Özel Mektup 5:"...but I don't care, I'm not scared of love."

1.4K 109 13
                                    

23 Ağustos,

Sevgili Bethany, Betty yada hayranın teki,

Hiç bir zaman benim için "bir hayran parçası" olmadığını sana bildirmek üzere bu mektubu yazma kararı aldım. Çünkü günlerdir, seni öptüğüm, elini tuttuğum günden beri hayatım çok farklı bir yön almaya başladı. Bazı şeylere karşı olan tepkilerimi değiştirmeye karar verdim sayende ve yorgun görünmemin sebebi kesinlikle sen değilsin. Medyanın ne dediği sikimde bile değil ve sana tekrar söylüyorum ki sen sadece bir hayran değildin benim için.

İlk mektubu Niall bulup bana verdiğinde bunun sadece bir hayran mektubu olmadığı belliydi çünkü binlerce kız mektuplarını parfümler ve kalplerle kaplarken sen beyaz bir zarfa el yazın ile yazdığın stüdyo adresi ve adın ile oldukça farklıydın. Louis Tomlinson isminin yanında kalp veya öpücük yoktu, sadece adım yazıyordu ve merak ettim. Gerçekten o mektubu kılan özel bir şey vardı ve ben mektubu açıp okumaya başladığımda bazı şeyleri daha iyi anladım.

Sen farklıydın. Ve ben senin hayallerini süsleyen bir adamdım,senin ayakta durmanı sağlayan insandım ve fark ettim ki senin gibi olup henüz ne kadar değerli olduğunu anlamayan binlerce kız var. Hayran veya değil, binlercesi... Seni kurtarmak istedim ve sana ulaştım ama işler çok farklı bir yere doğru yol almaya başladı.

Yakın arkadaşım oldun, üzüldüğümde veya yalnız hissettiğimde -bu bazen oluyor, evet- senin varlığını düşünerek mutlu oldum. Seninle konuşmalarımız, bana takıntılı olmayan bir hayran gibi davranman ve bana arkadaş olman yalnızlığımı bitirdi. Ve ben yorgunken aslında yorgun olmamam gerektiğini fark ettim. Betty, ben bir şarkıcıyım ve sadece varlığımla insanları kurtarabiliyorken yorulmamalıyım. Beni mutlu eden insanlar var ve bazen onlar için ayakta durmalıyım. Ve ben ayakta durdukça senin gibi olan binlerce kızda mutlu oluyor, odalarından çıkmadan bir sürü insanı gülümsetebiliyorum.İşte bu hayata tutunabilme sebebimdi.

Ve seninle olan iletişimi kesmedikçe, telefonla konuşmalarımız arttıkça ve senin benim saçma dertlerimi dinleme sabrını fark edince kendimi sınadım. Bunu hak ediyor muyum diye ve hak ediyorum. Bir sürü ödül, şöhret değildi mesele önemli olan sevgiydi ve fark ettim ki aşk denen şey bana henüz pek uğramamış. İnsanlar çok şey söylüyorlar ve bir çok şey sözde kalırken kimse kıpırdayıp bir şey yapma zahmetinde bulunmuyor. Aşk sözde kalıyor. Kaç tane bizim uğrumuza ağlayan kız kalacak sonuna kadar Tanrı bilir, bizim hayatlarımızı kontrol eden insanlar ileride kendi hayatlarını kuracaklar ama biz hala takılı kalmış durumdayız. 

Eleanor'u istemiyorum, istemediğimi fark ettim. Harika bir kızdı ama bana uygun değildi ve fark ettim ki şöhret beni değiştirirken onu da değiştirmiş. Saçma sapan şeye olan kavgalarımız ikimii de yıpratırken hayranların ona yaptığı baskıyada dayanamıyordu. Ve ona olan hislerimi sorguladığımda da aslında aramızdaki kıvılcımın bittiğini farfk ettim ve ondan ayrıldım. Ondan ayrıldığımda çıldırmadı aksine bunu kabul etti ve hayatına devam edeceğini hatta arkadaş kalabileceğini söyledi.

Eleanor'dan ayrıldığım gece seninle konuşup konuşmamak arası kalmıştım ve o gece rüyama girdin. Tam hatırlamıyorum, rüyalarımı pek hatırlamam ama sadece... mutluyduk. Sende bende mutluluğu hak eden insanlarız ve mutluyduk, beraberken mutluyduk. İşte gerçek o zaman su yüzüne çıkmıştı.

Ben sana aşık olmuştum.

Ve o gün bugündür durumum hala aynı ve 22 yaşındayım, mutsuzluk ile sıkışıp kalmak istemiyorum.

Seni öpmeme gelirsekn eğer, o gün senin şehrine tekrardan gelmeyi düşünüyordum. Sana ulaşamıyor ve ne yapacağım konusunda emin olamıyordum bvende tatilimi erken bitirip yanına gelmeye karar verdim. Sana çarmam tesadüfün en güzeliydi, ve dayanamadım. Çünkü güzel ol veya olma -güzelsin- yetenekli ol veya olma -ki yeteneklisin- benim için yanında mutlu olabileceğim nadir insanlardandın. İşim dışında ailem dışında biriydin ve senin yanında mutlu oluyordum. Sadece dayanamadım ve dudaklarının güzelliği karşısında sarhoş olmak için seni öptüm.

Tüm hafta boyunca seninle elele tutuştumi sana sarıldım ve beraber sanki minilk bir çift gibiydik ve ayrıldığımızda hayatım eski halinden daha iyiydi. Varlığını hissediyor ve varoluşun nedeniyle mutlu oluyordum. Benim sana verdiğim mutluluğu sen bana veriyordun ama tek sorun bu birliktelik sürecinde sen ne hissedecektin? Beni kabul etmeyebilirdin çünkü beni kabul etmen demek başına bir sürü baskı gelecek demekti. Hayran nefret ve medyayla başa çıkmak istemeyebilirsin bu yüzden seni korkutmaktan korkuyorum.

Ama fark ettim ki mektuplarında hiç bir zaman işimden bahsetmedik, alışverişten yada yaptığım herhangi şeylerden. Sadece sen ve ben vardık tüm o kağıda döktüğümüz kelimelerde ve bu kelimeler hissettiklerimizi yansıtıyordu. Bu kelimeler bizdik, kalbimizden dökülen cümleleri sadece yazdık. 

İşimi seviyorum, ailemi, hayranlarımı seviyorum. Bunun için Tanrıya minnettarım ama bir şey için daha seviniyorum. Eğer şöhret olmasaydı, eğer beni bazen böyle depresif gösteren işim olmasaydı seni asla tanımayacak, sana ulaşamayacaktım ve buradayız. Milyonlarca kilometre uzakta olsak bile aslında yanyanayız. Kalplerimiz birbirimiz için atarken ben her şeyi göze almaya hazırım, aşkım için ilerlemeye hazırım, aşkım için yola çıkmaya hazırım. Sen hazır mısın?

Bunun için ilk adımı atmak istiyorum.

Benimle çıkar mısın?

Sevgilerle,

Louis William Troy Austin Tomlinson yada adım her neyse.

Bir hayranın mektupları.Where stories live. Discover now