50. Bölüm

729 32 12
                                    

                              3 YIL SONRA

Sabah ikizlerin (medya resminde olan iki kızın 2 yaşındaki hallerini düşünün) bağırmaları ile uykumdan uyandım. Yanımda Suga yoktu, merdivenlerden indim ve salona geldim. Karşımdaki görüntü ile gülmeye başladım. Suga ikiz çocuklarımız ile oyun oynuyordu. Beni fark ettiklerinde ikizler koşarak yanıma geldi ve biri bir bacağıma diğeri de diğer bacağıma sarıldı. Eğildim ve ikisininde yanaklarını öptükten sonra Suga oturduğu yerden kalktı ve yanıma gelip dudağımdan öpüp "Günaydın" dedi bende ona "Günaydın" dedikten sonra kahvaltıyı hazırlamaya mutfağa geçiyordum ki Suga beni durdurdu ve "Sevgilim kahvaltıyı hazırlamana gerek yok bizimkilerle hep beraber kahvaltıyı Jin' lerin evinde yapacağız" dediğinde. "O zaman ben çocukları hazırliym sonra da kendim giyinirim sende hazırlan" dedim başı ile beni onayladığında. İkizlerin elinden tuttum ve odalarına götürdüm. Onları giyindirdikten sonra yatak odamıza geçtim ve dolaptan kıyafet çıkartıp onları giyindim. O sırada içeriye Suga girdi. Yatağa oturdu ve yanına oturmam için işaret etti. Yanına oturduğumda ellerimi avcunun arasına aldı ve "Acaba diyorum bizim ikizlere küçük bir kardeş mi-" sözünü bitirmeden kestim. "Suga ikisine zor bakıyoruz zaten görmüyor musun çok yaramazlar" dediğimde suratını astı. "Hem vakit mi oluyo?" Dediğimde güldü ve "Akşama enerjini fazla harcama" dediğinde gözlerimi ondan kaçırdım ve "Çok beklersin, sanki boş vaktimiz var" deyip bir şey demesine izin vermeden odadan çıktım.

Arabaya bindik ve He-Ran' ın evine yola çıktık. Yaklaşık 20 dakika içerisinde gelmiştik. Kapıyı Jin açtı ve bizi içeri alıp ikizleri kucağına aldı. İkizler He-Ran ve Jin' i çok severdi aynı şekilde He-Ran ile Jin' de ikizleri çok severdi. Salona geçtiğimizde herkesin gelmiş olduğunu fark ettik. Jin ikizleri kucağından indirince ikizler koşarak Tae' nin yanına geldi ve "Hadi uzaylıcılık oynayalımm!" Diye bağırdılar. Tae güldü ve ikisinin de elini tutarak bahçeye çıktı. O sırada He-Ran merdivenlerden iniyordu. Oğlunun elini bırakınca oğlu hemen yanıma gelip " Melisa teyze ikizler nerde gelmedi mi yoksa?" Diye sordu "Geldiler uzaylıcılık oynuyorlar" dediğimde koşarak Tae ve ikizlerimin yanına bahçeye koştu. Bizde hep beraber kahvaltıya oturduk.

O sırada Tae bahçeden çıktı ve o da yanımıza geldi. "Ee Tae, Zeynep ile nasıl gidiyor?" Diye sorduğumda "Çok iyi valla" dedi. Bunu demesi ile güldüm. "İyice Türklere benzedin Tae, Valla falan kkk" herkes gülünce Tae lafa tekrardan girdi "İşte onun da Korece eğitiminin bitmesine 2 ay kaldı, sonra gelicek buraya" dediğinde tekrar güldüm. İkisi şu an sevgiliydi ve hatta nişanlanmayı düşünüyorlardı. Zeynep sırf Tae için korece kursuna başlamıştı ve gerçekten kısa sürede akıcı bir şekilde Korece konuşabilmişti.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra erkekleri baş başa bıraktık ve He-Ran ile beraber kahvelerimizi alıp çocukların yanına bahçeye çıktık. Kovalamaca oynuyorlardı. Bizde He-Ran ile sohpete başladık. "Biliyor musun He-Ran 4 yıl önce Kore' ye ilk geldiğimde yuva kuracağım evleneceğim asla aklıma gelmezdi" güldü "Benimde aklıma gelmezdi evlenip çocuk yapacağım hemde bu yaşta" dediğinde bende güldüm. O sırada çocuklar yanımıza geldi. Ben kızlarımın ikisinide kucağıma aldım birine bir bacağıma diğerini diğer bacağıma oturttum. He-Ran da oğlunu kucağına aldı. Kızlarımın iskininde kokusunu içime çektim. Babaları gibi kokuyorlardı, bu koku için ölebilirdim. "Anne bişey soracağız" dedi ikiside aynı anda "Dinliyorum" dediğimde He-Ran' ın oğlu "Siz nasıl tanıştınız ve babalarımızla nasıl evlendiniz?" Diye sorunca He-Ran ile bir kaç saniye bakıştık ve ben söze başladım. "Ben Türkiye' de yaşıyordum, He-Ran' da internetten konuştuğum bir arkadaşımdı, okumak için Kore' ye gittim ve He-Ran' ın okuluna yazıldım. Yoongi ve Jin' de aynı okuldaydı ve tabiki diğer abilerinizde" ben sustuğumda He-Ran kaldığım yerden devam etti "Melisa, Suga' nın evinde hizmetçi olarak çalışmaya başladı ve o sırada sevgili oldular, bir kaç ay sonra da biz Jin' ile sevgili olduk. Başımıza çok kötü olaylar geldi bir o kadarda iyi olaylar da geldi" dedi ve sustu. O sırada aklıma doğmadan ölen bebeğim geldi ve ben farkında olmadan gözümden bir damla yaş aktı. O sırada Suga ve Jin' in geldiğinden haberim bile yoktu. Suga göz yaşımı sildi ve "Ne oldu?" Diye sordu "Çocuklar geçmiş hakkında bir kaç soru sorunca duygulandı" dedi He-Ran başımı olumlu anlamda salladım ve kendime gelmeye çalıştım. He-Ran tekrardan lafa girdi. "Nasıl evlendiğimizi siz anlatmak ister misiniz?" Diye sorduğunda Suga ve Jin başını olumlu anlamda salladı ve karşımızdaki sandalyeye oturdular. Suga konuşmaya başladı "Ben annenize Türkiye' de evlenme teklifi ettim. Düğünümüz ise plajda oldu düğünün akşamı da tekne ile gezi yaptık. Herşey mükemmeldi" dediğinde göz göze geldik. Biz bakışırken Jin konuşmaya başladı. "Suga ve Melisa' nın düğününde bende He-Ran ' a evlenme teklifi ettim. Bizim düğünümüzde kır düğünü oldu" dedi. Biz Suga ile bakışmaya devam ediyorduk. Ağzını oynatarak ve fıslıdayarak "Seni seviyorum" dediğinde gülümsedim ve ağzımı oynatarak "Bende" dedim.

Daha sonra akşama kadar oyun oynadık sohpet ettik film izledik ve artık gitme zamanı geldi. Herkes girmişti sadece Suga ben ve çocuklar He-Ran' lardaydık. Tam bizde kalkacakken Suga lafa girdi "Ya şey biz bu akşam baş başa kalmak istiyoruz bir işimiz varda" diyince utanarak Suga' nın omzuna vurdum. " Saçmalama Suga" dediğimde gülümsedi ve "Kızlar bu akşam sizde kalda olurmu?" Ye sordu He-Ran ve Jin' in çocukları da duyunca annesine yalvarmaya başladı "Anne nolur kalsınlar nolurr" dediğinde Jin "Kaldınlar ya zaten oyun falan oynarlar sizde üçüncüyü yaparsınız" dediğinde utancım ikiye katlandı. O sırada He-Ran Jin' e vurdu ve "utandırmasana"  dedi. Daha sonra kızlarımın iksinede kocaman sarıldık ve "Sakın yaramazlık yapmayın Jin ve He-Ran ı da üzmek yok" dediğimde "Tamam" dediler ve onlarda bana sarıldı. Suga da kızlarla vedalaştıktan sonra arabaya bindik ve eve yola çıktık. Eve geldiğimizde "Açım" dedi. "Tamam ne istersin" dediğimde bir adım yaklaştı ve "Seni" dedi. "Of Suga yorgunum hadi bak ayıcıklı pijamalarımızı giyip uyuyalım" dediğimde "Hayır olmaz" dedi. "Suga!" Diye sesimi yükselttiğimde suratını astı ve gidip kanepeye oturdu. Hiç bir şey demeden odamıza üst kata çıktım.

Kafamı yastığa koydum ve düşünmeye başladım ne zamandır onunla baş başa vakit geçiremiyordum. O ne zaman bir şeyler yapmak istese yorgun oluyordum ve onu tersliyordum. Ayrıca bende onu çok özlemiştim sadece şu anda bir bebek isteyip istememekte kararım kesin değildi.

Bir kaç dakika kendimi düşüncelere boğduktan sonra bebek istediğim kararını aldım. Evde kızlarımla koşan Suga' ya benzeyen bir erkek bebek çok isterdim. Üstümdekileri çıkardım ve tamamen iç çamaşırlarım ile kalıp yatağa yatıp üzerime yorganı çektim. Dakikalar sonra Suga odaya girdi. Yüzü çok asıktı. Üstüne ayıcıklı pijamasını giydi ve yanıma yatağa yatıp hiç bir şey demedi. Yatakta ona doğru yaklaştım ama bir tepki vermeyince kalkıp üstüne oturdum. Vücudumun çıplak olduğunu fark edince bana baktı ve gülümseyip yorganı üzerimize çekti.
.
.
.
.
.
.
.
UMARIM BÖLÜM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR
.
.
.
ÇOK İSTEK OLDUPU İÇİN KARARIMI DEĞİŞTİRDİM VE KİTABA DEVAM ETMEYE KARAR VERDİM.
.
.
.
GÜZEL YORUMLARINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
.
.
.
GÜZEL YORUMLARINIZIN DVSMIBI BEKLİYORUM

Bts İle Hayal Et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin