37. Bölüm "Boşanma!"

14.1K 1.5K 259
                                    


 Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli okumalar. 

*****

Genç kız donmuş bir şekilde fısıldarken arkasından seslenen görümcesini duymuyordu bile.

"Yenge?"

"Hı..."

"Kapı çoktan kapandı, gittiler yani. Sen nereye bakıyorsun?" Gökçe Melek'in şaşkınlığına gülmemek için kendisini tutarken Melek dalgınlıktan çıkarak genç kıza ters bir bakış atmıştı.

"Ben sınava çalışacağım, sende istediğini yap ama iş yapma." Gökçe yanından geçip giden yengesinin arkasından gülümserken başını iki yana sallayarak Zeynep hanımın yanına gitmişti. Ne kadar istemese de ona yardım etmekten hoşlanıyordu. İkili akşam yemeği için hazırlı yaparken Melek odasında ki masanın üzerine çalışma kâğıtlarını yaymıştı bile. Aklı karma karmakarışık olarak önündeki kâğıtlara baksa da bir türlü odaklanamıyordu. Derin derin soluyarak önündeki kâğıtları kenara çekti.

"At şunu kafandan artık. Dersine odaklan yoksa geçemeyeceksin."

Melek bir süre odanın içinde dolaştıktan sonra banyoya giderek ılık bir duş alarak rahatlamaya çalıştı. Her zaman işe yarayan bu yöntem yine yaramış ve genç kızın dikkati yerine gelmişti. Saçlarını havluya sardıktan sonra masanın başına geçerek sınavına çalışmaya başladı. Bir süre odaklanmada zorlansa da sonunda istediğini elde etmiş ve kendini notların arasında kaybetmeyi başarmıştı. Saatinin nasıl geçtiğini anlamayan Melek odasının kapısının tıklatıldığını duyduğunda boynunun tutulduğunu hissederek elini ensesine götürüp ovmaya başladı.

"Yenge, yemek hazır gelmiyor musun?" Gökçe'nin sesini kapı ardından duyan Melek'in bakışları kolunda ki ince kemerli altın saate kaydı. Vaktin ne kadar ilerlediğini görünce hayretle gözlerini açarken yerinden doğrularak kapıya ulaştı. Başında ki havluyu fark edince saçlarını serbest bırakarak nemli havluyu odanın peteğinin yanına koydu. Saçları dalgalı bir şekilde belinden aşağıya döküldüğünde yemekten sonra taramaya karar vererek odadan çıktı. Mutfağa doğru giderken telefonun sesini duyunca yönünü salonda bulunan telefonuna çeviren Melek arayan kişiyi görünce yüzünü asarak telefonu meşgule vermişti.

"Şimdi seninle uğraşamam. Aklımı karıştırıyorsun." Telefonunu eline alarak mutfağa geçtiğinde Zeynep Hanım Gökçe'nin tabağını dolduruyordu. Derin bir iç çekerek "Afiyet olsun," diyen Melek yerine geçmeden önce Zeynep hanıma gülümseyerek baktı.

"Zeynep sultan yine döktürmüşsün. Mis gibi kokuyor."

"Afiyet olsun kızım." Zeynep Hanım torunlarını gördüğü için keyifliydi.

"Damat Bey oğlumun da maşallahı var Melek kızım. Allah mesut eder inşallah." Melek kadının duası ile gerilirken Gökçe içten bir şekilde "Amin" dedi. Yerine oturan Melek önündeki tabağını didiklemeye başladığında çalan telefona ters bir bakış atarak Gökçe'ye bakmadan "Şu telefona sen cevap ver canım, benim sınava çalışmam için abini çekmemem gerekiyor. Tüm dikkatimi altüst etmek gibi bir gücü var." Gökçe yengesine gülerek telefonu alıp cevap verdiğinde karşı taraftan abisinin sorduğu her soruyu sakin bir şekilde cevaplıyordu. Elindeki telefonu birkaç dakika sonra masanın üzerine koyup hoparlörü açan Gökçe Asaf'ın sesinin mutfakta yankılanmasına neden olmuştu.

KARA DUVAK (Yeniden)Where stories live. Discover now