20•Bölüm

11.1K 1K 432
                                    

Bazı hisler vardır. Böyle yerli yerine oturmuş, ne istediğini bilmek gibi. O an insanın önüne nasıl bir engel çıkarsa çıksın bir şekilde o engeli aşıp yine istediğini alması gibi.

Fakat benim hislerim öyle değildi. Birini sevmeme, kalbimin sadece onun yanında canlanmasına rağmen ne istediğimi bilmiyordum.

Arafta gibi hissediyordum. Bu da beni büyük bir karmaşanın ortasında bırakıyordu. Bir tarafım cennet, bir tarafım ise cehennemdi. Ama gel gör ki ben hangi tarafın cennet veya cehennem olduğunu bilmiyordum.

Şuan ölüme meydan okuyan kalbim bile bu yükle ağırlaşmış, çoktan acılarını bedenime pompalamıştı. Onun yanında heyecanlanıyordum, ama bir tarafım mantığımı devreye kattığı için beni farklı, daha doğrusu istemediğim düşüncelere itiyordu.

İnanmam karşımdaki çocuğa bağlıydı, ama benimle o kadar dalga geçmişti ki şimdi çıkıp 'ben Jimin'i seviyorum' diye haykırsa inanamazdım.

Kalbim çoktan iflas bayrağını çekmiş Taehyung'un dengesiz duygularına yenik düştüğümü gösteriyordu. Aklım direnmekle meşguldü.

Şuan bana santimetrelerce uzakta olan dudakları öpmemi söyleyen bir kalbim, öpmememi söyleyen bir mantığım vardı.

Taehyung kararı bana bırakarak öylece tepkimi izliyordu. Bu zor işi bana vermesi biraz bencillik olsa da şuan ki duygu karmaşamda bana düşünme fırsatı verdiği için minnettardım.

Bu düşüncelerim bile karmaşıktı işte. Neden böyle karmaşaları o değil de ben yaşıyordum?

Bakışlarımı pembemsi ve aşırı davetkar dudaklardan çekerek gözlerine çıkardım. "İnanmıyorum."

Taehyung'un bakışlarında ilk defa başka bir şeyler görüyordum. Boş değildi, umudunu kaybetmeyen sanki bana dilinin ucundakileri gözleriyle anlatmaya çalışan bir çocuk gibiydi. "Sorun değil Jimin, senin yerinde olsam ben de inanmazdım."

Ama dil bir şekilde lafı kıvırsa da gözler saklayamazdı onları. Yalan söylediği, aslında onun için büyük bir sorun olduğu belliydi. Benden yavaşça uzaklaşırken bakışlarını yere indirdi. Boş, kirli zemini saniyelerce sessizce izledi, ben ise onu izledim.

İnanmak istiyordum, ama bunun da bir oyun olma ihtimali vardı. Eğer öyleyse bu sefer kesin dayanamazdım.

İlkinde içkinin gazabına uğramış, benimle oynamasına birebir şahit olmuştum.

İkincisinde bedeninin gazabına uğramış, bu sefer benimle oynamasına birebir zevkle eşlik etmiştim.

Üçüncüsünde kalbimin gazabına uğrayıp, birebir yıkılışımı izleyemezdim. Hiçbir şekilde ona eşlik edemez, hiçbir şekilde benimle oynamasına izin veremezdim.

Her şeyin sonu üçte bitiyordu bende. İlk ikisini yanlış kullanmış olabilirdim. Üçüncüsünde deneme yanılma yöntemini kullanmak istemiyor, onun kalbinin şifresini birebir çözmek istiyordum. Aramızda ki bağın tamamen kopmasına izin veremezdim. Üçüncüsünde yanılırsam aradaki bağı ben koparacaktım. Ve hiç istemediğim bir şeyi kendi ellerimle yapmam imkânsızdı.

"Ben gitsem iyi olacak." Taehyung arkasını döndüğünde fısıltıdan ibaret olan sesimin tozlu raflar arasından sessizce süzülmesine izin verdim. "İnandırman için fırsatın var Taehyung, bana kalbini yeterince açarsan her şey bir puzzle gibi yerli yerine oturur. Aksi takdir de sana öylece inanmamı bekleme."

"Sana kalbimi yeterince açtım."

Yavaşça bana dönerken sertçe söylenmesi neden gitmek istediğini açıklıyordu. Cevabım memnun değildi ve yavaşça sinirleniyordu.

Susmayı tercih ettim ben, o bana yaklaşmayı. İyice dibime girdiğimde bu sefer tüm kararı kendisi vererek dudaklarımı dudaklarıyla örtmüştü.

Dudaklarının hareketi farklıydı, şehvet yoktu, iğrenme hiç yoktu. Duygu vardı. Kalbinden geçenleri dudaklarına aktarmış, benim onu yudumlamamı istiyordu.

Mantığımı durduran son nokta oldu bu. Şuan mantığımı siktir etmiş, ona karşılık vermeye başlamıştım. Tam tadına zevkle varmaya çalışıyordum ki alt dudağımı dudaklarının arasında çekiştirerek benden ayrıldı. Mızmınlanmak istedim o an, yapmadım.

"Bir kızı böyle öpebilirsen hislerim senin için birer oyundur Jimin." Ve son bir kez daha yaklaşıp dudağımın kenarından öptü. "Ve o zaman senin hayatından tamamen çıkacağım, geri dönmemek üzere."

Kelimeleri havada asılı kalmış, birer birer benim sindirmemi beklerken Taehyung çoktan o kelimeler arasında kaybolarak uzaklaşmıştı.

***

"Vay canına." Hoseok hyung biraz şaşkınlık, bolca mutlulukla konuştuğunda ben de gülümsedim.

Jungkook ise somurtmakla meşguldü. Ona göre şuan hislerim veya mutluluğum önemli değildi. Önemli olan girdiğimiz lanet iddiaydı. Daha doğrusu Taehyung'un duymasını istemediğim iddia.

"Henüz iddiayı kazanmış değilsin." Omuz silkip ben rahatım havalarına girmeye çalışsada pek becerememiş, alt dudağına dişleriyle işkence yapmıştı. "Taehyung'un senden tam olarak hoşlandığı belli değil sonuçta."

"Ona inanıyorum." Tamam ilk sefer de kararsızlığımın kurbanı olup ona inanmadığımı söylesemde onun son söylediği cümlelerin hepsinde kelime kelimesine, harfi harfine haklıydı.

Bir kızla öpüşmek şöyle dursun, hayali bile midemi kaldırmıştı. Ve ben ona hak vermiştim. Kızlardan hoşlanan birisinin beni öpmesi, hem.de kendi isteğiyle öpmesi şaşırtıcı bir durumdu.

"Neye dayanarak inanıyorsun?" Jungkook tabi ki iddianın peşinde sürünüp gittiğinden aklı fikri ondaydı.

Ve ben de ona cevabını Taehyung'un cümlelerinin uygulama yöntemiyle verecektim.

Onu yakasından tutup kendime yaklaştırdığımda ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi kaşlarını çatmıştı. Ona biraz daha yaklaşıp dudaklarımı onun dudaklarının hizasına eşitlediğim an yüzünü buruşturarak beni sertçe geriye itti.

"Hoseok hyung, Jimin hyung ırzıma geçiyordu." Jungkook bir çocuk misali bana korkarak bakarken Hoseok hyunga yaklaştı. "Ayak üstü beni sikse izleyeceksin."

Tam ağzımı açıp abartmaması gerektiği konusunda uzun bir nutuk.çekmeye hazırlanıyordum ki Hoseok hyung konuşarak beni susturmuştu. "Mal mısın?"

Hoseok hyung gibi biri vardı da beni uzun bir nutuk çekmek derdinden kurtarıyordu. Elini kaldırıp Jungkook'un kafasına geçirince memnuniyetle gülümsedim.

"Canlı porno seyretme şansım varken ve özellikle sen sikilen tarafken, sence kaçırır mıyım?"

Hoseok hyunga bildiğim en sikici bakışlarımdan attıktan sonra arkamı döndüm. Halletmem gereken daha önemli işlerim vardı benim.

"Nereye?" Arkamdan bağıran Jungkook'a kısa bir cevap vererek hızla onlardan uzaklaştım.

"Taehyung'a."

nemesis あ vmin ✓Where stories live. Discover now