34•Bölüm

7.9K 818 407
                                    

Taehyung'un odadan çıkmasının ardından ben de peşinden bu karanlık odadan çıkmıştım. Sinirli olduğundan kendi çapında bir kaç açıklama yapmıştı ama bu benim için yeterli değildi. Benim için daha net açıklamalar yapması gerekiyordu. 

Salondan gelen ışıkla orada olduğunu anladığım bedenin hemen ardından salona girdikten sonra koltuğa oturmadan konuşmaya başladım. "Sormam gereken sorular var!"

Bu sefer sesini çıkarmayan taraf oydu. Az önce ben sessizdim ama benim sessizliğimin tek nedeni barda alkolün etkisiyle saçma sapan şeyler yapmaya kalkışmamdan kaynaklıydı. Bir nevi Taehyung'un gelmesi iyi olsa da, beni biraz utandırmıştı.  "Bir kaç haftadır neden bana uzak davranıyordun? Ben senin hala beni sevdiğine inanmakta güçlük çekerken sen bana uzak davranıyorsun, ben de beni aldattığını düşündüm."

Taehyung'un bakışları salonun ortasında serili olan ufak halıda olsa da kulağının bende olduğunu biliyordum. "Eun Ji'nin ailesi evlilik konusunda ısrar ediyorlarmış, son zamanlar da aklım çözüm yolları aramak için fazlasıyla karışıktı. İster istemez senden uzak durdum, sana yansıtmak istemiyordum."

İsmini sonunda öğrendiğim kız beni deli ediyordu. Onunla alakalı soruları sormak istemiyordum ama sormak zorundaydım. "Eve nasıl girmiş o, ayrıca neden böyle bir şey yapma gereği duymuş? Uzun süredir sesi çıkmıyordu, neden birden bire böyle oldu?"

Derin bir nefes verip bakışlarını üzerime dikti. Sanki biraz sakinleşmiş gibiydi, durgun gözüküyordu. Saniyeler içerisinde ruh hali değişenlerden olmalıydı. Biraz dengesiz bir tip olmasının nedeni de buydu işte. Ya da ikimizde dengesizin tekiydik bilemiyordum. Az önce de ben sessiz kalıp haksızlığımı kabullenmişken şimdi onu sorguya çekiyordum. 

"Evin şifresini biliyordur, gerçekten tehlikeli biri. Onun psikolojik sorunlarının olduğunu düşünmeye başladım. Özellikle senin yanında onu azarlamadım yoksa sen de sinirlenecektin ve sevgili olduğumuzu söyleyecektin. Bir tek onun bilmesini istemiyorum."

"Neden?" Onun bilmesi bana göre bizim açımızdan daha iyiydi. Taehyung'un eş cinsel olduğunu düşünebilir ve onun peşini bırakabilirdi. Ama Taehyung bizim açımızdan kötü olacağını düşünüyordu.

"Aileme söyleyecek, ailem ne tepki verir bilemiyorum. Özellikle para hırsıyla yaşayan babamın tepkisi ağır olabilir. Sana bir şey olsun istemiyorum."

Sabah ki soğuk davranmasının nedenini de öğrendiğime göre yavaş yavaş içim rahatlıyordu. Aslında şöyle genel olarak düşününce bana olanları anlatsaydı saçma sapan şeyler düşünmez ve yapmazdım. Eun Ji dediği kızı da evde görünce beni aldattığı fikri aklımın ucuna bile gelmezdi en azından. Ama bir yandan da Taehyung'un sinirlenmesini anlayışla karşılıyordum. Ben de onu barda başka birileriyle görsem sinirlenebilirdim. Sonuç olarak ortalığı Eun Ji karıştırmış, biz de tavırlarımızla ateşi iyice körüklemiştik. Neyse ki ikimiz de sakince konuşabilecek bir kıvama çabucak girmiştik. 

"Aslında Eun Ji hiç sessiz kalmadı Jimin, sürekli mesaj attı. Sevgilim olduğundan şüphelendiğini biliyordum ama bu kadar saçma bir şey yapacağını bilemezdim." Sıkıntılı bir nefes verdiği sırada hala ayakta duran bedenimi harekete geçirip yanına ilerlemeye başladım. "Saçma sapan fotoğraflarımızı çekip her hangi bir şeyde sevgilime göndermeyi düşünüyormuş Jimin. Bana böyle söyledi, saçma değil mi? Hangi mantıkla böyle bir şey yapabilir?"

Sonlara doğru ses tonu yükselmeye başlayınca sinirlenmeye başladığını anlamıştım. Ona inanıyordum, sonuçta o kızın iyi bir ruh hali içerisinde olduğunu düşünmüyordum. Her ne kadar saçma olsa da konu o kız olunca her şey mantıklı oluveriyordu. 

