FİNALLLLL

277 9 0
                                    


*****

EREN SANCAK

Kalbimde Nazan vardı. Unutmuştum ben Sinem'i. Onun gidişi bile acıtmamıştı kalbimi. Ben hangi ara Nazan'a bağlanmıştım? Hangi ara onun parlak gözlerinde kayboluvermiştim? Bunların hiç birinin cevabını bilmiyorum. Ama dün gece Sinem'i aradım. Ona Nazan'ı sevdiğimi söyledim. Artık daha fazla yalan söyleyemezdim. Herkese her şeyi anlatmalıydım. Bu konuda kararlıyım. Sinem her şeyi anladığını söyledi. Çok üzgün olduğumu söylediğimde "Alıştım ben artık." Deyip telefonu kapadı. Onun kırılmış sesi kalbimi yaralamıştı. Ama artık bu yoldan geri dönüş yoktu. Ben Nazan'a aittim...

Tüm yüklerimi üzerimden attım ve bu sabah farklı uyandım.

Daha çok kendime özen gösterip ajansa yol aldım. Şirkete geldiğimde huzurla gülümsüyordum. Koşar adım sevdiğim kadına gidiyordum. Diyorum ya başkaydı bugün. İçim dışım Nazan'dı. Sanki benim yerime o nefes alıyordu. Sanki benim yerime bu uzun koridoru o koşuyordu. Bir bütündük biz.

NAZAN DERE

Aşktan vazgeçmek zorunda kaldım. Onsuzluğa dayanmak zorunda kaldım. Şimdi bir başkasıydı yanımdaki. Elimi tutmuş gülümseyerek nişan haberimizi duyuruyordu. Bu hafta sonu "Nişan törenimize hepiniz davetlisiniz!" derken dolu gözlerimi kalabalıktan alıp kapıya çevirdim. Yıkılmış gözlerle karşılaştım. Başını iki yanına sallayıp uzaklaşan Eren'e bir adım attım. Ama Batu sağ elimi sımsıkı tutuyordu ve gitmeme asla izin vermiyordu.

EREN SANCAK

EVLENİYOR...

Hem de kuzenimle! Aklım karman çormandı. Ben hiç bu kadar çok canımın acıdığını hatırlamıyorum. Hiç bu kadar kendimi kaybettiğimi, tüm benliğimi hiçe saydığımı hatırlamıyorum. O an yapacak başka bir şeyim yoktu. Kaybetmiştim. Ona koşmaya geç kalmıştım. Gözlerim nemlenirken, nefes alamıyordum. Güçlükle kendimi çatıya attım. Başımı iki elim arasına alıp, nefes almaya çalıştım ama nafileydi. Gücüm kalmamıştı.

Sevdiğin insanı, başkasına aitken görmek ölümmüş...

Kıyıya vuran bir aşk vardı elimde. Gökyüzü maviye küsmüştü. Siyaha saklamıştı bulutlarını. Yağmur tenime dokunmaya başladığında haykırdım öfkemi.

"Neden?" dedim sadece. Gerisini sormak çok güçtü. Öfkemi daha taşa, gökyüzüne, yeryüzüne kusmak çare değildi. Kaybetmiştim ya ben. Aptal ben! Neden hep kaybedince anlıyordum aşkımı? Neden? Ruhum kaybolunca, onu kaybettiğimi anlayınca mı aklım başıma geliyordu?

Ölümmüş bu his. Ölümmüş onun ellerine, göğsümden kalbimi çıkarıp vermek...

NAZAN DERE

Giden adam benim tek gerçeğimdi. Elimi tutan bana ait değildi. Elimde hissettiğim acı, direk kalbime vuruyordu. Ona, bana, elimi tutan adama olan öfkeme sustum. Sessizce veda ettim aşkıma. Gözlerimden birkaç damlanın süzülmesine izin verdim. Sonra hayal bile edemediğim bir şey oldu. Sinem aradı. Cebimden telefonumu çıkarıp cevapladım.

"Sinem?"

Batu hala elimi sımsıkı tutuyordu. Öfkeyle ona bakıp elimi hızla çektim. Birkaç adımda ondan uzaklaştım. Arkadaşlar Batu'yu tebrik ederken Sinem ile konuşmaya başladım.

"Sinem neredesin? Bugün neden ajansa gelmedin?"

"Nazan, sessiz ol ve beni iyi dinle."

"Dinliyorum canım."

YILDIZIMWhere stories live. Discover now