86. Jonghyun ~ İlk Görüşte

1.2K 59 40
                                    

Okul çoğularının aksine hiçbir zaman senin için sıkıcı bir yer olmamıştı ama şu an anlıyordun ki okulu eğlenceli bir yer haline getiren tek şey de en yakın arkadaşındı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Okul çoğularının aksine hiçbir zaman senin için sıkıcı bir yer olmamıştı ama şu an anlıyordun ki okulu eğlenceli bir yer haline getiren tek şey de en yakın arkadaşındı. Bir haftadır hasta olduğundan okula gelmiyordu ve bu süreç seni oldukça zorlamıştı. Sende tenefüslerde vakit geçirebilmek adına kitap okuyup duruyordun. Bugün de çok beğendiğin için yeni baştan okuduğun bir kitabın aşina olduğun sayfalarını hızlı hızlı bitirip çeviriyordun. Birden duyduğun gürültüyle başını kitaptan kaldırdın.

Siyah saçlı orta boylu bir çocuk sınıfın ortasında sendeliyordu, kapıda gülüşen arkadaşlarına bakılırsa onu sınıfa doğru itekleyenler onlardı. Yeniden bakışlarını siyah saçlıya döndürdüğünde yerinde doğrulmuş kızaran yanaklarıyla sana bakıyordu. İri gözleri, belirgin elmacık kemikleriyle oldukça tatlı gözüküyordu. Bakışları öylesine anlamlıydı ki basit bir göz göze gelmeden uzun sürdü gözlerinizin buluşması ve gözlerini ilk kaçıran da o oldu. Yanakları birkaç ton daha kızarmıştı. Utandığını saklamak istercesine arkadaşlarına sinirli bir bakış atarak onlara doğru koştu.

Sense yüzünde ne zaman oluştuğunu bilmediğin gülümseme ile bilinçsize yerinden kalkıp kapıya doğru yürüdün. Kahkahalar atarak koşan arkadaşlarının peşinden gidişini izlerken karnında kelebekler uçuşuyordu. Yerine döndüğünde de kitabına yeniden odaklanamadın.

Aradan birkaç gün geçtiğinde bulunduğun her ortamda onu görmeye başlamış, hakkında da oldukça fazla şey öğrenmiştin. Onu daha önceden görmemiş olman üst sınıflardan olmasındandı. O gün onu itekleyen çocuklar ise en yakın arkadaşlarıydı. Beşi birlikte bir idol grubu kurmanın hayalini paylaşıyor, okulun da müzik grubunu oluşturuyorlardı. Düşününce, oldukça havalılardı, Sizin sınıfta ne işlerinin olduğu hala bir muamma olsa da sık sık buluşan gözleriniz kalbini titretiyordu.

Sonunda en yakın arkadaşının okula döneceği gün geldiğinde onu okulun giriş kapısında beklemeye başladın. Karşıdan geldiğini gördüğünde ise koşup onu kollarının arasına aldın. Uzun süren hastalıktan dolayı yüzü solmuş, biraz da kilo vermişti. Sana sarılırken bile doğru düzgün gücünü veremiyordu. Dudaklarını bükerek yüzünü ellerinin arasına aldın. "Yaa nasıl solmuşsun ama"

Üzgün ses tonun karşısında arkadaşın umursamazca omzunu silkmiş iyi olduğunu söylemişti. "Hayır hayır" dedin, "Ben seni iyileştireceğim" Bir de yanağından öptüğünde kol kola girip okula doğru yürümeye başladınız. O esnada gördüğün görüntü yeniden duraksamana sebep oldu. Jonghyun tam karşınızda sizi izliyordu, senin onu farkedişinle eli ayağına dolaşarak okul kapısından içeri girdi.

Kocaman gülümsemeye başladığında arkadaşının kolunu cimdiklemesi ile kendine geldin. "Bir hafta okula gelmedim topu topu, neler karıştırdın ben yokken anlat çabuk" diye de söyleniyordu kısık sesiyle. Bastırmaya çalıştırdığın gülümsemenle sınıfa doğru ilerlettin onu. Anlatılacak pek bir olay olmasa da pek çok duygu vardı.

O günün akşamında arkadaşının da katkılarıyla Jonghyun'un senden hoşlandığından emin olmuş şarkı söyleyerek evin yolunu tutmuştun. Uzun zamandır ilk kez bu kadar mutlu hissediyordun. Sonra yumuşacık bir ses doldu kulaklarına. "Bir gün bizimle söylemek ister misin?"

