"Kai defol git! Hepiniz gidin!" dedi ve acı içinde iki büklüm kıvrıldı.

"Buna sen karar veremezsin! Çıkmıyorum! Burada kalacağım!" omuzlarımda iki el hissettim arkama dönerken o ellerin sahibi olan Huanın suratına bir yumruk yapştırdım. Kenzhi arkamdan sarılarak beni etkisiz hale girmeye çalıştı Feng ve Huanda yardım edince başarılı oldu. Yaka paça odadan çıkarılmiştım. Otoritem iyice sarsılmıştı. 'Ne cüretle bana böyle davranabiliyorsunuz' diye bağırarak etrafa tekmeler savurdum. Ne Huanın kanayan burnu ne de Kenzhinin uyarıcı konuşmaları umurumda değildi. Benim tek umursadığım şey Lamiayı bu hale neyin soktuğuydu.

Lamia(Leyla)'dan

Sancıdan ölüyordum. Nefes alışverişim bile değişmişti. Uyandiğimda Kainin geniş yatağında buldum kendimi. Herkes başıma toplanmiştı. Özellikle Kai çok endişeli görünüyordu. Benim için mi endişelenmişti? 'Gebersin domuz yemeklerime nasıl kıydı ruhsuz öküz!' diye sancülarıma rağmen söylendim içimden.

Canım okadar yanıyorduki çığlık atnamak için kendimi sıkıyordum. Elbisem hala üzerimdeydi ve ters bir hareketimde oram buram gözükebilirdi ayrıca merakla bakan gözlere 'adet sancısı çekiyorum da kusura bakmayın' mı diyecektim? Dışarı çıkmalarinı istedim Kai kalmakta ısrarcı davrandı. Böyle bir durumda bile 'lafımı dinlettirim' havasındaydı. Durumumun vermiş olduğu cesaretle onu odadan kovdum. Resmen çıldırmıştı. Çocuklar onu zorla çıkardılar ama hala bağırışlarını duyabiliyordum.

"Nereniz ağrıyor?" adam korkmuş olmalıydı.

"..."

"Ben doktorum lütfen size yardımcı olmaya çalısıyorum."

" Adet sancısı çekiyorum. Kasıklarımda ve vajinamda inanılmaz bir ağrı var." sesim acımın etkisiyle pürüzlü çıkıyordu.

" O zaman size bir iğne yapacağ...."

"Hayır! ilaç istemiyorum. Dışarıdakilere söyleyin bir bardak sıcak suya bolca şeker atıp getirsinler."

Şaşırmıştı. Elin çekik gözlüsü ne bilsin bizim kocakarı ilaclarini.

"Hanımefendi neden ilaç istemiyorsunuz? Bu şekilde nasil iyileşeceksiniz?"

"Ben kimyagerim ve gereksiz ilaç tüketimine karşıyım." dedim ve kasığıma saplanan sancıyla ağzımdan büyük bir inleme çıktı.

"Hala ne duruyorsun doktor!" acımdan bağırıyordum. Koşar adımlarla dışarı çıktı. O döndükten bi kaç dakika sonra kapı açıldı. Gelen kişi kıpırdamıyordu. Muhtemelen pozisyonuma şaşırmiştı Yüz üstü cenin pozisyonunda duruyordum. Yastıgı karnima bastırmıştım popom havadaydı. Kabaca becerilmeyi bekleyen domalmiş bir fahişeye benzediğimi söyleyebilirim. Ayak sesleri yakınlaştı elindeki şeyi komidinin üzerine koyup yanıma oturdu. Eli belimde dolanmaya başladı.

"Lamia çok mu canın yaniyor." bu buruk sesin sahibi Kaiydi.

"Evet!" sesim boğuk ve çatallı çıkmiştı.

"Hadi ona birşeyler yap! Görmüyor musun nasıl acı çekiyor! ilaç ver iğne vur bir şey yap!" adamin boğazına yapışmışti.

"E-efendim i-ilaç almayı reddediyor." adam kekeliyordu.

"Ne demek reddediyor şu haline bak reddedebilecek durumda mı? Ya hemen bir şey yaparsın ya da bu acıların daha fazlasinı çektiririm sana!" Kai doktoru sallayıp silkeliyordu.

"Hanımefendi kimyagermiş ilaç kullanmayacagim diyor."

"Kimyager mi?"  kafamı hafifce kaldırım olumlu anlamda salladım.

ACİZМесто, где живут истории. Откройте их для себя