36. Bölüm "Yeniden görüşeceğiz!"

13.5K 1.4K 109
                                    

Keyifli okumalar 🥰

****

Yatağına uzanmış elleri başının altında öylece kapının açılmasını bekleyen genç adam bir süre sonra uykuya dalmıştı. Kırk beş dakika sonra sessizce açılan kapının ve içeriye sessizce giren genç kızı da fark etmemişti. Melek oyalanabildiği kadar banyoda oyalanmış sonra da mutfağa geçerek kendisine bir kahve yaparak düşünmeye başlamıştı. Gözleri arada dalsa da aklında sadece Gülüm ve onunla yaptığı son konuşma vardı. Aklı almıyordu! Nasıl bir adam yatalak olan bir kadınla evlenmeye cesaret edebilirdi. 'Demek ki genç kadını çok seviyordu!' diye düşüneceği sırada Gülüm'ün kendisine uzattığı cisim aklına geliyordu. Başını iki yana sallayarak aklında ki düşüncelerini uzaklaştırmak için elinden geleni yaparken hala kulaklarında Gülüm'ün "Bizim aramıza girmiyorsun Melek. Ben ve Asaf diye bir şey yok! Hiçbir zaman olmadı olmayacakta." Melek aklını kaçıracağını düşünüyordu. Derin derin solurken elinde ki kahve fincanını masaya bıraktı. Ayağa kalkarak mutfakta bir ileri bir geri yürürken düşünmeye devam ediyordu.

Ellerini yüzüne kapatarak başını sıkıntı ile geriye atmıştı. Ne yapacağına karar vermek zorundaydı. Ya Gülüm'ün sözleri... Onları düşünmediği tek bir anı bile yoktu. Bazen ders çalışırken aklına geliyor tüm düşünceleri dağılıyordu.

Haftalar öncesi...

Genç kız Osman beyin odasından çıktıktan sonra Gülüm'ün odasına ağır adımlarla yürüyordu. Genç kadının odasının kapısına ulaştığında kısa bir an duraksamıştı. Derin bir iç çekerek kapıyı tıklattığında içeriden gelen zarif sesi hayranlıkla dinlemişti. Gözlerini kapatıp açarak cesaretini toplamış ve kapıyı açıp odaya girmişti. Kendisini gören Gülüm'ün şaşkınlığını ve sonrasında yüzüne yayılan gülümsemeyi unutmasına imkan yoktu.

"Ah Melek, hoş geldin. Gelsene..." Elini uzatarak genç kızı yanına çağırdığında Melek hafif gülümseyerek ona bakmıştı. Kızın yüzü tıpkı adı gibi sürekli gülümsüyordu. Melek yatağın kenarına oturarak bakışlarını genç kadına diktiğinde Gülüm'ün de kendisini incelediğini fark etmişti.

"Nasıl oldun?" Gülüm gelen soruyla omzunu silkeleyerek yüzünü asmıştı. "Burası çok sıkıcı, olanları biliyorsundur. Yangını çıkaranı buldular." Melek şaşkınlıkla ona bakarken Gülüm haberi olmadığını anlamıştı. Yanlış bir şey söylemiş gibi dudaklarını ısırırken Melek dikkatle onun ifadesini izliyordu.

"Bundan haberim yoktu. Kim?"

"Şey kardeşin biliyordu aslında, o sana söylemiş olmalıydı." Melek'in kaşları daha da çok çatılmıştı.

"Vedat biliyordu yani? Peki bana neden kimse söylemedi?" Gülüm bilmediğini belli eden bir omuz silkmesi ile dilini tutmak için çabalaması gerektiğini düşünüyordu.

"Neyse, ondan öğrenirim nasılsa. İyi olduğuna sevindim. Yarın şehre gideceğim. Belki bir daha görüşemeyiz, hakkını helal et!" Gülüm duydukları ile Melek'e kaşlarını çatarak bakmaya başlamıştı. Sıkıntılı bir nefes alarak genç kıza bakmıştı. Elini uzatarak Melek'in tutmasını istemişti.

"Buraya dönmeyecek misin?" Melek düşünceliydi. Bu soruya ne cevap vereceğini bilmiyordu ama içinde bazı yerlerin çok acıdığını hissederek "Bilmiyorum," dedi. Gülüm avucunda ki eli daha da sıkarak konuştu.

"Onu yalnız bırakamazsın Melek, sana ihtiyacı olacak." Genç kız Gülüm'ün neden bahsettiğini anlamamıştı. Anladığı kişinin ise yanlış olduğunu düşünüyordu. "Bakma bana öyle, sana söyledim. Sen geri dönmezsen Asaf en olacak?"

KARA DUVAK (Yeniden)Where stories live. Discover now