Şaşkınlıkla arkanı döndüğünde Jonghyun tam karşında kocaman gülümseyerek sana bakıyordu. Gülümsemesi ile kalbinin teklediğini hissettin. Ah, o gözleri..

"Şey, bizim bir grubumuz var ve sesini duydum da belki bir düet güzel olabilir" dedi cevap vermediğini görünce. O an da cevap vermen gerektiği aklına geldi ve soruyu gözden geçirdin. Bir gün bizimle söylemek ister misin?

Instagrama atılmış birkaç videodan dinlediğin kadarıyla oldukça iyilerdi ve onlara ayak uydurabileceğinden pek de emin değildin. Bu yüzden aklından geçeni dile getirdin. "Ben, bilmiyorum yani-" demene kalmadan Jonghyun devam etti. "Sesin çok güzel bence, hem bir kere için ne de olsa"

Heyecanla parıldayan gözler karşısında evet demekten başka bir seçeneğin yoktu ve öyle de dedin. Jonghyun yine saklayamadığı heyecanıyla sana buluşmak için bir yer ve saat söyleyip hızla geldiği yöne döndüğünde bir kez daha arkasından bakakaldın. Bu çocuk mutluluk yumağı gibi bir şeydi.

Ertesi gün okul çıkışı hemen eve geçip üzerini değiştirdin ve yeniden yola koyuldun. Navigasyonun seni ulaştırdığı yere geldiğinde ufak çaplı bir şaşkınlık geçirdin. Burası çok sık geldiğin canlı müzik yapan sevimli bir kafeydi. Alışkın olduğun basamakları atlayarak kafeden içeri girdin ve sahneye yerleşmiş çocukları gördün. Uzun olan Jonghyun'u dirseğiyle dürttüğünde Jonghyun'da seni gördü ve o tarafa gelmen için kocaman gülümseyerek el salladı. Sen de güzel bir gülüşü ondan esirgemeden yanlarına doğru ilerledin.

Önlerinde durduğunda Jonghyun elini uzatarak sahneye çıkmana yardım etti, daha sonra teker teker çocuklarla tanıştırdı. Hafifçe duraksadıktan sonra aklıma gelmiş olacak ki "Ben de Jonghyun" diye ekledi. Doğru ya henüz tanışmamıştınız oysa seni arkadaşlarına isminle tanıtmıştı. Arkadaşları alttan alttan gülmeye başladığında "Biliyordum" dedin, sürekli onu mutlu etme isteği ile dolup taşıyordu için. Ama sana şaşkınlıkla baktığında kızaran sen oldun.

Ufak bir sohbetin ardından kafe sahibinin de uyarısıyla alışman için kendileri bir şarkı söylediler. Hepsinin sesleri teker teker harikaydı ama Jonghyun'un sesi ile büyülendiğini hissettin. Hemen bir sonraki şarkıda onlara eşlik etmeye başladın. Belki biraz sönük kalıyordu sesin ama onlarla söylemek yenilenmiş hissettiriyordu. Siz zamanın nasıl geçtiğini anlamazken kafe sahibi yanınıza geldi ve son şarkınızı söyleyip ayrılabileceğinizi söyledi. Bununla Jonghyun dışındaki çocuklar sahneden indiğinde şaşkınlıkla onlara, ardından Jonghyun'a döndün. O ise sadece "İkimiz söyleyelim" dedi kızaran yanaklarıyla.

Şarkı başladığında seslerinizin uyumu kulak dolduracak nitelikteydi. Sanki birleşen seslerinizde ruhlarınız dans ediyor, birbirine karışıyordu. Öyle ki şarkı bittiğinde dahi onca alkışa rağmen ayrılmadı gözleriniz birbirinden. Sonra Jonghyun yanına yaklaştı, ellerini tuttu. Kalbine dokunan sesiyle "Seni seviyorum" diye fısıldadı.

"Bende seni seviyorum" dediğinde ise yüzünde oluşan ifade görülmeye değerdi. "Nasıl?" dedi, "Bunca zamandır benim farkımda bile değildin"

Omuz silktin, "İlk görüşte" dedin tatlı bir edayla. "O gün sınıfımıza geldiğinde" Kocaman gülümsedi Jonghyun ve tekrarladı.

"Seni çok seviyorum"

-

NightBlue_AeRa 'nın isteğiydi. Umarım seversin kuzu günlerdir bu bölümü yazıyorum 😄💕

24.08.2017

SHINee İle Hayal Et Where stories live. Discover now