Sikerim Hormonlarını !

2.8K 112 21
                                    







Hani bazen soru sorulmasını istemezsin ya o istenilen cevabı vermek size ölüm gelir. Sorunun cevabı nettir ama siz o sorunun cevabı vermemek için soğuk terler dökersiniz şuanda benim olduğum gibi Mehmet anlamsız şekilde yüzüme bakarken ben ise sadece korku dolu bakışlarımla ona bakıyordum.

Sanki kapı açılacak ve her sorduğu sorunu cevabını içeri girecek ve her şey maf olacak gibi hissediyordum. Derin bir nefes alıp ağzımdaki maskeyi çıkarttım.

-Bir şeyim yok bitanem birden bire oldu. derken yerimden doğrulduğumda Mehmet tekrardan koltuğa yatmam için beni yatırırken ister istemez yarı oturdu bir şekilde yattım.

Çağdaşın odadan çıkması bir bakıma iyi olsa da diğer bakımada kötü bir şeydi.Şuanda Mehmet çalışmamam için baskı yapmamış ve endişeli gözleri gözlerimin üzerindeydi. Masamın üzerinde bulunan çikolatamı dahi bitiremezken aklımdaki soruyu nasıl Mehmet'e söyleyeceğime dair hiç bir şey bilmiyordum.

-Bitanem şu bacaklarını örtecek bir şey yok mu ? diye sorduğunda etrafa göz atmasıyla odamdaki kapının arkasında bulunan vestiyeri gösterdim.

-Dolapta bir tane şalım olucak. dediğimde Mehmet oraya yönelip dolaptan şalı aldığında aniden açılan kapı ile içeriye kardelenin dolması ile gözlerim yerinden çıkacak derecede açılmıştı.

-Umut şerefsizini asansöre binerken gördüm canım iyimisin ? sert bir şekilde yutkundum. Kardelen Mehmet'in odada olduğunun hala farkında bile değilken korku dolu gözlerimi ona açtım.

Ve çok geçmeden odada yankılanan sert bir ses tonu;

-Ne ? Ne dedin sen ? Gözlerimi kapatıp yutkundum kardelen kafasını kaldırıp Mehmet'i görmesi ile rengi bir an beyazlarken bulunduğum şu ortama lanet ettim. Nasıl olurda bir şeyi söylemek için hazırlanmaya vaktim olmazdı.


-Me..Mehmet.. b.be..ben seni görmedim.? korku ile titreyen sesi kardelenin içine kaçmış gibiydi. Yerimden doğrulup ayaklarımı yavaş şekilde yere indirdim.Mehmet'e baktığımda yüzündeki gerginliği daha önce hiç görmemiştim. Çatılan kaşları ve sinirden kaskatı kesilen yüz mimikleri dahil oynamıyor deri nefesler alıyordu.

-O orospu çocuğu burada mıydı Melis ? dediğinde gözlerimi yumup kafamı yere eğdim.

-Kardelen bize müsaade edermisin ? dedim soğuk sesimle kardelen kafasını olumlu anlamda sallayıp odadan çıktı. Oturduğum koltuktan hafif bir şekilde ayağa kalkıp Mehmet'e baktığımda yüzündeki hayal kırıklığını göre biliyordum.

Olayı bilmediği için ona yalan söylediğimi düşünecekti ve şuanda düşüne biliyordu bile. Yavaş hareketlerle yanına gelirken ister istemez kasıklarımdaki hafif ağrı ile yüzümü bürüştürdü.

Kolunu tutup on ayaklanırken sinirden sıktığı ellerini yumruk yaparken ellimi yumrukların üzerine koyup ellerine baktım. Daha önceden bunu yatığımda parmaklarını parmaklarıma kenetleyip beni sakinliğe boğan adam şuanda beni kendisine kabul etmiyordu bile.

Gözümden bir damla yaş aktığında ağlamama fırsat vermeden omuzumla gözyaşlarımı sildim. Göz yaşı zayıflıktır hele ki bunu bir erkek görürse. Sinirden yaptığı yumruklarını açamayacak kadar zayıf ve güçsüzdüm belkide.

-Düşündüğün gibi bir şey yok.Anlatacaktım ve sadece biraz iyileşip toparlanmak istedim. Dedim son derecede kısık sesimle. Yumruk yaptığı ellerini o kadar çok sıkıyordu ki kolundaki damarları resmen dışarda parmak uçları ise beyazlamıştı.

-Evet geldi? Gelmesinin amacı ben değilim bu sefer. diyerek bir göz gözlerine bakıp tekrardan kafamı eğdim. Beni dinle ' diyerek elimle tek göz yaşımı silip tekrardan Mehemte baktığımda çatıldıkça çatılan kaşları daha da çok çatıldı.

Püsküllü BelamWhere stories live. Discover now