"Bu ne bu? Hmm bu ne?" dedim, paçaları açılmış pantolonumu eğilip avuçlarken.

"Ne bileyim ben? Annem yanlış koymuştur," dedi, tedirginlikle bana bakarken. Sinirle elimdeki pantolonu yüzüne doğru salladım."Şunu arayana kadar canım çıktı be vicdansız!" dedim, soluk soluğa.

İfadesizce suratıma bakmaya devam ettiğinde, daha da sinirlenerek hızla odadan çıkıp kendi odama girdim. Elimdeki pantolonu katlayıp valize yerleştirdim. Valizin iki ayrı yerini birleştirip fermuarı çektim. "Birde Annem yanlış koymuştur diyor! Çünkü kendisi masum! Çünkü kendisinin hiçbir suçu yok! Melek yüzlü şeytan seni! Allahım neydi günahım ya sürekli bunun çilesini çekiyorum?" bir yandan homurdanırken diğer yandan üzerimdeki pijamalardan kurtuluyordum. Dolaptan beyaz bir şort alıp bacaklarımdan geçirdim. Ardından siyah bir askılıyı giyip kırmızı beyaz ekoseli gömleği belime bağladım. Sıkıca bağlı saçlarıma dokunmadan yatağın üzerindeki valizi alıp odamdan çıktım. Küçük bir valiz ayarlamıştım. Zaten 3 - 4 gün kalacaktık. Hızla mutfağa gidip annemin hazırladığı kahvaltıdan ayak üstü bir şeyler yedim. "Çıkıyorum ben!" dedikten sonra hızla mutfaktan ayrılıp partmantodaki siyah sporlarımı çıkardım.

"Dikkatli ol!" kapıdan çıkmadan önce duyduğum en son ses buydu. Hızlı adımlarla kaldırımda yürüyüp alt sokağa kadar gittim. Otobüs durağı ile ev arasında fazla mesafe olmadığından kısa sürede gelebiliyordum. Aceleyle karşı kaldırıma geçip yeni gelen otobüse bindim.

💦

Bilinmeyen: Yine ilk ben mesaj atacağım sanırım.

Nasılsın?

Ekin: İyi.

Bilinmeyen: Of Ekin.

Bu durumdan sıkıldım artık.

Bilmeden bir şey mi yaptım? Hâlâ ne bu tavırlar?

Ekin: İyiyim dedim ya.

Bilinmeyen: Nasıl olduğunu sormadım.

Ekin: Attığın mesajları tekrar oku. Orda nasılsın yazıyor.

Bilinmeyen: Ve sen de iyi dedin Ekin.

Ondan sonraki sorumun cevabını hâlâ alabilmiş değilim.

Ekin | Görüldü (10.11)

Bilinmeyen: Görüldü mü?

Eşek şakası mı yapıyorsun abi sen bana?

Ekin | Görüldü (10.12)

Bilinmeyen: Cevap ver gerizekâlı.

Ekin | Görüldü (10.12)

*

Sinirle alt dudağımı dişleyip, elimi saçlarımda gezdirdim. Bakışlarım karşımdaki bankta oturan Ekin'e kaydı. Yanındaki arkadaşları sohbet etmelerine rağmen kendisi kaşları çatık bir şekilde elindeki telefonu çevirip duruyordu. Bu tavırlarının nedenini bulduğum an da kafasını kırmayı düşünüyordum. Hiçbir şey yapmadığım halde yediğim muamelenin acısını ondan çok pis çıkartacaktım.

Okuldaki çoğu kişi kamp için hazırdı. Üçten fazla otobüs ayarlanmış, birkaç öğretmen de sorumluluk sahibi olmuştu. Sadece gelmeyen öğrencileri bekliyorduk o kadar.

PORTAKALLI SÜT | Texting Where stories live. Discover now