Sonunda yanına oturabildiğimde bana dönmüştü. Kaşları çatık, gözleri kısıktı. Her zaman ki sinirlenince ortaya çıkan mimiklerinden biriydi işte ama hala hoşuma gidiyordu. "O kızın psikolojik bir destek alması lazım, mantıklı düşünen bir insan öyle saçma sapan işlere kalkışmaz."

"Haklısın." Sessizce fısıldayıp dudaklarıma küçük bir tebessüm yerleştirdim. Taehyung'un bakışları dudaklarıma kaysa bile istifimi bozmamıştım. Beni öpmeyeceğini biliyordum, bana söylediği ağır cümlelerin ardından haksız olduğunu düşündüğünden emindim. Bu yüzden öncelikle açıklamasını tam olarak yapmayı bekleyecekti.  "Özür dilerim."

Açıklamasına özürle başlangıç yaptıktan sonra bakışlarını gözlerime çıkardı. Pişman ve üzgün görünüyordu. "Canını yakan kelimelerim için özür dilerim Jimin, sadece sana ulaşamayınca endişelendim ve arkadaşlarının sayesinde bara geldiğimde seni öyle görünce kendimi kaybettim." 

"Ben de özür dilerim." Ona biraz daha yaklaşıp aramızda ki mesafeyi sıfıra indirdiğimde heyecanlanmaya başladığımı hissetmiştim. Uzun bir süredir adam akıllı öpüşememiştik bile, heyecanlanmam normaldi. "Biraz da olsa mantıklı durmaya çalışıp o bara gitmeseydim ve direk eve gelip seninle yüzleşseydim sen de öyle iğrenç bir manzarayı görmek zorunda kalmazdın." 

Benim susmamla salonda garip bir sessizlik olunca bu sessizliği değerlendirerek Taehyung'un dudaklarına yaklaştım. Öncelikle yumruk atarak patlattığım yerine küçük bir öpücük kondurdum ve hafifçe geriye çekildim. "Bundan sonra ne olursa olsun hemen gelip bana anlatacaksın."

Kafasını belli belirsiz salladığında gülümseyip dudaklarına yeniden masum bir öpücük kondurdum ve geriye çekildim. "Sevgimden şüphe ettiğini söyledi-"

"Sinirle söylediğimi söylemiştim, ayrıca sen benim sevgimden şüphe ediyorsun." Ses tonu her ne kadar kalın ve erkeksi olsa da Taehyung bazen imkansızı başararak garip bir şekilde ses tonunu çocuksu çıkarabiliyordu. Garibime gitse bile onun çocuksu tavırlarına bayılıyordum,bazen bile isteye onu azarladığım da oluyordu. Bu yaptığım hoş olmasa da gözlerini pörtletip çocuk gibi affedilmeyi beklemesi hoşuma gidiyordu. 

"Sevginden şüphe etmiyorum, beni sevdiğini son zamanlar hariç hep iliklerime kadar hissettirdin." Sağ elimi sol yanağına koyduktan sonra baş parmağımla dudağının hemen kenarında yer edinen yaranın üzerinde gezdirmeye başladım. "Ama ileride beni bırakacağından korkmuyor değilim. Her an sevgin bitecekmiş gibi hissediyorum."

Bu sefer dudaklarımı öpen taraf o olmuş, dudaklarımı esir almıştı. Öpüşme gittikçe derinleşirken elinin birini dakikalar önce sinirle çektiği ensemde ki kısa saçlara getirdi ve yavaşça okşamaya başladı. İlk birlikteliğimizin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen bizim aramızda bir daha öyle bir yakınlaşma olmamıştı. 

Taehyung'dan yavaşça ayrılıp derin nefeslerimin eşliğinde konuştum. "Yatak odasına gitmeye ne dersin?"

Beni başıyla onayladığında ikimizde ayağa kalkıp az önce kavga ettiğimiz yatak odasına girdik. Olayları bu denli hızlı çözüme kavuşturmak güzeldi. İkimizde birbirimize zarar verdiğimizde kolay pişman olan insanlara dönmüştük anlaşılan, yoksa ikimizinde sakinleşmesi mümkün olmayabilirdi. 

Yatağa geldiğimizde uzanacağım sıra Taehyung benden önce davranıp yatağa uzanmış ve ayakta dikilen benim bileğimi yakalayıp üzerine doğru çekmişti. Farklı bir şey denemeye çalışıyordu sanırsam, umursamadan üzerinde ki yerini alıp dudaklarına yöneldim. Fakat Taehyung daha dudaklarını öpemeden konuştuğu için durmak zorunda kalmıştım.

"Canımı yakmamaya özen göster, Jimin." 






nemesis あ vmin ✓Where stories live. Discover now