28. Bölüm "Gitti!"

13.5K 1.4K 215
                                    

Umarım bu bölümü seversiniz. Daha çok Asaf'ı içeren bir bölüm oldu. Olaylar yavaş yavaş çözülüyor. Bakalım bundan sonra ne olur.  Keyifli okumalar.. 

*****

Göz görmese de kalbin hissettiği bazı duygular varlığın uzaklaşması ile yakınlaşmasını algılayabiliyordu. Boşluk içinde sallanan duyguların anlamı kimine göre olmasa da, kimi için hiç olmadığı kadar değerlidir. Gözleri kapalı olan kalbin içinde nelerin yaşadığını kimsenin bilmesine imkan yoktur.

Tamda o durumdaydı genç adam...

Kalbinin üzerinde ki ağırlığı yok edebilmek için yumruğunu birkaç kez göğsüne vursa da bir kez nefesi kesilmişti. Derin derin soluklanırken onda ki değişimi fark eden genç kadın korkuyla yerinde doğruldu.

"Neyin var senin?" Asaf yutkunmaya çalışarak boğazına takılan nefesini düzenlemeye çalışırken gözlerini kapatmış ve Gülüm'ün sorularını dinlemişti. "Asaf, iyi misin?" genç adam başını sallarken güçlükle konuşmaya başlamıştı.

"Neden böyle davrandığını bana anlatmıyorsun? Seni iyi tanıyorum Asaf, sözlerle anlatmasan da korktuğun bir şey var ve bunu bana söylemiyorsun? Hani birbirimizden gizli saklımız olmayacaktı!" Asaf yatakta oturan genç kadının yanına yaklaşırken içine yerleşen sıkıntıya anlam veremiyordu. "Hastaneye gitmem gerekiyor ama seni de bırakmak istemiyorum." Gülüm anlayışla genç adama gülümserken Asaf kararsız bir şekilde odaya bakıyordu. Gülüm için uygun olmasa da konağın en temiz odalarından biriydi. Geniş ve iyi güneş alıyordu.

"Bu odada rahat edebilirsin değil mi?" Gülüm konuyu değiştirmeye çalışan adama onaylamaz bir şekilde bakarken sitemle "Konuyu değiştirme Asaf!" dedi. Sözlerine "Bundan daha kötü yerlerde de kaldığımı biliyorsun. Lütfen bana cevap ver, neden korkuyorsun?" diye konuşmaya devam etmişti. Asaf kaçarı olmadığını anladığında sıkıntıyla odada ki kanepenin üzerine çöktü. Başını avuçlarının arasına alarak derin bir soluk verdi dışarıya.

"Yangın kasti olarak çıkarıldı Gülüm. Bu konağa bu yüzden gelmek istemiyordum. Ben küçükken de garip olaylar olurdu ama kimse ne olduğunu tam olarak açıklamazdı. Babam olacak adam beni hep konaktan uzak tutuyordu." Gülüm ona üzgün bir şekilde bakarken Asaf başını kaldırarak ona bakmıştı.

"Annen buna nasıl izin verdi? Seni kendinden nasıl uzak tutabildi."

"Onun söz hakkı yoktu benim üzerimde." Asaf üzüntüyle alaycı bir şekilde gülerken ayağa kalkıp pencereye doğru ilerledi.

"Büyükannem ve dedem annemi pek sevmezdi. Nedenini hiçbir zaman öğrenemedim. Hacer hanımı konağa getirdiklerinde ben daha annemin karnındaymışım. Küçük bir çocuktum ama her şeyi fark edecek yaşta olduğum zamanlarda anneme yaptıkları eziyetleri görebiliyordu. İyice kabuğuna çekiliyordu gün geçtikçe. Babam olacak adam ona yaptıkları eziyetlere sessiz kalıyordu. Bu yüzden onu bağışlayamıyorum. Bir de annemi kaçırarak almış eş olarak." Gülüm Asaf'ı dinlerken gözleri dolmuştu. Gözünün önünde kocaman bir konakta yalnız bir çocuk gelmişti.

"Ama kardeşlerin var değil mi?" Asaf genç kadının sözleri ile gülümsemişti. Omuzlarını silkeleyerek "Evet, var ama onları bana yaklaştırmazlardı. Dedem Hacer Hanım oğlan doğuramayınca büyük hayal kırıklığına uğramış olmalı. Beni sırf annemi sevmedikleri için görmeye dayanamazdı. Şimdi düşünüyorum da babam beni konaktan göndermeseydi hayatta kalamazdım."

"Neden böyle söylüyorsun Asaf?"

"Yatılı okula gönderilmeden önce bir gece aşırı ateşlenmiştim ve hastaneye kaldırılmıştım. O zaman kasabadaki hastane gibi gelişmiş bir hastanemiz yoktu. Derme çatma bir sağlık ocağı ve işinde acemi olan bir doktorumuz vardı. Bana bakan doktor elinden bir şey gelmediğini söylediğinde babam beni acil vilayetteki hastaneye götürmüştü. Doktor zehirlendiğimi söylediğinde babamın yüzünü hatırlıyorum da... o zaman anlayamamıştım ama büyüdükçe o ifadeyi çözmeye başladım. Gözlerinde büyük bir korku vardı. Bir hafta hastanede kaldıktan sonra konağa döndüğümde annemin odasına gitmek istemiştim ama bana izin vermemişlerdiler. Ona sarılmama bile izin vermediler konaktan götürdüklerinde. Daha ilkokula gidiyordum. O zamanlarda böyle garip olaylar olurdu. Ya bir yerlere takılır düşerdim ya da üzerime bir şeyler düşer yaralanırdım." Gülüm dehşetle elini ağzına kapatırken Asaf arkasını dönerek ağlayan kadına hafif gülümseyerek bakmıştı.

KARA DUVAK (Yeniden)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum