Beynimde tam damar yolunun üzerinde bir ur varmiş ve çok hızlı olmamakla beraber -aman ne iyi- ur büyüdukçe görme, işitme, tatma kısacası tüm hayati uzuvlarimda aksamalar olusacakmiş. Bir buçuk saattir bu cümleyi kurmasini bekliyordum. Hastaligıma üzülmekten çok bu kadar süre bekletilmeme öfkelendim. Tezcanli bir insan olduğum için mesele ne olursa olsun beklemekten herzaman nefret etmişimdir.

"Senin için konusunda uzman olan bir meslektaşimla görüştüm."

"..."

"Tahlil sonuçlarinla birlikte yarın 13:30 da yanına git."

"Sağ olun hocam." dedim ve kapıdan çıkarken verdiği kartvizite baktim. ÇETİN TEKİN.

Kendimi tutamadım, kıkırdadım. 'Oğlu olsa kesin Metin koyar adini' dedim içimden.

Eve gitmeden önce bir kaç dal sigara içmek için bir cafenin bahçesine oturdum. Hastalığıma gercekten inanamamiştim buna bağlı olarak üzülememiştim de. Bu kadar ciddi bi durumsa eğer şimdiye kadar ölmem gerekmez miydi ya da daha kötü bir ihtimalleyataklara düşmem gerekmezmiydi. Bizim Mervan hoca bir şeyden çakmıyordu işte çaksaydı Metin Çetin Tekin'e göndermezdi. Evet henüz tanışmadığım doktoruma isim takmıştım. Kendi kendime gülerken süper yakışikli bir gencin beni kestiğini farkettim. Esmer güzeli. En sevdiğimden...

Garson masama bir peçete bıraktı.

'Merhaba darçın ben özcan lütfen beni ara.' notu ve telefon numarası yazılıydı. 'Allahim sana geliyorum...'

Kafami cevirip oturduğu yere baktim ama çoktan gitmişti. 'Hmmm hızli çocuk!'

Kalkarken peçeteyi yerinde bıraktım ve garsona imalı bir şekilde "hayırlı işler!" dedim. Çok mu ucuz görünüyordum dışarıdan? Keyif, ego tatmini öfke ve kırgınlik karışımı saçma sapan duygu hissettim. Hemen kendimi 'akşama ne pisirsem?' düşüncesiyle oyalamaya başladım. Arkamdan biri koşuyordu ama üzerime alınmadım. 'Kim koşacakki benim peşimden?' demeden önüme çıktı.

"Leyla hanım bu size ait sanırım siz Leyla hanımsınız değil mi?"

"Ah evet düşürmüşüm sanırım Özcan bey." Elinde tahlil sonuçlarimdan biri duruyordu. Onun peçetesini almamıştim ama cilve yapar gibi orada bana ait bir şey bırakmıştım.

"Dalgınlığınız her halinizden belli zira benim notumun yazdığı peçeteyi de unuttunuz." dedi mahçup bi gülümsemeyle. Bu gülüşe ölünürdü.

"Yok onu bilerek biraktim." dedim pis pis sırıtarak. Kocaman bir kahkaha patlatti. Gerçekten fırlama bir kız çocuğu gibi davranmayı seviyordum.

"Bi dakkkkaaaa sen gitmiştin cafeye geri mi döndün? nereden aldin bu kağıdı?"

"Biz o cafenin sahibiyiz Leyla bir kahve ısmarlayayım mı sana belki birazcık hatrım kalır." İç sesim 'oy yerim yerim seni de yerim hatrını da yerim mahçup bakışini da yerim herşeyini yerim bitter çikolata gülüşlüm benim.' derken başımı olumsuz anlamda salladım.

"Yabancılarla hatır gönül ilişkilerine girmeyi sevmiyorum bayım." deyip o çapkın gülüşümu attim.

"Hiç fırsat tanımıyorsunki! İnşallah evde kalırsın."

"Tövbe estağfirullah! O nedenmiş o?"

"Gelip beni istemek zorunda kal diye." demesiyle kahkaha patlatmam bir oldu ve Özcan konuşmaya devam etti

"O gün tuzlu kahveyi içerken şuanda içmeyi kabul etmediğin kahve aklina gelecek ve çok pişman olacaksın."

ACİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin