45. Bölüm ...

12.8K 1.5K 146
                                    

Keyifli okumalar. Yorum
yapmayı unutmayın.
***

Genç adam sinirli bir şekilde konağın avlusunda dönüp duruyordu. Onu uzaktan izleyenler ise kuytuya çekilmiş gelebilecek tehdidi savurmaya odaklanmıştı. Asaf elindeki telefonuyla sürekli arama yapıyor cevap alamadıkça da öfkeleniyordu. Sonunda dayanamayarak elindeki telefonu avlunun duvarına doğru fırlattı.

“Bu kız neden telefonuna bakmıyor?” Asaf’ın sesi avluyu inletirken onu gizlice izleyen iki kız korkuyla yerinde zıplamıştı. Gökçe ablasının arkasına sığınarak abisine bakarken bir yandan da donup kalan Aynur’u çekiştirmeye çalıştı.

“Abla, hadi buradan gidelim. Abim bizi görürse sinirini bizden çıkarır.” Aynur kardeşini onaylayarak mutfağa doğru giderken oldukça seri hareket ediyordu. İki kardeş mutfakta bir ileri bir geri giderken Gökçe yerinde durarak ablasına baktı.


“Sence neden bu kadar sinirli?” Aynur biraz olsun sakinleşip sandalyelerden birini çekip oturdu. Ellerini birbirine bağlayarak korkak kardeşine gülümsedi. Anneleri gönderildikten sonra Aynur’un karakteri oldukça değişmişti. Basık olan duyguları gün yüzüne çıkarken abisi ile de arasını düzeltmiş ve kardeşiyle hiç olmadığı kadar iyi bir ilişki içine girmişti.

“Belli değil mi? Yenge Hanım telefonunu açmıyor. Biliyorsun okul bitti ama hala konağa dönmedi. Babasının konağına gittiği için abim barut gibi dolanıp durur konakta.” Gökçe genç kıza hak verirken gözünün önüne hastaneden ailesi ile gitmeye karar veren yengesi geldi. İkizlerin doğumu ile annesini yalnız bırakmak istememiş, abisine resti çekerek baba evine dönmüştü. Arabaya binmeden önce abisine dönüp gülümsemesi aklına geldikçe Gökçe kahkaha atmadan duramadı.

“Sen neye gülüyorsun?”

“Abla, yengemin abime gülümsemesi aklıma geldi. Abimin yüzünü görmen gerekiyordu, gerçekten çok komikti. “

“Komik mi? Şu hale bak, evde ne buluyorsa kırmaya başladı. Melek Hanım telefonu açmadıkça hırsını evden çıkarıyor.”

“Abla, yengem hakkında daha saygılı ol.” Aynur kardeşinin uyarısı ile yüzünü asmıştı. Hala Melek’in onları yılana tutturduğuna inanamıyordu. O gün hiç olmadığı kadar korkmuştu. Bu yüzden yengesine karşı ister istemez temkinli yaklaşıyordu.

“Ona saygısızlık yapmıyorum, sende biliyorsun ki onu konaktan gittiğinden beri görmedim.” Gökçe ablasına hak veriyordu. Dışarıdan gelen kırılma sesi ile ikili hızla kapıya döndü.

“Bu sefer ne kırdı acaba? Şu yengeni arada kocasına telefon etsin, konağı başımıza geçirmek üzere.” Gökçe telefonunu eline alarak Melek’i aramış ama ulaşamamıştı. Mutfak kapısında beliren gölge ile korkan genç kız arkasını döndüğünde Asaf ile göz göze geldi.

“Kimi arıyorsun sen Gökçe?” Genç kız yutkunarak Asaf’a bakarken elindeki telefonun alınması ile duraksamıştı. İçinden dua ederken Güler hanımın mutfağa girmesi ile rahat bir nefes almıştı.

“Asaf sen delirdin mi? Yine yıkıp döktün ortalığı, bu kızların suçu ne?”

“Anne, sen karışma.”

“Karışma mı? Konağı başımıza geçirdin. Sorunun ne senin?” Asaf içi içine sığmaz bir şekilde ellerini saçlarına daldırdı. Zifiri kara saçları geriye doğru yatarken Güler Hanım oğlunun haline gülmemek için kendisini zor tutuyordu.

“Ana, o gelinine haber sal, geri dönsün. Telefonlara cevap vermiyor…” Güler Hanım tek kaşını kaldırarak oğluna bakarken yaşının verdiği hafif kırışıklıkların sırayla dizili olan alnı daha da kırıştı.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin