►34.Bölüm "İhtirasın Eşiği "

Начните с самого начала
                                    

"Evet, hiç değişmedim. Hala güçlüyüm, hala yenilmezim! Gördüğün gibi oğlum tahtta, daha ne? "

Ne diyeceğini bilemeyen Lily sessizliğe bürünürken yutkunuyor, aklına gelen gerçeklerin Victoria'nın da aklına geldiğinden emin olduğundan dillendirmemesi için dua ediyordu adeta.

"Ama... " diye sonunda araladı dudaklarını uzun bir sessizliğin arkasından. "Sen ise iki veliahtını da kaybettin! "

Hüzünden kısılan gözlerinden akan birkaç damla yaşa söz geçiremezken boynunu eğen Lily, hemen elinin tersiyle yaşlarını sildi ve yeniden zorda olsa gülümseyerek kaldırdı başını.

"Lakin kızım şuan kraliçe. Yıllar evvel benim geçmeme mani olduğun o tahtta artık kızım var öyle değil mi? "

"Kabul etmek gerekirse kızın senden daha dişli çıktı ama bu onun da burada geçici olmadığı anlamına gelmez. İki oğlunun canını nasıl aldıysam, onun da almasını bilir, geri kalan son kızın Mia'yı da dilediğimce kullanırım. "

"Mia'yı dilediğince kullanamazsın, Victoria. " dedi birden sertleşerek. "Zira buna ne gücün yeter ne de kudretin. "

"Bir köleden kurtulmak bu kadar da zor olmamalı ama. " derken alaya aldığını belli eden tek kaşı kalkmış, şişen göğüs kafesinin kıstırdığı kolyesi gerdanına baskı yaparken gülümsemişti Victoria "Öyle değil mi? " derken.

"Her şeyi bildiğini sanıyorsun ama aslında hiçbir şeyi bilmiyorsun Victoria. O uğruna ne canlar yaktığın Kennedy, bir müddet sonra yeniden geldi bana, kollarımda huzur buldu sen sarayda yalnız uyurken. " dedi ve iyice sokuldu parmaklıklara Lily. "Bu yüzden hanedan kanı taşıyan bir prensesi dilediğince kullanmak senin gibi sonradan görme bir kadın için fazla iddialı değil mi? "

"Prenses mi!? " derken büyüyen göz bebekleri eşliğinde geriledi Victoria. "Hayır. "  dercesine başını sallarken gözleri doluyor "İspatlayamazsın! " diye haykırıyordu.

"Öyle bir ispatlarım ki... " dedi ve sözlerine "Bunların hepsine tanık olmuş birisi şuan sarayda, aranızda. Tek bir sözü yeterli Zach için. " diyerek devam etti.

Tam köşedeki meşaleyi kavrayıp yerde kalan saman kırıntılarını alevlendirip Lily'i diri diri yakacakken merdivenin kenarında idam edilmiş mahkumları defin ederken kullanılan küreğin gürültüyle yere düşmesiyle irkildi büyük kraliçe.

"Yavaş olsana! " dedi bir ses Mia'nın ağzını sıkıca kapatarak. 

Arkasındakinin tam olarak kim olduğunu çıkaramasa da burnuna gelen kokuyla Andrea olduğunu anlayan Mia, sıkıca ağzını kapatan eli sıktı ve kendisini karanlığa çeken güçlü kollara karşı direnemedi.

"Ölmek mi istiyorsun! " diye sıkıca kavradı Mia'yı belinden ve ani bir hamleyle daha da kuytuya çekti onu. 

"Sessiz ol, geliyor! " derken fısıldadı genç kızın kulağına. 

Şimdi ise bileklerini kavramış, dar olan bölmede göğüs göğüse gelmişken alnını genç kızın alnına dayamıştı Andrea. "Sakın ses çıkarma. " derken sakinleşmeye başlayan kızın yüzüne yüzüne üflüyordu nefesini.

Victoria'nın büyük bir telaşla önünden geçmesine şahit olurken birbirlerinin kalp atışlarını duyuyorlardı adeta, hiç bu kadar yakınlaşmamışlardı.

Bileklerini kavrayan ellere karşı direnemezken hafiften kıpırdanacak gibi olsa da durması için adeta yalvaran gözlerle karşılaşınca dinginleşti Mia. Boğuluyordu sanki o yeşil gözlerde. Dinç bakışları soluklarını kesiyor, bedenini daha da karanlık kuyulara çekiyordu.

KANLI DİADEMМесто, где живут истории. Откройте их для себя