4•Bölüm

10.6K 1.2K 599
                                    

Elimde tuttuğum kalem dışarıdan ne kadar çalışkan öğrenci izlemini versede aksine sadece öğretmenin gözüne girmek için not tutuyormuş gibi yapıyordum.

Amfide yankılanan ses bir süre sonra uykumu getirmeye başlamıştı. Ders dinlemeyi severdim ama belli bir zaman sonra beynim sulanıyordu. Hücrelerim birbirine giriyor ve beynim patlayacakmış gibi oluyordu.

Öyle ki çarprazımda oturan Taehyung'un o kadar saate rağmen nasıl bu kadar dikkatli dersi dinlediğini merak ediyordum. Her boş vaktinde ders çalışmasına rağmen yüzü hep canlı dururdu. Ben ise bir saat ders çalışayım hemen göz altlarım morarır ve tipim tanınmayacak bir şekile girerdi. Sınav haftamızda bile o mükemmelliğinden taviz vermiyordu.

Ondan hoşlanmıyordum. Kendi dışında ki herkesi küçük görürdü. Arkadaşı yoktu. Nadiren birileriyle konuşurdu. Onda da aşağılamaktan geri kalmazdı. Bu yüzden ona yaklaşan kişiler çekingen bir tavır sergilerlerdi.

Bakışlarımla onu ezmeye devam ederken o, benim bakışlarımdan bir haberdi. Ya da ben öyle sanıyordum. Ama derse olan ilgisi o kadar büyüktü ki öğretmen dışında ki kimseyi fark etmiyor gibiydi. Dirseğini sıraya koyup yanağını eline yasladı. İşte şimdi sıkılmış gibi duruyordu.

Hoca bir şeyler söylerken arada ilgimi çeken kelimeleri cımbızla içinden çektim. Dersin bittiğine dair bir şeyler zırvalarken rahat bir nefes verip önümde ki kitabı kapattım. Dinleye dinleye bir hal olmuştum. Sınıf yavaş yavaş boşalmaya başlarken bakışlarım yeniden çarprazımda oturan çocuğa kaydı.

Ders boyunca tuttuğu notlara göz gezdiriyordu. Çocuk dinlenmek yerine ders tekrarı yapıyordu.

Fırsat bu fırsattır diyerek hızla yerimden kalkıp kantine gittim. İki kahve aldıktan sonra sınıfa geldiğimde Taehyung hala aynı yerinde oturuyordu. Hala beni fark etmemişti. Yanına oturup kahveyi onun önüne doğru ittim.

Sonunda dikkatini çekebilmiştim. Ama bakışlarında bıkkınlık yatmasına bir türlü anlam verememiştim. "Beni rahatsız etmekten ne zaman vazgeçeceksin?"

"Sadece sana kahve getirdim."

"Ders boyunca beni izledin." Ben dersle aşk yaşadığını zannederken o tam tersi herşeyden haberdardı. "Erkek olmasan benden hoşlandığını düşüneceğim."

Eşcinsel olmadığınıda bu cümlesinden rahatça anlamıştım. "Neden? Erkek erkekten hoşlanamaz mı?"

"Ne yani benden mi hoşlanıyorsun?"

"Hayır ama eşcinsellik  denen bir kavram var."

Yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirdi. Sanırsam beni aşağılayacaktı. "Bugüne kadar başıma hiç gelmedi. Gelmesinide istemem. Şimdi müsaade edersen ders çalışmam gerekiyor."

Eşcinsellerden iğreniyordu. İşim oldukça zordu. "Kahveni soğutmamanı tavsiye ederim."

Eliyle önüne koyduğum kahveyi bana doğru iteledi. "Kahve sevmem."

Derin bir nefes alıp sinirle önüne koyduğum kahveyi aldım. En azından nezaketen teşekkür edebilirdi. Nezaket yoksunu salak!

Elime aldığım kahvelerle sırama geçip iki kahveden de içmeye başladım. Ona olan sinirimi kendimden çıkarıyordum. Bakışlarını üzerimde hissetsemde bu bir kaç saniye sürmüştü.

Ben kahvelerle cebelleşirken o notlarıyla ilgileniyordu. Daha sonra bizimkilerin sesini duydum. Amfide yankılanan sesleriyle Taehyung kaşlarını çatmış, elinde ki kalemi sıkmaya başlamıştı.

Arkadaşlarım yanıma gelince önce Taehyung'a sonra bana sonra da önümde ki kahvelere baktılar. "Depresyona falan mı girdin hyung?"

Ses tonu her zamankinden yüksek çıkarken amacının Taehyung'u rahatsız etmek olduğunu anlamıştım. "Sessiz ol Jungkook. Ders çalışıyor."

"Burası kütüphane değil. Gitsin kütüphanede çalışsın." Hoseok hyungun sesi boş amfide yankılanınca Taehyung'un duymamasına imkân yoktu. Aşırı derecede sağır olması gerekiyordu.

Ama ne var ki konuşulanları duymamazlıktan geliyordu. Bakışlarım Hoseok hyung ve Jungkook arasında gidip gelirken söyleyeceklerimi toparlamaya çalışıyordum. "Fena bozuldunuz."

Onlar Taehyung'un tepki vermesini bekliyorlardı ama onun kimseyi umursamayacak kadar soğuk olduğunu unutuyorlardı. "Tepkisizliğin vücut bulmuş hali gibi bu çocuk."

Hoseok hyung ses tonunu onun duyabileceği bir tonda ayarlayarak Taehyung'a laf atmaya devam ediyordu. "Beyninde bir hasar olduğunu düşünüyorum. Beyinde ki bir bölgenin ileri derecede hasar görmesi tepki göstermeyi kontrol edememesini sağlıyor."

Bu saçma konuşmaya gözlerimi devirip kahvelerime geri döndüm. Az önce benim bölümümde ki en başarılı öğrenciye beyninde hasar var demişti. Farkında değildi ki. O bunları konuştukça kendi beyninde ki hasarı belli ediyordu.

Taehyung notlarını toparlayıp yavaşça ayağa kalktı. Gözü kolunda ki saate takılınca adımlarını hızlandırarak amfiden çıktı.

Hoseok hyungun dediği gibi bu çocuk tepkisizliğin vücut bulmuş hali gibiydi. Aynı Hoseok hyungun abartının vücut halini bulması gibi. 

nemesis あ vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin