Bugün SHINee ile çekimleriniz vardı ve çocukları yeni sezon montların tanıtımı için hazırlamakla görevli kişi ise sendin. Hangisi hangi montu giyecek. Üstünde nasıl daha iyi görünür hepsi senin sorumluluğundaydı. Ama SHINee ile daha önceden de çalıştığından çocukların en iyisini yapacaklarına emindin. Sonunda stüdyoya geldiklerinde onları güler yüzle karşıladın. Onlarda seni tanıdıkları için rahat davranıyorlardı. Anında konuşmaya başladın.
"Evet çocuklar şu işi harika bir şekilde halledelim. Fighting!" dediğinde hepsi asker selamı verip "Evet, (adın) nuna" dediler. Sonra sıra komutlara gelmişti. "Key sen kırmızıyı, Onew siyah, Taemin sarı, Jonghyun yeşil, Minho sen de lacivert olanı giyeceksin. Hadi bakalım çocuklar" Onlar hızla montları üzerine geçirince karşılarına geçip bi göz gezdirdin. Olmadığına karar verince "Hayır hayır kırmızıyı Taemin sen al, Key sen siyahı al, Onew sarıyı da sen giy, Minho sen de şu kazağı içine giy" diye saydırdın hızlı hızlı ve hepsi montları değişirken Jonghyun'u yanına çağırdın.
Boyu çok uzun olmadığından rahatlıkla yetişebiliyordun. Montun şapkasını kafasına geçirdin ve gri atkıyı bi tarafı kısa, diğeri uzun kalacak şekilde boynuna doladın. Şapkasını indirirken tatlı tatlı sana bakan dinonun yanağı sıktın ve ekledin. "Sen tamamsın Jjong şimdi diğerlerini hazırlayalım" "Tamam nuna" diyip geri çekildiğinde diğerlerine de bir göz attın. Sıraya geçmiş seni bekliyorlardı. Renklerin tamam olduğuna karar verince ufak düzeltmeler için yanlarına gittin.
İlk sıra Key'in di. Gidip eline bir şapka ve eldiven aldın. Eldivenleri giymesi için ona uzatırken şapkasını sen kafasına geçirdin ve saçlarını düzelttin. Montun şapkasına ait kürkleride düzelttiğinde eldivenli ellerini kaldırarak sana gösterdi. "Tamamdır Kibumiee" dedin ve kaldırdığı ellerine çaktın. Sıra ufaklık Taem'indi. "Kırmızı yakışmış ufaklık" dedin belindeki ipleri sıkıştırıp sabitlerken. Taemin gülümsediğinde yeniden ipleri düzeltip ellerini Taemin'in beline koydun. "Niye bu kadar zayıfsın sen" derken bebek severmiş gibi belindeki ellerinle onu döndürmeyi de ihmal etmedin. "Çok zayıf değilim aslında" dedi Taemin sen Jonghyun'u atlayıp Minho'ya geçerken ensesini ovarak.
"Vaa bizim Minho'muz gerçekten yakışıklı" dedin uzun boylu çocuğa bakarken. Boynu uzun olduğundan bu kazak bir tek ona olabilirdi zaten ama senin ulaşman biraz zor oluyordu. "Eğil bakayım aşağı, nunan o kadar uzun değil" dedin dudaklarını bükerek. "Ah.. Afedersin nuna" dedi utangaç bir şekilde. Biraz eğildiğinde kollarını boynuna dolayarak kazağının boğazına şekil verdin ve "Tamamdır çocuk" dedin. Son olarak sıra lider Onew'un du. Onun da şapkasını giydirdikten sonra kazağının koları gözükecek şekilde kollarını yukarı sıvadın. Montun kolları Onew'un ponçik kaslı kollarını tam olarak sardığı için biraz zor olmuştu ama iki kolunu da sıyırdın. (Y/N. Mıcıklaya mıncıklaya sıyırdığınızı hayal edin) Şimdi elde ettiğin görüntüden memnundun. Yeniden karşılarına geçtin. Hepsi harika gözüküyordu...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
~~~~~~~~~~~
Bide nunaları olalım dedim. Daha güzel sevebilelim diye. Şu kıyafetlerini düzelten insanlara hep çok özenmişimdir. Ahh~ çok harika değil miii~?
